
Wi-Fi Sinyal Gücünü ve Performansını Artırma Yöntemleri
Bugün gencinden yaşlısına hepimiz en azından bir adet akıllı telefon, dizüstü bilgisayar, akıllı TV veya oyun konsolu kullanıyoruz. Hepimiz evde veya iş yerinde olsun, bir veya birden fazla cihazla kablosuz ağ bağlantısı sağlıyoruz.
İyi bir sinyal gücü olmadan hiçbirimiz ne işlerimizi halledebilir ne de yaptığımız şeyden keyif alırız. Bu bağlamda kablosuz ağ bağlantısı çok önemlidir. Her zaman çeşitli sorunlar yaşamışızdır, yaşamaya devam ediyoruz.
Özetle Wi-Fi, ev internet deneyiminin omurgasıdır. Yönlendirici/modem ile telefonunuz, akıllı televizyonunuz veya diğer cihazlarınız arasında güçlü bir sinyal alamıyorsanız, iyi vakit geçirmiyorsunuz demektir. Neyse ki sorunları hafifletmek, Wi-Fi performansını artırmak için atabileceğiniz bazı adımlar var. Hepsini bir araya getirmeye, kablosuz bağlantı deneyiminizi en iyi hale getirmeye çalışacağız. Ancak ilk önce kablosuz bağlantının çalışma prensibinden ve sinyallerin nasıl dağıtıldığından başlayalım ki, işin temelini anlayalım.
Wi-Fi Sinyali Nedir?
WiFi sinyalleri, radyo dalgaları olarak adlandırılan havada iletilen bir tür elektromanyetik (electromagnetic, EM) dalga boyudur. Bu nedenle WiFi sinyalleri RF (Radyo Frekansı) sinyalleri olarak da bilinir.
Elektromanyetik spektrumundaki en düşük frekanslı dalgalardan bahsediyoruz. Bu dalga boyları bina büyüklüğündedir, görünmezdir ve esasen ışık hızında hareket eder. Radyo dalgaları yönlü değildir, hareketleri daha çok bir göletteki dalgalanmalara veya başka bir tabirle Star Wars filmindeki lazer ışınlarına benzer.
Nasıl Çalışır?
Wi-Fi’niz bu radyo dalgalarını bir cihazdan diğerine veri (paket olarak bilinir) iletmek için kullanır. Erişim noktanız bir sinyali iletmek için 2,4 veya 5 GHz bandını kullanır. Ve bu bantların içinde WiFi kanalları adı verilen daha küçük bantlar vardır.
Başka bir deyişle, farklı bantları otoyollar ve kanalları ise bu otoyol içindeki farklı şeritler olarak düşünebilirsiniz. İlettiğimiz veriler veya paketler bu otoyollar boyunca farklı şeritlerde varış noktalarına doğru seyahat ediyor. Bazen çok sayıda paket taşındığından dolayı şeritlerde sıkışıklık, yani trafik olabiliyor.
Wi-Fi Bağlantısını Neler Etkiler?
Daha güçlü bir Wi-Fi sinyali, daha güvenilir bir bağlantı anlamına gelir ve böylelikle size sunulan internetin hızlarından tam olarak yararlanabilirsiniz. Bu doğal olarak her internet kullanıcısının istediği bir şey.
Can sıkıcı olan şu ki, bazen akıllı telefonumuz veya diğer taşınabilir aygıtlarımızla ağ cihazına bağlı olsak bile sağlıklı veri aktarımı yapamayız. Wi-Fi göstergesi tam kapsamlı bağlantı gücü gösterse bile bunu yaşayabiliyoruz.
Wi-Fi sinyal gücü, sinyal dağıtan ağ aygıtına ne kadar uzakta olduğunuz, 2.4/5 GHz bağlantı türü, etrafınızdaki duvarların malzemesi ve parazitlenme gibi çeşitli faktörlere bağı. Yönlendiriciye ne kadar yakın olursanız o kadar iyidir. 2.4 GHz kanalını kullandığınızda daha uzak mesafelerden bağlantı sağlayabilirsiniz, ancak parazit sorunları yaşanabilir. 5 GHz kanalı ise yakındayken çok daha verimlidir.
Daha yoğun malzemelerden (beton gibi) yapılmış daha kalın duvarlar Wi-Fi sinyalini engelleyecektir. Daha zayıf bir sinyal ise daha düşük hızlara, kopmalara ve bazı durumlarda tamamen bağlantının kesilmesine neden olur.
