
Diyet uzmanından ‘Ramazan pidesi’ uyarısı: Pide yemeden önce bilmelisiniz!
Beslenme ve Diyet Uzmanı Renan Güneş, iftarda Ramazan‘ın vazgeçilmezi olan pideyi sadece bir avuç içi tüketilmesi gerektiğini ve tokluk duygusu için çorbadan sonra 10-15 dakika ara verilmesini tavsiye etti. Diyetisyen Güneş, Ramazan’da yapılan başlıca beslenme hatalarının uzun süre aç kaldıktan sonra besinleri çok hızlı tüketmek, porsiyon kontrolü yapamamak ve yeterli su tüketmemek olarak sıraladı.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Renan Güneş, Ramazan ayında bağışıklık sistemini güçlü tutmak için iftar ve sahurda yeterli ve dengeli beslenmenin önemini vurguladı. Oruç tutanların sadece karın doyurmak için değil, sağlıklı ve dengeli bir öğünle, yorgunluk, halsizlik, susuzluk ve en önemlisi baş ağrısı hissetmeden orucunu sağlıklı bir şekilde tamamlaması için önemli bilgiler verdi. Besinlerden alınan kalorilerin azalması veya belli bir öğüne toplanmasının enerji harcamasını kısıtlayıp metabolizma hızını düşürdüğünü aktaran Diyetisyen Güneş, “Uzun süre aç kaldıktan sonra besinleri çok hızlı tüketmek, porsiyon kontrolü yapamamak, yeterli su tüketmemek en sık yapılan hatalardan birkaçıdır. Hızlı öğün tüketimi, hazımsızlık ve şişkinliğe neden olabilir. Fiziksel açlık nedeniyle porsiyon kontrolü yapmak zorlaşabilir. Ayrıca, uzun süreli açlıkla beraber metabolizma hızının yavaşlamasıyla Ramazan ayında kilo artışları görülebilir” diye konuştu.
“ŞEKERLİ BESİNLER SAHURDA TERCİH EDİLMEMELİ”
Ramazan ayında hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları gibi kronik rahatsızlığı olanların, hamile ve emziren kadınların, kanser hastaları ve sürekli ilaç kullananların riskli grup olduğunu belirten Diyetisyen Güneş bu kişilerin mutlaka doktor ve diyetisyenlerine danışarak karar vermeleri gerektiğini söyledi. Yiyecek seçimlerinde az yağlı, protein içeriği yüksek, sağlıklı karbonhidrat içeren, posa içeriği yüksek, gün içinde acıkmayı önleyebilecek, sindirimi yormayacak ve susamayı önlemek için tuz oranı düşük besinler olduğunun altını çizen Diyetisyen Güneş “Buna en uygun seçenek kahvaltıdır. Protein kaynağı olarak az yağlı süt, az tuzlu peynirler ve yumurta tercih edilebilir. Yanına sağlıklı karbonhidrat içeren tam tahıllı ekmek eklenebilir. Susatmaması için tuzsuz zeytin veya onun yerine avokado veya çiğ kuruyemişler tercih edilebilir. Şekerli besinler kan şekerini yükselteceği için özellikle sahurda tercih edilmemelidir. Şeker yerine taze veya kuru meyveler, bağışıklık sistemini kuvvetlendiren vitamin ve mineral içeriğinden dolayı tercih edilmelidir” dedi.
“İFTARDA ÇORBADAN SONRA 10 DAKİKA ARA VERİN”
İftarı hurma veya zeytin ile açtıktan sonra 1-2 bardak su içilmesi ve yavaş yenilmesi gerektiğini vurgulayan Diyetisyen Güneş, “Ardından çorba ile devam edilmeli ve mümkünse 10-15 dakika ara verilmelidir. Bu tokluk duygusu oluşturacaktır. Ana yemek olarak et grubu tercih edilecekse ağır, yağlı kızartmalı etler değil, ızgara veya yağsız fırında pişirilmiş etler tercih edilmelidir. Etin yerine tüketebileceğiniz kuru baklagilleri bir gece önceden suda bekleterek gazını almak, sindirim sistemini rahatlatacaktır. Sebze olarak zeytinyağlı bir sebze yemeği veya mevsime uygun salata tercih edilebilir” ifadelerini kullandı.
“PİDENİN BİR AVUÇ İÇİ KADAR TÜKETİLMESİ GEREKİR”
Karbonhidrat kaynağı olarak her zaman tahıllı ekmekleri önerdiklerini belirten Diyetisyen Güneş, “Ramazan ayının değişmez lezzeti pidenin bir avuç içi kadar tüketilmesi gerekir. Ekmek veya pide yerine tam buğday unundan yapılmış makarnalar veya bulgur pilavı da tüketilebilir. Yoğurt, ayran, cacık yemeklerle beraber tüketilebilir. İftardan 1-2 saat sonra meyve ve yoğurt, 10-15 tane çiğ kuruyemiş veya 1 küçük kase sütlü tatlı tüketilebilir. Hazmı kolaylaştıran rezene gibi çaylar tüketebilir, içine çubuk tarçın koyarak kan şekerinizi kontrol etmek sağlanabilir” diye konuştu.
Diyetisyen Güneş Ramazan ayı boyunca ağır yağlı yemeklerden, kızarmış besinlerden, çok tuzlu ve çok tatlı yiyeceklerden, sucuk, salam, sosis, pastırma gibi gıdalardan uzak durmak gerektiğini dile getirdi. Oruç döneminde, antioksidan ve C vitamini kaynağı sebze ve meyvelerin vücudu koruyarak bağışıklığı artırdığına dikkat çekerek sarımsak, soğan gibi besinlerin, özellikle zencefil ve zerdeçal gibi baharatların bağışıklık sistemini olumlu etkilediğini ve rahatça tüketilebileceğini anlattı. Bağırsak florasının da bağışıklığı güçlendirmenin başka bir yolu olduğunu vurgulayarak probiyotik besinler ve probiyotiklerin önemini vurguladı.
“ÇAY VE KAHVE GİBİ İÇECEKLER VÜCUTTAKİ SUYU DIŞARI ATTIĞINDAN SU YERİNE GEÇMEZ”
Yeterli su tüketiminin altını çizen Diyetisyen Güneş, “Yeteri kadar su tüketmek, besinlerin emilimi ve sindirimi için çok önemlidir. Vücutta ödem ve kabızlık oluşmaması için iftar ve sahur arasında mutlaka kişiden kişiye değişmekle beraber 2-2,5 litre su tüketilmelidir. Çay ve kahve gibi içecekler vücuttaki suyu dışarı attığından su yerine geçmez. Hatta daha fazla su içilmesi gerekmektedir” uyarısında bulundu.
İFTARDAN SONRA YÜRÜYÜŞ YAPIN
İftardan 1-2 saat sonra 30 dakika ila 1 saat arasında tempolu yürüyüş tavsiye eden Diyetisyen Güneş egzersizin bağırsak hareketlerini arttırarak kabızlık sorunlarını önleyeceğini ifade etti. Düzenli uykunun da bağışıklık sistemi için vazgeçilmez olduğunu belirten Güneş, “Uyku sırasında salgılanan melatonin seviyelerinin en yüksek olduğu gece saatlerinde uyumak önemlidir. Melatonin bağışıklık sistemini olumlu etkiler” dedi.
(İHA)