Gelisiyorum.com | Blog

21. Kromozom, Tanrı’nın İnsana En Çok Yakışan İmzasıdır

21.03.2025
29
21. Kromozom, Tanrı’nın İnsana En Çok Yakışan İmzasıdır

Bir çocuk hayal edin. Gözlerinde ışıltılı bir merak, ellerinde tuttuğu kelebeğe fısıldadığı sözler, koşarken savrulup uçan saçları… Down sendromlu bir çocuk, dünyayı filtrelerinden arınmış bir lensle görür. Onun için yağmur damlaları birer piyano tuşu, karıncaların yolu bir destan, bir kâğıt parçası ise sınırsız bir evrendir.

Bu çocuklar, bize unuttuğumuz bir hakikati hatırlatır: Hayat, yalnızca hızlanarak değil; durup dokunarak, hissederek yaşanır.  

Bir baba anlatıyor: ‘Oğlum doğduğunda, tüm kitaplar bana ‘yapamayacaklarını’ listeledi. Ama o, listelerin dışında bir hayat kurdu. Bana öğretti ki, insan ‘yapabildikleriyle’ değil, ‘hissettirdikleriyle’ var olur. Onun sarılışı, bir orman kadar derin; gülüşü, denizler kadar geniş…’

Toplumun aynasında yansıyanlar: Acıma değil, adalet!

Ne yazık ki toplum, farklılıkları bir ‘eksiklik’ olarak kodlayan bir dikiz aynasına bakar çoğu zaman. Down sendromlu bireyler, bu aynada bazen ‘acınası’, bazen ‘yük’ olarak yansır. Oysa gerçek problem, onların değil; bizim bakışımızın puslu camlarıdır. Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünya genelinde Down sendromlu bireylerin %80’i temel eğitim haklarından mahrum. Peki, bu istatistik kime ait? Onlara mı, yoksa engelleri örmeye devam eden sisteme mi?

Reklam

Asıl mesele şu: Down sendromu bir hastalık değil, genetik bir farklılıktır. Tıpkı bir zambakla bir gülün ayrı güzellikte olması gibi… Onların ihtiyacı olan, tıbbi tedavi değil; eşit imkânlar, erişilebilir şehirler ve kalıpları kıran bir sevgidir. Brezilya’da dansçı, Japonya’da ressam, İrlanda’da aktivist olan Down sendromlu bireyler, bunun kanıtı. 

Fazladan bir kromozom, katmerlenmiş bir insanlık

21. Kromozomun fazladan bir dansı, bedensel ve zihinsel süreçleri yavaşlatabilir belki. Ama yavaşlık, insanı insan yapan değerleri hızlandırır: Sabır, şefkat, dürüstlük… Down sendromlu bir genç, otobüste yerini yaşlı bir kadına verdiğinde, ‘Bu çocuktan öğreneceğimiz çok şey var’ dedirten o bakışları hatırlayın. Ya da Down sendromlu bir anne adayının, bebeğini kucağına aldığında söylediği o sarsıcı cümleyi: ‘Benim gibi olmasını istemedim… Ama şimdi anlıyorum ki, ben onun gibi olmalıyım.’

Tarih, farklılıklarıyla dünyayı değiştiren insanlarla dolu: Beethoven sağırlığına rağmen senfoniler besteledi, Van Gogh ruhsal bunalımlarıyla resimlere hayat verdi. Down sendromlu bireyler de bize şunu fısıldıyor: Kusurlarınız, sizi kusursuz kılan yanlarınızdır.

Kaynak

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Gelisiyorum.com | Görsel Eğitim Akademisi!