iPad Mini 6 ve iPad Mini 7 karşılaştırması: Benzerlikler ve farklar

Apple, uzun bir aranın ardından iPad mini 7’yi Ekim 2024’te kullanıcılarla buluşturdu. Son modelin, üç yıl önce piyasaya sürülen iPad mini 6’ya kıyasla ne gibi yenilikler sunduğu merak konusu oldu. Her iki model de kompakt tablet sınıfında yer alırken, özellikle performans ve donanım özelliklerindeki farklar dikkat çekiyor. iPad mini 7, Apple’ın güncellenen donanım stratejilerinden biri olarak öne çıkarken, görünüm açısından çok büyük bir değişim sunmuyor.

Bu makalede, iPad mini 6 ve iPad mini 7 arasında yapılan iyileştirmeleri ve farkları detaylı bir şekilde ele alacağız. Ekran teknolojisi, kamera özellikleri, bağlantı seçenekleri ve performans gibi başlıklar altında iki modeli karşılaştırarak kullanıcıların tercihlerini daha bilinçli bir şekilde yapmasına yardımcı olmayı amaçlıyoruz.

Tasarım ve boyut karşılaştırması

Apple’ın iPad Mini serisi, kompakt boyutlarıyla her zaman kullanıcıların ilgisini çeken bir tablet serisi olmuştur. iPad mini 6 ve iPad mini 7 modelleri, taşınabilirlik ve işlevselliği bir arada sunan benzer tasarım çizgilerine sahip. Boyutlar açısından iki cihaz da oldukça küçük ve hafif yapısıyla dikkat çekiyor. iPad mini 6, 19.6 cm uzunluk, 13.5 cm genişlik ve 6.3 mm kalınlık ölçüleriyle piyasaya sürülmüştü. Aynı boyutlar iPad mini 7’de de korunuyor. Bu, iki cihazın elde tutulabilirlik açısından birbirinden farkı olmadığını gösteriyor. Apple, bu form faktörünü yıllar içinde küçük değişikliklerle sabit tutmayı tercih ediyor.

İki cihazın kalınlıklarının 6.3 mm olması, onları ince ve zarif tabletler haline getiriyor. Bu incelik, tabletin mobil kullanıma uygun olmasını sağlıyor. Hem iPad Mini 6 hem de iPad Mini 7, tablet kullanımında rahatlık arayan kullanıcılar için ideal. Bu tasarım, özellikle mobil çalışanlar, öğrenciler veya tableti seyahatlerde yanında taşımak isteyen kullanıcılar için oldukça cazip bir seçenek sunuyor. Apple, ince yapısına rağmen bu cihazlarda sağlam bir alüminyum kasa kullanarak dayanıklılığı da ihmal etmiyor.

Ağırlık konusunda da iPad Mini 6 ve iPad Mini 7 arasında herhangi bir fark yok. Her iki modelin de Wi-Fi versiyonu 293 gram, hücresel bağlantı sunan versiyonu ise 297 gram ağırlığında. Bu hafiflik, tableti uzun süre elde tutarak kullanmayı oldukça konforlu hale getiriyor. Apple’ın bu cihazlarda hafifliği ön planda tutması, taşınabilirlik açısından kullanıcılara büyük avantaj sağlıyor. Ayrıca bu ağırlık, iPad mini serisinin mobilite odaklı kullanım için en uygun Apple tabletlerinden biri olmasını sağlıyor.

Tasarım açısından en büyük fark renk seçeneklerinde ortaya çıkıyor. iPad mini 6, uzay grisi, pembe, mor ve yıldız ışığı renk seçenekleriyle sunulurken, iPad mini 7’de pembe renk yerine mavi renk seçeneği eklenmiş durumda. Bunun dışında, iki cihaz da aynı ince çerçeveli tasarıma, köşeden köşeye uzanan ekran yapısına ve Touch ID entegreli güç düğmesine sahip.