Ek bir not olarak, her bağlantı sorunu yaşadığınızda bu sinyal gücüyle ilgili olmayabilir. Kötü internet altyapısı, servis sağlayıcı kaynaklı sıkıntılar ve modem kaynaklı problemler olabilir. Bilgisayarınızdaki veya telefonunuzdaki internet yavaş görünüyorsa ilk olarak yönlendiriciyi kapatıp açarak işe başlayın. Eğer sürekli olarak kablosuz bağlantınızla ilgili sorunlar yaşıyorsanız, aşağıda sorunları çözebilmek ve bağlantıyı iyileştirmek için izleyebileceğiniz tüm yöntemleri sıralamaya çalışacağız.
Fiziksel Konum ve Etkenler
Teknik konulardan ziyade, çoğu kişi kablosuz sinyallerin çok hassas olduğunu göz ardı ediyor, konumlama ve fiziksel etkenleri pek umursamıyor. Yönlendiricinizi konumlandırdığınız yer çok önemlidir. Herhangi bir yere konumlandırdığınızda bazı odalardan çok iyi sinyal alırken yatak odasından çok kötü sinyal alabilirsiniz. Bir başka yere koyduğunuzda ise farklı senaryolar yaşanabilir.
Mesafe her zaman en önemli şeydir. Yönlendiriciden ne kadar uzakta olursanız, bağlantınız o kadar kötü olacaktır. Ancak konumlandırma dediğimizde etkili farklı faktörler de var.
Sinyal zayıflığı, bir sinyalin açık havada veya metal, beton, ahşap, toprak, yeşillik vb. malzemelerden geçmeye çalışırken zorlanmasıdır esasında. Kapalı mekanlarda Wi-Fi sinyallerini birçok şey etkileyebilir.
Not olarak, zayıflama parazitle karıştırılmamalı. Parazit, aynı spektrumdaki daha güçlü sinyallerle bastırılarak veya EMI (Elektromanyetik Parazit) veya RFI (Radyo Frekansı Paraziti) gibi diğer yollarla bozularak sinyalin engellenmesidir. Sinyalin engellenmesi veya zayıflaması ise birçok şeye bağlı olabilir.
Parazitlenme
Bilgisayarınız veya tabletiniz yönlendiriciye oldukça yakın olsa bile, yakındaki diğer elektronik aletler ve cihazlar genel sinyal kaliteniz üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Kaçınızın modemi TV, bilgisayar veya akıllı telefonun yanında?
Etraftaki birçok cihaz sinyal kalitesini bozabilir, etkileyebilir ve parazitlenme yapabilir. Yönlendiriciniz ile bilgisayarınız arasındaki görüş hattını da kontrol etmelisiniz. Mikrodalga fırın, buzdolabı ve sabit telefon gibi cihazlar sinyalin önüne geçerse sinyalin kalitesini zayıflatabilirler. Mümkün olan en iyi bağlantıyı sağlamak için aradaki sinyali bozabilecek tüm elektronik aletleri aradan çıkartın veya kullanmadığınızda kapatın.
Duvarlar
İç duvarlarınızın Wi-Fi sinyalini bozabileceği doğrudur. Doğru doğru olmasına lakin yaptığı etki duvarlarınızın yapıldığı malzemeye ve hatta boya tipine bağlıdır. Göz önünde bulundurulması gereken temel gerçek malzemenin ne kadar yoğun olduğu. Masif beton Wi-Fi bağlantısını büyük oranda etkileyebilirken, mesela alçıpan ve ahşap o kadar sorunlu değildir.
Yükseklik
Bulunduğunuz yere ve yapıya bağlı olarak yükseklik de önemlidir. Yönlendiriciyi ne çok yüksek ne de çok alçak yere konumlandırmayın. Örneğin evinizin yüksekliği hesaba katıldığında tam orta konuma veya biraz altına koyabilirsiniz. Referans olarak, bel boyutunuz veya biraz üstü olabilir.
İkinci katı olan bir evde yaşıyorsanız, yönlendiricinizi birinci kattaki yüksek bir rafa yerleştirmek en mantıklı şey olacaktır. Ekstra bir cihaz kullanmıyorsanız, böylelikle üst kattaki bağlantıyı iyileştirmiş olursunuz. Her kata bağlantıyı tek bir modemden dağıtmak istiyorsanız, her yerde eşit kapsama alanı için ikinci kata yerleştirmelisiniz.
