
Windows Neden Halen En Popüler İşletim Sistemi?
Mevzubahis bilgisayar işletim sistemleri olduğunda, Windows uzun yıllardır çok büyük farklarla birlikte listelerin başında kendine yer bulmuştur. Linux tarafında bazı hareketlenmeler olsa da halen kullanım oranı %4 civarında. OS X yaklaşık %13.66, macOS ise yaklaşık %2’lik paya sahip.
Zaman zaman “Linux’a geçtim, Windows’tan kurtuldum” şeklinde bazı kullanıcı yorumları görürsünüz. Ancak bu kişilerin sayısı bir hayli azdır. Mac kullanıcı kitlesi de üç aşağı beş yukarı bellidir, kullanıcı oranı çok kısıtlı şekilde artar.
Global web trafiği analiz sitesi StatCounter‘a göre, şu anda tüm sürümlerle birlikte Windows kullanan kişilerin oranı %71.72 düzeyinde. Onu %13.66 ile OS X ve %3.99 ile Linux izliyor. macOS’un kullanıcı oranı %2.01 iken, son sırada %1.85 ile ChromeOS yer alıyor.
Peki kimsenin yıllardır yanına yaklaşamadığı Windows neden bu konumda? Elbette Windows mükemmel bir platform değil, eleştiren kişi sayısı çok fazla. Ancak diğer alternatifler de mükemmel sayılmaz, Windows’un sahip olduğu avantajlar var. Microsoft’un işletim sistemini sevebilir veya sevmeyebilirsiniz, ancak biz burada kişisel zevklerle ilgili konuşmayacağız. Açık bir şekilde en büyük pazar payına sahip, bunun nedeni ne?
En Tanıdık ve Popüler Olanı Windows
Belki bunu Windows’a özgü büyük bir avantaj olarak söyleyemeyiz, lakin gerçek şu ki 90’lardan beri en popüler sistemi oldu. Yaşlısından gencine herkes bu işletim sistemi hakkında fikir sahibi. Az ya da çok insanlar aşina, nasıl çalıştığını biliyorlar.
Bu nedenle, bir bilgisayar satın alan neredeyse herkes Windows ile neye sahip olduğunun farkında. Yıllar içinde bazı paradigmalar değişse de, neredeyse herkes hayatında mutlaka Windows kullanmıştır veya kullanmaya devam ediyordur. Hangi pazardan bahsediyor olursak olalım, insanların bir ürünü diğerine tercih etmesinin en önemli nedeni aşina olunmasıdır. Ve hiçbir işletim sistemi Windows kadar tanınmış değil, birçok insana göre tek seçenek gibi.
Daha Erken Çıkış Yaptı
Windows, 1980’lerin başında erken bir başlangıç yaptı. Linux, Linus Torvalds’ın Linux çekirdeğini piyasaya sürdüğü 1990’ların başına kadar belki geliştirme aşamasındaydı. Öte taraftan Macintosh sistemi aynı dönemde ortaya çıkıyordu. Bir argümana göre Windows, erken çıkış yapması nedeniyle zaman içinde daha fazla kullanıcı çekmeyi başardı, daha fazla zemin kazanarak popülaritesini artırdı ve diğer işletim sistemlerini sınırladı.
Dürüst olmak gerekirse Windows’un başarısını sadece bununla sınırlamak doğru olmaz. Aradan kırk yıla yakın süre geçti, bu süre zarfı içerisinde diğer seçenekler de bir şekilde ilgi çekebilir, kullanıcı kitlesini katlayabilirdi.
Çoğu kullanıcı bilgisayarlarla ilgili ilk izlenimlerini Windows makineleriyle etkileşim kurarak edinir ve böylece Windows kültürüne bağlanır. Standart bir kullanıcıyı Linux ile tanıştırdığınızda size “Bilgisayarım simgesi nerede?” ya da “C: nerede?” gibi sorular sorabilir. Windows genellikle ortalama bir kullanıcının tanışacağı ilk işletim sistemi. Okullar ve masaüstü/dizüstü bilgisayar üreticileri tarafından yaygın olarak benimsenmesi, ayrıca Macintosh /Linux’a karşı uzun bir pazar hakimiyeti geçmişine sahip olması nedeniyle çoğu kullanıcı Windows kültürüne aşinadır. Bu bağlamda Windows’u “ana işletim sistemi” olarak nitelendirsek herhalde yanılmış olmayız.