Tasarımın detaylarına bakıldığında, Apple’ın iPad mini serisinde büyük bir değişiklik yapmaktan kaçındığı görülüyor. Her iki model de birbirine çok benzeyen bir dış tasarım sunuyor. Bu davranış, Apple’ın iPad Mini’nin tasarımında bir denge yakaladığını ve kullanıcılar için bu boyutun ideal olduğunu düşündüğünü gösteriyor.

Retina ekran ve görüntü kalitesi

iPad mini serisi, her iki modelde de aynı ekran teknolojisini kullanarak görsel kalite konusunda tutarlılık sağlıyor. iPad mini 6 ve iPad mini 7, 8.3 inç (21.1 cm) Liquid Retina ekrana sahip. Bu ekran, 2266 x 1488 piksel çözünürlük sunarak oldukça keskin ve detaylı görüntüler sağlıyor. Apple, her iki modelde de 326 ppi piksel yoğunluğunu koruyarak kullanıcıların net ve canlı görüntüler elde etmesini sağlıyor.

Liquid Retina ekran, LED arka aydınlatma teknolojisi ile çalışıyor. Bu teknoloji, OLED kadar gelişmiş olmasa da, fiyat-performans dengesi açısından tatmin edici bir görüntü deneyimi sunuyor. Ayrıca ekran, P3 geniş renk yelpazesini destekliyor ve True Tone teknolojisi sayesinde ortam ışığına göre renk sıcaklığını ayarlıyor. Bu, özellikle uzun süreli kullanımlarda göz konforunu artıran bir özellik olarak öne çıkıyor.

Parlaklık açısından, iPad mini 6 ve 7, 500 nit maksimum parlaklık sunuyor. Bu değer, günlük kullanım için yeterli bir parlaklık sağlasa da, iPad Pro gibi üst seviye cihazlarda sunulan XDR parlaklık özelliklerini arayan kullanıcılar için yeterli olmayabilir. Ancak her iki model de genel kullanımda parlak ve canlı bir ekran deneyimi sunuyor. Apple’ın ekran tarafındaki bu tutumu, iPad mini’nin kullanım amacına uygun bir denge kurduğunu gösteriyor.

Kamera performansı: Arka ve ön kameradaki gelişmeler

iPad mini serisi, tabletler arasında kompakt boyutlarıyla öne çıkarken, kamera performansı açısından da tatmin edici özellikler sunuyor. iPad mini 6 ve iPad mini 7 modelleri, kamera tarafında büyük değişiklikler getirmese de, özellikle günlük fotoğraf ve video çekimleri için yeterli donanıma sahip. Apple, her iki modelde de kullanıcıların kaliteli görüntüler yakalamasına olanak tanıyan 12 MP geniş açılı arka kameraya yer veriyor. Bu kamera, tablet kullanıcısının fotoğraf ve video çekim ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde, ancak profesyonel çekimlerde sınırlı kalabilir.

Her iki modelde de kullanılan 12 MP geniş açılı arka kameranın diyafram açıklığı f/1.8 değerinde. Bu diyafram açıklığı, özellikle düşük ışık koşullarında daha fazla ışık alarak daha net ve parlak fotoğraflar çekilmesine olanak tanıyor. Apple, iPad mini 6’daki bu kamerayı iPad mini 7’de de aynen kullanmış durumda. Ayrıca, 5 kat dijital zoom özelliği de her iki tablette mevcut, ancak bu zoom sadece dijital olduğu için görüntü kalitesi bir noktadan sonra düşmeye başlıyor. Fiziksel bir zoom lensi bulunmayan bu kameralar, gündelik fotoğraf çekimleri için uygun olmakla birlikte, profesyonel seviyede ayrıntı gerektiren çekimlerde yetersiz kalabilir.