Gerekirse Yerin Değişikliği
Wi-Fi kapsama alanını ve sinyal gücünü iyileştirmenin en basit yollarından biri, çoğu insan yönlendiricilerini optimum olmayan konumlarda bulundurması nedeniyle yer değişikliği.
Yönlendiricinizi bir ampul gibi düşünün. Wi-Fi radyo sinyali, tıpkı görünür ışığın bir lambadan yayılması gibi dağıtıcıdan etrafa yayılır. Eğer oturma odanızın ortasındaki kanepede kitap okumaya çalışıyorsanız lambayı odanın en uzak köşesine koymazsınız, çünkü ışıktan yararlanamazsınız. Aynı şekilde, koltukta telefonunuzla oynarken güçlü bir Wi-Fi sinyali istiyorsanız, Wi-Fi yönlendiricinizi evin uzak bir köşesine koymak mantıklı değildir.
İdeal olarak, Wi-Fi yönlendiriciniz evinizdeki ihtiyaçların ve cihazların merkezinde bir konuma yerleştirilmeli ve sadece kablo veya fiber hattının evinize girdiği yere göre yerleştirilmemeli.
Gereksiz Cihazları Kaldırın
Örneğin, televizyonunuza ve internetinize bağlı ancak kullanmadığınız Chromecast veya TV kutusu gibi bir cihazınız var. Eğer kullanmıyorsanız bağlantıyı kesin. Bu sadece bir örnekti. Akıllı ev çözümlerinin de yaygınlaşmasıyla birlikte artık internet bağlantısı sağlayabilecek cihazların sayısı çok arttı.
Odak nokta, işinize geçici veya kalıcı olarak yaramayan cihazların bağlantısını sona erdirmek. Wi-Fi ağınıza eklediğiniz ancak aslında Wi-Fi ağınızda olması gerekmeyen her şey için geçerli. Kablosuz bağlantı üzerinden bağlantı kuran çamaşır makineleri bile mevcut artık. Bazı cihazları uzun süre önce kurarsınız lakin sonra unutulur gider.
Önemli: Bağlantı Kanalları
Wi-Fi bağlantılarında tıkanıklık sıkça yaşanabilir. Artık hepimiz yoğun nüfuslu bölgelerde, birbirine yakın ve çok yüksek apartmanlarda yaşıyoruz. Etrafınızda kablosuz cihaz kullanan o kadar çok insan var ki, hava dalgaları etrafta dolaşan sinyallerle dolu.
Telsizler ve bebek monitörleri gibi, yönlendiriciler de en yaygın frekans olan 2,4 GHz’lik frekansta alışır. Bu frekansta 13 kanal vardır ve her kanal, etrafındaki iki kanaldan 20 MHz uzaklıktadır. Aralık göz önüne alındığında, 13 kanalın her biri en az iki diğer kanalla çakışır.
Çakışma sinyal parazitine yol açar, bu da paket kaybı nedeniyle veri yeniden iletimlerini zorlayarak bağlantınızı etkili bir şekilde yavaşlatabilir. Hatta parazit çok fazlaysa tamamen kesilmesine neden olabilir. Çakışmayı önlemek için yalnızca 1, 6 ve 11 numaralı kanallar arasında seçim yapabilirsiniz.
Çoğu insan yönlendiricilerinin varsayılan kanalını asla değiştirmez. Bu nedenle, siz mevcut kanalınızı değiştirerek potansiyel tıkanıklık sorunlarını hafifletebilirsiniz. Değiştirmek için modeminizin yazılımı veya web arayüzüne, ardından kablosuz bağlantı ayarlarına gidin.
Bazı modeller ise otomatik kanal tarama özelliğine sahip. Bu özellik, etraftaki cihazları tespit ederek mevcuttaki en iyi kanalı kullanmanızı sağlıyor. Ayrıca hangi kanalın en iyi seçenek olduğunu belirlemek için komşularınızın yönlendiricilerinin hangi kanalı kullandığını bulabilirsiniz:
- Windows’un arama kısmına “Komut İstemi” yazın ve yönetici olarak çalıştırın.
- Sonrasında doğrudan aşağıdaki komutu yazdıktan sonra Enter tuşuna basmanız yeterli. “Channel” satırının karşısında kanal numarasını göreceksiniz.