Video çekimi açısından her iki model de oldukça yetenekli. iPad mini 6 ve iPad mini 7, 4K çözünürlükte 60 fps’ye kadar video kaydı yapabiliyor. Bu, özellikle video içerik üreticileri için tatmin edici bir özellik olarak öne çıkıyor. Ayrıca, her iki cihazda da 240 fps’ye kadar ağır çekim (slo-mo) video kaydı mümkün. Bu özellik, hızlı hareketlerin detaylarını yakalamak isteyen kullanıcılar için büyük avantaj sağlıyor. Sinematik video sabitleme ve sürekli otomatik odaklama gibi ek video özellikleri de, video çekimlerinin profesyonel görünüme yakın bir kaliteye ulaşmasını sağlıyor. Ancak, daha gelişmiş video prodüksiyonları için iPad mini’nin sunduğu bu özellikler yeterli gelmeyebilir.

iPad mini serisinin ön kameraları da oldukça güçlü. Hem iPad mini 6 hem de iPad mini 7, 12 MP Ultra Geniş ön kameraya sahip. Bu kamera, 122 derecelik görüş açısıyla özellikle video konferanslarda geniş bir alanı kadraja alabiliyor. Apple’ın Center Stage teknolojisi de her iki modelde bulunuyor. Bu teknoloji, video görüşmeleri sırasında kullanıcının hareket etmesine rağmen kameranın onu çerçevenin ortasında tutmasını sağlıyor. Özellikle sık sık video görüşmesi yapan kullanıcılar için bu özellik büyük bir kolaylık sunuyor. Bunun yanı sıra Retina Flash ve Smart HDR özellikleri de, düşük ışık koşullarında bile kaliteli selfie’ler çekmeye olanak tanıyor.

iPad mini 7’nin kamera tarafında sunduğu en belirgin fark, Smart HDR 4 teknolojisi. iPad mini 6’da Smart HDR 3 bulunurken, iPad mini 7’de bu teknolojinin bir sonraki sürümü olan Smart HDR 4 kullanılıyor. Smart HDR 4, fotoğraflardaki ışık, renk ve kontrast dengesini daha iyi ayarlayarak, özellikle zorlu aydınlatma koşullarında bile daha net ve canlı görüntüler elde edilmesine olanak tanıyor. Bu özellik, fotoğraf çekimlerinde dinamik aralık ve detayların daha iyi korunmasını sağlıyor. Özetle, iPad mini 6 ve 7 arasında büyük farklar olmasa da, özellikle HDR performansı konusunda iPad mini 7’nin daha başarılı olduğunu söylemek mümkün.

Performans karşılaştırması: A15 Bionic ve A17 Pro

iPad mini serisi, Apple’ın en kompakt tabletlerinden biri olmasına rağmen, güçlü işlemcileriyle dikkat çeken bir cihaz serisi olarak bilinir. iPad mini 6, 2021 yılında piyasaya sürüldüğünde, A15 Bionic çipiyle yüksek performans sunarak kullanıcıların beğenisini kazanmıştı. A15 Bionic, o dönemde iPhone 13 serisinde de kullanılan oldukça güçlü bir işlemciydi. iPad mini 6’da bu çip, cihazın performansını en üst düzeye çıkararak, günlük işlerden oyunlara kadar geniş bir yelpazede sorunsuz bir kullanım sunuyordu. Ancak, iPad mini 7, daha yeni ve güçlü bir işlemci olan A17 Pro ile geliyor, bu da performans konusunda ciddi bir artış anlamına geliyor.

A15 Bionic işlemcisi, 6 çekirdekli bir yapı sunuyor: iki yüksek performans çekirdeği ve dört enerji verimliliğine odaklı çekirdek. Bu sayede cihaz, zorlayıcı işlemler sırasında bile dengeli bir performans sağlayabiliyor. Özellikle oyun oynarken veya video düzenlerken, bu çekirdeklerin dengeli dağılımı sayesinde cihazın aşırı ısınmadan yüksek performans göstermesi mümkün oluyor. Grafik tarafında ise 5 çekirdekli bir GPU’ya sahip olan A15 Bionic, tabletin grafik yoğun görevlerde başarılı olmasına katkıda bulunuyor. Bu, oyunlarda akıcı bir grafik performansı ve video düzenleme gibi işlemlerde daha hızlı sonuçlar anlamına geliyor.