Özetle, WiFi kanalını seçmek önemlidir çünkü sizinle aynı WiFi kanalında çok fazla yakın kullanıcı olabilir. Bu da parazite ve bir tür trafik sıkışıklığına sebebiyet verir. Hr iki frekans bandında da birkaç kanalımız (veya bant genişliğimiz) var ve bunlar şu şekilde dağılıyor:
- 2,4 GHz = örtüşmeyen 3 kanal (1, 6 ve 11)
- 5 GHz = örtüşmeyen 25 kanal, ancak çoğu cihazda yalnızca 9’u evrensel olarak destekleniyor (36, 40, 44, 48, 149, 153, 157, 161, 165)
Yönlendirici Frekansı, 5 GHz
Eğer 5 GHz frekansını destekleyen bir ağ cihazınız varsa kullanmaya gayret gösterin. 5 GHZ daha yeni bir standart ve yüksek ihtimalle etrafınızdaki çoğu cihaz 2,4 GHz desteklidir. Sadece bu da değil, aynı zamanda 2,4 GHz frekansına göre daha uzak aralıklarla yerleştirilmiş çok daha fazla kanala sahip.
Uzun lafın kısası, 5 GHz bağlantılar daha az parazite neden olmakta. Modem/yönlendirici ayarları üzerinden hem kanal hem frekans ayarı yapabilirsiniz. 5 GHz’i etkinleştirdiğinizde, genellikle hem 5 GHz hem de 2,4 GHz için iki ayrı bağlantı oluşur. İstediğinize bağlanabilirsiniz.
Son olarak önemli bir not düşelim. 5 GHz her ne kadar yeni bir standart olsa da yakın mesafeli bağlantılarda daha başarılıdır. Mesafe uzadığında 5 GHz’den o kadar da iyi verim alamayabilirsiniz. Böyle durumlarda tekrar 2,4 GHz’e geçiş yapabilirsiniz.
Yeni Modem/Yönlendirici
İnternet servis sağlayıcıların (İSS) tamamı, genellikle ilk abonelik sırasında size varsayılan bir modem verir. Sorun şu ki, bu modemler çoğu ev kullanıcısı için yeterince iyi olsalar bile yüksek kaliteli değiller.
İSS’nizin varsayılan yönlendiricisinden memnunsanız yolunuza devam edin. Eğer değilseniz, daha kaliteli ve daha yeni nesil ürünlerin daha iyi sinyal sağlayacağını hatırlatalım. Bu ürünler daha yeni teknolojilerin yanı sıra yüksek kaliteli antenlere de sahip.
Televizyonlarda anten ne kadar büyük ve güçlü olursa görüntü de o kadar net olur. Yönlendirici antenleri de benzer bir prensibi takip ediyor. Ancak gelişmiş modem/yönlendiricilerin sadece antenleri daha iyi değil, bunların sayısı da fazla olabilir.
Yeni Wi-Fi Teknolojileri
Ağ teknolojileri hız kesmeden gelişiyor, Wi-Fi 5 ve Wi-Fi 6 derken hızlıca Wi-Fi 7’ye geçiş serüveni başladı. Yeni bağlantı standartlarıyla birlikte kablosuz bağlantı tarafında da sürekli iyileştirmeler yapılmakta. Yeni ürünler alırken desteklediği standardı kontrol edin.
Bir dipnot olarak: Eğer kullandığınız cihazlar yeni Wi-Fi standartlarını desteklemiyorsa, alacağınız cihazların yeni olması bir şeyi değiştirmeyecektir. Hem ağ cihazı hem kablosuz bağlantı sağlayan cihazın aynı desteği sunması gerekli.
Anten Değişimi
Eğer bunun için bütçeniz yoksa, alternatif bir çözüm olarak mevcut modelinizdeki antenleri değiştirebilirsiniz. Çoğu anten vidalanabilir ve çıkarılabilir yapıdadır, böylelikle kolaylıkla değiştirilebilir.
Ayrıca yönlendiricinizin anten yönü değiştirilebiliyorsa, cihazlarınıza doğru yönlendirdiğinizden emin olun. Dümdüz yukarı doğrultmayın. Yönlendiricinizin birden fazla anteni varsa, hepsini aynı yöne doğrultun. Ters yönlere doğrultarak kapsama alanını genişletemezsiniz, yalnızca sinyalinizi zayıflatırsınız.