Neural Engine (sinir ağı motoru) ise iPad mini 6’nın performansını belirleyen bir diğer önemli unsur. A15 Bionic, 16 çekirdekli bir Neural Engine’e sahip ve saniyede 15.8 trilyon işlem yapabiliyor. Bu motor, özellikle yapay zeka (AI) tabanlı uygulamalarda ve makine öğrenimi gerektiren işlemlerde etkili bir rol oynuyor. Fotoğraflardaki görüntü iyileştirmeleri, Siri komutlarına yanıt verme hızı ve AR (artırılmış gerçeklik) uygulamalarındaki performans gibi özelliklerde bu sinir ağı motorunun katkıları büyük. Ancak, iPad mini 7’de kullanılan A17 Pro çipi, bu alanlarda çok daha ileri bir teknoloji sunuyor.

iPad mini 7, performans konusunda çıtayı daha da yukarı taşıyor. A17 Pro, Apple’ın en yeni ve en güçlü mobil işlemcilerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu çip, iPhone 15 Pro modellerinde de kullanılan 6 çekirdekli bir işlemci olup, iPad mini 6’ya kıyasla %30’a kadar daha hızlı CPU performansı sunuyor. Bu artış, özellikle çoklu görevler ve yoğun işlem gücü gerektiren uygulamalarda daha akıcı bir deneyim sağlıyor. iPad mini 7, bu gelişmiş işlemci sayesinde geleceğe dönük bir performans vaat ediyor. Cihazın daha güçlü bir GPU’ya sahip olması da grafik yoğun işlemlerde ciddi bir avantaj sunuyor.

A17 Pro’nun grafik performansı, donanım destekli ışın izleme (ray tracing) teknolojisi ile destekleniyor. Bu, oyun grafiklerinde ve grafik işlemeye dayalı uygulamalarda daha gerçekçi ışıklandırma, gölge ve yansımalar anlamına geliyor. iPad mini 7’nin bu yeteneği, özellikle mobil oyun deneyiminde fark yaratacak bir unsur. Ayrıca, GPU’nun dinamik önbellek (Dynamic Caching) ve donanım hızlandırmalı ağ gölgeleme (mesh shading) gibi gelişmiş özelliklere sahip olması, grafik performansını daha da artırıyor. Tüm bu yenilikler, iPad mini 7’nin oyun performansını önemli ölçüde geliştirdiğini gösteriyor.

A17 Pro’nun en dikkat çekici özelliklerinden biri de Neural Engine’in geliştirilmiş yapısı. A17 Pro’da bulunan 16 çekirdekli Neural Engine, saniyede 35 trilyon işlem yapabiliyor. Bu, iPad mini 6’daki Neural Engine’e kıyasla iki katından daha fazla bir işlem kapasitesi anlamına geliyor. Yapay zeka tabanlı işlemlerde bu kapasitenin büyük önemi var. Apple’ın yeni nesil yapay zeka çözümleri olan Apple Intelligence gibi teknolojilerin etkili çalışabilmesi için bu tür güçlü bir sinir ağı motoru şart. iPad mini 7, bu alandaki yetenekleriyle geleceğe dönük bir cihaz olarak öne çıkıyor.

Performans testleri de bu farkları açıkça ortaya koyuyor. Geekbench testlerinde iPad mini 6, tek çekirdek performansında 2.121, çoklu çekirdek performansında ise 5.367 puan almıştı. Buna karşılık, iPhone 15 Pro’da bulunan A17 Pro çipi, tek çekirdekte 2.879, çoklu çekirdekte ise 7.135 puana ulaşıyor. iPad mini 7’nin de benzer sonuçlar alması bekleniyor, bu da iki cihaz arasında ciddi bir performans farkı olduğunu gösteriyor. Grafik testlerinde ise iPad mini 6’nın 19.457 puan aldığı görülüyor, ancak A17 Pro’nun GPU’su bu testi 27.065 puanla tamamlıyor. Bu fark, grafik yoğun uygulamalarda iPad mini 7’nin çok daha güçlü olduğunu doğruluyor.