Tüm yönlendiricilerin çıkarılabilir antenleri olmasa da, olanlar genellikle RP-SMA (Reverse Polarity SubMiniatur) olarak bilinen standart bir bağlantı kullanılmakta. Bir anten kullanarak radyo sinyal gücündeki artış dBi (desibel izotropik) cinsinden ölçülüyor söylediğimiz gibi. Antenlerin kalitesi de dBi değerlerini iyileştirecektir.
Yönlendiricinizdeki antenler zayıf ve (3-5 dBi) ve çıkarılabilirlerse, bunları yüksek kaliteli antenlerle (8-10 dBi) değiştirmeye değecektir. Fiyatlar da aşırı pahalı değil.
USB Antenler
Elinizdeki ağ cihazının kendi anteni yok veya dahili anteni değiştirdikten sonra bile güvenilir bir sinyal alamıyor musunuz? Bilgisayarınız için bir USB anten satın almayı düşünebilirsiniz. Dahili antenle aynı şekilde çalışır, ancak optimum performans için ihtiyaç duyduğunuz şekilde konumlandırılabilir. İlave olarak, kablo takılı bir model almak daha mantıklı olabilir. Bu sayede cihazı hareket ettirmeden alıcıyı en iyi konuma taşıyabilirsiniz.
Ürün Yazılımı (Firmware) Güncellemesi
Birçok farklı donanımda olduğu gibi, modem, yönlendirici ve mesh cihazları gibi çoğu aygıtın yönetildiği bir ürün yazılımı vardır. Bir aygıtın ürün yazılımı cihazın beyni gibidir, çalışmasını sağlayan temel yazılımdır.
Neredeyse tüm modern teknolojilerde olduğu gibi, ağ cihazları üreten şirketler de ürünlerini daha stabil hale getirmek, performansı artırmak ve güvenlik açıklarını düzeltmek için sürekli ince ayarlar ve güncellemeler sağlıyor.
Çoğu modern cihazdın firmware sürümünü yönetici portalı (yazılım veya arayüz) üzerinden güncelleyebiliyoruz. Bunun mümkün olup olmadığından emin değilseniz veya bunu nasıl yapacağınızdan emin değilseniz, yönlendiricinizin kılavuzuna bakın. Talimatlar orada yoksa internet servis sağlayıcınızla iletişime geçebilir veya her zaman olduğu gibi Technopat Sosyal‘den yardım alabilirsiniz. Üye değilseniz üye olabilir, geçmiş konulardan yardım alabilir veya yeni konu açarak yardım çağrısında bulunabilirsiniz!
Ağ cihazlarında ürün yazılımı güncellemeleri iki büyük nedenden dolayı önemli. Birincisi ve güçlü bir Wi-Fi sinyali almaktan çok daha önemlisi, yönlendiricinizi güncel tutmak, kendi modeliniz için mevcut olan en güvenli ürün yazılımını çalıştırmanızı sağlar. Bu, eski yönlendiricinizi elden çıkarmanızı ve artık güvenlik güncellemeleri almıyorsa yükseltmenizi tavsiye edecek kadar önemlidir.
Diğer yandan firmware güncellemesi sadece güvenlikle ilgili değil. Aygıt yazılımı güncellemesi aynı zamanda hataları giderebilir ve performansı artırabilir. Eski yönlendiricinizin yeni telefonunuzla uyumlu çalışmasını sağlayan bir hata düzeltmesi, tamamen yeni bir yönlendiriciniz varmış gibi hissettirebilir.
QoS Araçları
Birden fazla kişi aynı Wi-Fi bağlantısını kullandığında QoS (Quality-of-Service) özelliği devreye girer. QoS araçları uygulamaların kullandığı bant genişliği miktarını sınırlamakta. Hangi uygulamaların ve hizmetlerin öncelik alacağını belirleyebilir ve günün farklı zamanları için öncelikler ayarlayabilirsiniz.
QoS, evinizdeki herkes aynı anda dosya indirmeye veya en sevdikleri video oyunlarını oynamaya karar verdiğinde video akışının bozulmasını önler. Dosyalarını indirmeye ve oyun oynamaya devam edebilirler, sadece daha yavaş bir hızda, böylece filminizin keyfini çıkarabilirsiniz.