Bağlantı ve şarj özellikleri

iPad mini 6, Wi-Fi 6 ve Bluetooth 5.0 teknolojilerine sahipken, iPad mini 7 Wi-Fi 6E ve Bluetooth 5.3 ile güncellenmiş durumda. Wi-Fi 6E, daha geniş bant aralığı sunarak daha hızlı ve stabil bir kablosuz internet deneyimi sağlıyor. Özellikle yüksek hızda internet bağlantısı gerektiren uygulamalarda Wi-Fi 6E’nin sunduğu avantajlar belirgin hale geliyor. Bu da özellikle internet üzerinde içerik üreten veya tüketen kullanıcılar için önemli bir iyileştirme olarak değerlendirilebilir.

USB-C bağlantı noktası, iPad mini 6’da 5 Gbps hızında veri aktarımı sağlarken, iPad mini 7’de bu hız 10 Gbps’ye çıkarılmış. Bu, büyük dosya transferleri ve daha hızlı veri aktarımı için önemli bir güncelleme olarak öne çıkıyor. Ayrıca her iki modelde de DisplayPort desteği sayesinde harici 4K monitörlere bağlanabilme imkanı bulunuyor. Ancak iPad mini 7, 4K monitörlerde 60Hz yenileme hızını desteklerken, iPad mini 6 bu hızı 30Hz ile sınırlandırıyor.

iPad mini 7’de aksesuar desteğinde öne çıkan yeniliklerden biri Apple Pencil Pro desteği. Bu yeni aksesuar, Apple Pencil 2’ye kıyasla daha gelişmiş özellikler sunarak profesyonel kullanıcıların dikkatini çekiyor. Özellikle tasarımcılar ve dijital sanatçılar için daha hassas ve gelişmiş çizim deneyimi sunan Apple Pencil Pro, iPad mini 7’nin yaratıcı işler için daha fazla tercih edilmesine yol açabilir. Apple Pencil Pro’nun USB-C üzerinden şarj edilebilmesi, kullanıcıların daha hızlı ve verimli bir şarj deneyimi yaşamasını sağlıyor.

Batarya tarafında ise büyük bir fark bulunmuyor. Her iki model de 19.3 watt-saat kapasiteli lityum-polimer bataryaya sahip ve Apple, her iki cihazın da 10 saate kadar web’de gezinme veya video izleme imkanı sunduğunu belirtiyor. Hücresel modellerde ise bu süre, hücresel bağlantı üzerinden kullanımda 9 saate düşüyor. Tabletin kompakt boyutu göz önüne alındığında, bu batarya süresi günlük kullanım için yeterli kabul edilebilir.

Sonuç: iPad mini 7 mi, iPad mini 6 mı?

iPad mini 6 ve iPad mini 7 karşılaştırıldığında, genel anlamda iPad mini 7’nin donanım ve performans açısından önemli iyileştirmeler sunduğu görülüyor. Özellikle A17 Pro işlemcisi, daha hızlı bağlantı seçenekleri ve Apple Pencil Pro desteği, yeni modelin öne çıkan avantajları arasında. Ancak, tasarım ve ekran teknolojisi açısından her iki modelin de benzer özelliklere sahip olması, bazı kullanıcıların iPad mini 6’yı tercih etmesine neden olabilir.

iPad mini 6, hâlâ güçlü bir işlemciye ve iyi bir kullanıcı deneyimine sahip. Ancak, uzun vadede en güncel donanım ve yazılım desteğini isteyen kullanıcılar için iPad mini 7 daha uygun bir seçenek olabilir. Özellikle performans ve yapay zeka odaklı işlemlerle ilgilenen kullanıcılar için iPad mini 7’nin sunduğu yeni nesil özellikler daha cazip olacaktır.