Genellikle yönlendirici arayüzünün gelişmiş ayarlarında bulunan QoS ayarlarına göz atabilirsiniz. Bu belirli uygulamalar için bant genişliğine öncelik veren oyun veya multimedya ayarlarını görebilirsiniz. Maalesef ki bahsettiğimiz kullanışlı özellikler eski ağ ürünlerinde pek bulunmaz. Bir ihtimal güncellemelerle eklenme ihtimali var, bu nedenle üste bahsettiğimiz gibi yazılım güncellemelerini yapmayı unutmayın.
Kablosuz (Wi-Fi) Menzil Genişletici & Sinyal Güçlendirici
Yaptığınız şeyler fayda etmediyse ve ölü noktalara internet ulaştırmak istiyorsanız, yara bandı olarak Wi-Fi genişletme cihazlarını masaya getirebilirsiniz. Evet, kaliteli bir yönlendirici kadar iyi performans sağlayamayabilir. Ancak internetinizi bulunduğunuz yerin başka bir noktasına taşımak için Wi-Fi genişletici olarak bilinen ürünlerden birini alabilirsiniz.
Sinyal kalitesini iyileştirmekten ziyade, sadece ölü nokta olan belirli bir alana daha güçlü bir sinyal taşımak istiyorsanız bu kullanışlı bir çözüm. Diyelim ki evinizin içinde Wi-Fi kapsama alanınız oldukça iyi ancak balkonda veya bahçede oturduğunuzda Wi-Fi bağlantınız sürekli kopuyor. Buraya bitişik odaya bir repeater (tekrarlayıcı) koyduğunuzda internet bağlantısı sağlayabilir, bir şeyleri değiştirmek zorunda kalmazsınız. Bununla birlikte, uygun fiyatlı ürünlerin yanı sıra oldukça pahalı, premium genişleticiler de var.
Mesh Sistemler
Eğer bulunduğunuz alan (ev, iş yeri) oldukça büyükse ağ yönlendirici (mesh router) sistemlerini de düşünebilirsiniz. Birbiriyle bağlantılı mesh sistemler, evinizin her yerindeki Wi-Fi sinyalini artırmanın kolay bir yoludur ve otomatik aygıt yazılımı güncellemeleri ve misafir ağları gibi diğer harika özellikleri içerir.
Mesh ağ çözümlerinde birden fazla aygıt bulunur, hepsini birbirine bağlayarak interneti geniş bir alana yayabilirsiniz. Menzil genişleticilerin aksine, mesh sürekli aynı ağda kalarak menzilinizi genişletmenizi sağlıyor. Menzil genişleticilerdeyse genişletilmiş ağa geçerken kısa bir kopma gerçekleşmekte. Bu esnada internet üzerinden bir görüşme yapıyorsanız görüşme sonlanır veya bir dosya indiriyorsanız indirme iptal olur.
Doğrusu çoğu insanın mesh sistemine ihtiyacı yok, birçok kişinin bütçesi de müsait değil. Aygıt yazılımı güncellemeleri ve misafir ağları da sunan daha ucuz çözümler bulabilirsiniz.
Kablosuz Erişim Noktası (Access Point)
İşletmeler bazen büyük ofis binalarını kapsamak için düzinelerce kablosuz erişim noktası (AP) kullanmakta. Bu çoğu ev için uygun değildir, ancak büyük konutlarda yatırım yapmaya değebilir. Kablosuz erişim noktaları, ulaşılması zor köşe odaları veya açık alanları kapsama alanına dahil etmek için etkilidir.
Bir ev ağına access point eklemek istiyorsanız, aldığınız ürünü birincil yönlendiriciye veya ağ geçidine bağlamanız gerekir. Birçok ev yönlendiricisi özellikle bu amaç için bir erişim noktası modu sunduğundan, genellikle sıradan bir access point yerine ikinci bir geniş bant yönlendirici kullanılabilir.
İstemediğiniz Kullanıcıları Uzaklaştırın
Ağınız şifresizse veya zayıf bir şifreye sahipse, istenmeyen bir misafir ağınızı kullanıyor olabilir. Veya daha önce ağınıza bağlanan, bir şekilde bağlantı elde etmiş komşunuz internetinizi kullanıyor olabilir.
Wireless Network Watcher gibi araçlarla ağınıza bağlı tüm cihazları görüntüleyebilirsiniz. Bazı yönlendiricilerde hangi cihazların ne kadar fazla veri kullandığını gösteren bir trafik analizörü bile var.
Eğer uygunsuz bir durumla karşılaşırsanız, ağınızı güçlü bir parola ile güvenli hale getirin ve güvenlik protokolünü WPA2 veya WPA3 olarak değiştirin; WEP’in kırılması çok daha kolaydır. Hatta aile bireylerinden birinin siz farkında olmadan interneti sömürdüğünü bile fark edebilirsiniz. Bu durumda yapacağınız şey size kalmış 🙂
Mümkünse Kablolu Bağlantı
Her zaman söylediğimiz gibi, kablolu bağlantı her zaman daha sorunsuz ve daha performanslıdır, daha düşük gecikme ve ping sağlar. Mesafe nedeniyle tüm cihazları kabloyla bağlamanın mümkün olmadığını biliyoruz. Ancak mümkünse, cihazlarınızla kablolu şekilde internete bağlanmaya çalışın.
Modeme yakınsanız, özellikle masaüstü bilgisayar, oyun konsolu veya TV gibi cihazları Ethernet ile bağlayabilirsiniz. Böylelikle modem/yönlendiriciye bağlı cihazların sayısı da azalacak, böylelikle Wi-Fi trafiği biraz daha iyi hale gelecek.
İdeal Sinyal Gücü
Peki hangi sinyal gücünü hedeflemelisiniz? E-posta gönderme, web’de gezinme veya barkod tarama gibi basit, düşük verimli görevler için -70 dBm iyi bir sinyal gücüdür. IP üzerinden ses veya video akışı gibi daha yüksek verimli uygulamalar için -67 dBm daha iyidir. Aşağıdaki tabloda ortalama olarak bazı değerler göreceksiniz. İstenen sinyal güçleri ağ gereksinimlerine, ortama ve kişiye göre değişebilir:
Sinyal Gücü | Durum | Kullanım | |
---|---|---|---|
-30 dBm | Mükemmel | Ulaşılabilir maksimum sinyal gücü. Cihaz muhtemelen çok yakındadır | |
-67 dBm | Çok İyi | Veri paketlerinin çok güvenilir ve zamanında iletilmesinin gerektiği uygulamalar için minimum sinyal gücü | VoIP/VoWi-Fi, video akışı gibi işlemler |
-70 dBm | Kabul edilebilir | Güvenilir paket teslimatı için minimum sinyal gücü | Email, web |
-80 dBm | Pek iyi değil | Temel bağlantı için minimum sinyal gücü. Paket teslimi güvenilir olmayabilir | Küçük bağlantılar ve sayfalar |
-90 dBm | Kullanımı Zor | İnterneti kullanmak oldukça zor olabilir |
Wi-Fi Sinyal Gücü Nasıl Kontrol Edilir?
Basit Yoldan
Wi-Fi bağlantınızın gücünü kontrol etmek için yapmanız gereken ilk şey cihazın bağlantısını kontrol etmek. iPhone, iPad, Android, Mac veya Windows PC kullanıyor olabilirsiniz, her cihazın bir Wi-Fi bağlantı göstergesi vardır. Genellikle dört veya beş eğri çizgi Wi-Fi sembolünü oluşturur ve ne kadar çok çizginin içi doluysa bağlantı o kadar güçlü demektir.
Öncelikle, her telefon, tablet ve dizüstü bilgisayarda kullanılan ağ yongaları ve yazılımlar farklı. Bu bağlamda Wi-Fi gücü farklı şekilde gösterilebilir. Eğer mümkünse kontrolü ikinci bir cihazda daha yapın. Her iki cihazdaki internet performansını karşılaştırın ve Wi-Fi çekim için ne gösterdiklerine bakın. Her ikisinde de benzer sonuçlar elde ediyorsanız testlere devam edebilirsiniz.
Wi-Fi bağlantınızın belirli bir noktada zayıf olduğunu belirlediyseniz, yapmanız gereken bir sonraki şey etrafta dolaşmak ve cihazınızdaki Wi-Fi çubuğunu izlemek. Yönlendiriciden ne kadar uzakta olduğunuzu ve yönlendirici ile aranızda kaç duvar olduğunu takip edin. Wi-Fi çubuklarınızın ne zaman artıp azaldığına dikkat edin. Farkındayız bu çok basit görünen bir yöntem lakin çoğu durumda bağlantıyı analiz etmek için bize iyi fikirler verir.
Etkili ve Gelişmiş Yöntem
Wi-Fi’nizin gücünü daha derinlemesine incelemek istiyorsanız, miliwatt (dBm) türünden desibellerini ölçmek için bir yazılıma (AirPort Utility veya Wi-Fi Analyzer gibi) ihtiyacınız olacak. Windows’un yanı sıra Android ve iOS cihazlar için de uygulama mağazalarında bu işi yapan uygulamalar bulabilirsiniz. Hepsinin çalışma mantığı aşağı yukarı aynı.
Bir Wi-Fi sinyalini birden fazla şekilde ölçebilirsiniz. En doğru ölçüm miliwatt’tır (mW), ancak ondalık basamak sayısı (0,0001 mW) nedeniyle okuması en zor olanı. Alınan Sinyal Gücü Göstergesi (Received Signal Strength Indicator, RSSI) başka bir seçenek olsa da, Wi-Fi cihaz satıcıları bunu tutarsız bir şekilde ve farklı ölçeklerle kullanıyor.
Miliwatt’a (dBm) göre desibel tüm sorunları ortadan kaldırıyor ve birçok üretici de zaten RSSI’yı dBM’ye dönüştürüyor. Yani dBm ölçümü en çok kullanılanı. Bilinmesi gereken ilk şey dBm ölçümlerinin negatif sayılarla gösterilmesi. Ölçek -30 ile -90 arasında değişiyor, artı yönde ne kadar yüksekse bağlantı o kadar iyi demek. -30 görüyorsanız mükemmel bir kablosuz bağlantınız var demektir ve muhtemelen yönlendiricinin yanında duruyorsunuz. Ancak -90 dBm’lik bir değer görüyorsanız bağlantınız son derece zayıftır, hatta muhtemelen ağa bağlanamazsınız.
Peki dBm kaç olmalı? -50 dBm mükemmel bir bağlantı için yeterlidir. -60 civarı da iyidir, yayın izlemek ve sesli aramalar için yeterli diyebiliriz.
iOS ve Android
iPhone ve iPad için Airport Utility uygulamasını veya Android için WiFi Analyzer‘ı kullanabilirsiniz. Her ikisinin de kullanımı kolay ve etrafınızdaki tüm kablosuz ağlar için bilgi edinebilirsiniz. iOS cihazlar kullanıyorsanız, telefonun ayarlar bölümüne girmeniz ve Wi-Fi tarayıcıyı açmanız gerekiyor. Ayarlar bölümünden (uygulama ayarları değil) Airport Utility’i bulun ve ardından Wi-Fi Tarayıcı’yı (Wi-Fi Scanner) açın. Sonra uygulamaya girin ve bir tarama başlatın, RSSI olarak ifade edilen dBm sonuçlarını göreceksiniz.
Android kullanıcıları için Wi-Fi Analyzer bir adım daha kolay. Uygulamayı açın ve bulunan ağları arayın, bu kadar. Etraftaki ağlar, bağlantı gücüyle birlikte dBm olarak listelenecek.
Hem iOS hem de Android platformlarında farklı birçok uygulama mevcut. Dilerseniz “Wi-Fi Analyzer” şeklinde arama yaparak farklı seçenekleri görebilirsiniz.
Windows
Windows 10 ve Windows 11’de sinyal gücünü görüntülemek için yerel bir yöntem bulunmuyor. Ancak Komut İstemi ile sinyal gücünü yüzdeli olarak görebilirsiniz. Bunun için Başlat Menüsü’nden arama kısmına “Komut İstemi” yazın ve yönetici olarak çalıştırın. Gelen komut ekranında netsh wlan show interface
komutu girdikten sonra aşağılarda sinyal kalitesi de listelenecek.
Üçüncü Taraf Yazılımlar
Diğer yandan Windows için geliştirilen birçok farklı yazılım bulmak mümkün. Microsoft Store’da yine WiFi Analyzer adında bir uygulama bulabilirsiniz. NirSoft’un WifiInfoView isimli programı da kullanılabilir. Ücretsiz, kullanımı kolaydır ve kurulum gerektirmiyor. Sadece EXE dosyasını açın ve çift tıklayın.
macOS
macOS işletim sistemine sahip cihazlarda bağlı ağı ölçmek istiyorsanız herhangi bir program veya uygulama indirmenize gerek yok. Seçenek (Option) tuşuna basılı tutun ve Wi-Fi sembolüne tıklayın. RSSI girişinde dBm ölçümlerini göreceksiniz.