Destek, Cihaz ve Fiyat Seçenekleri
Cihaz desteğinin bu kadar gelişmiş olması, ilk bahsettiğimiz popülerlik konusuyla doğrudan bağlantılı. Windows, popülaritesinin yanı sıra temelde her cihazda kullanılabilir halde. Masaüstü bilgisayarlardan klavyeli ve klavyesiz tabletlere, 360 derece menteşeye sahip dönüştürülebilir dizüstü bilgisayarlardan avuç içi oyun konsollarına kadar.
Her türlü dizüstü bilgisayar çeşitleriyle birlikte, Windows yapı, tasarım ve görünüm açısından çok fazla çeşitliliğe sahip. MacBook’lar şık tasarıma sahip dizüstü bilgisayarlar, fiyatları da malum. Windows’a geldiğimizde karşımıza birçok marka ve model laptop seçeneği çıkıyor. İster oyunculuk ister iş için olsun. İster premium sınıf bir bilgisayar, isterseniz giriş seviye uygun fiyatlı bir model arayın.
Masaüstü bilgisayar tarafına gelince, yükseltme seçeneğine sahip ister standart bir PC, isterseniz bir mini PC alabilirsiniz. Ayrıca bazı bilgisayarlar önceden Windows yüklü halde gelebiliyor, böyle olmasa bile fazla zorluk çekmeden Windows’u kolaylıkla kurabiliyorsunuz. Dolayısıyla, Windows cihazlar söz konusu olduğunda seçenek sıkıntısı yok. Windows’un kurulumu da zor değil.
Donanım Uyumluluğu ve Pazar Payı
Windows’un fazlasıyla yaygın olması ve hakimiyet kurması nedeniyle, her cihaz üreticisi Microsoft’u dikkate almak zorunda. Yani bilgisayarınız için aksesuar veya bir bileşen satın almak istiyorsanız, aldığınız şey mutlaka Windows ile uyumluluk sağlayacaktır. Özel kişiselleştirme yazılımına sahip bir oyun klavyesi veyaoyundan görüntü kaydetmek için kullanılabilecek bir yakalama kartı olsun, bu cihazların yalnızca Windows’ta çalışma veya Windows’ta çok daha iyi çalışma ihtimali yüksek.
Bilgisayarınızın içindeki bileşenler için bile, Windows çok daha sağlam sürücü ekosistemine sahip. Linux ile kıyaslandığında donanım desteği tartışılmaz bile. Windows’a kıyasla Linux’ta donanımları çalıştırırken başınızın ağrıma olasılığı çok daha yüksek. Elbette tecrübeli olan, Linux’tan en iyi şekilde yararlanan kullanıcılar da var. Ancak genel kullanıcı kitlesinden bahsediyorsak, Windows şu anda tek seçenek gibi.
Çoklu Görevler ve Pencere Yönetimi
Bu noktada macOS ile karşılaştırma yapmak daha mantıklı, çünkü Linux’ta çok fazla çeşitlilik var. Her Linux dağıtımının kullanıcı arayüzü ve pencere yönetimi farklı. Kişiye göre bazıları Windows’tan iyi, bazıları ise kötü olabilir.
macOS ile Windows’u kıyasladığımızda, Windows çoklu görev açısından macOS’u açık ara geride bırakıyor. macOS’ta birden fazla pencereyi yan yana koymak, üçüncü taraf uygulamalar olmadan pek mümkün değil. Apple’ın işletim sistemi her ne kadar basit ve sade olsa da, pencere yönetimi konusunda herkese hitap etmiyor. macOS’un yapabildiği tek şey, uygulamaları ekranın yarısına sabitlemek. Diğer yandan Windows 11, Snap Layouts ve Snap Groups ile bunun çok ötesine geçerek ekranda aynı anda üç veya daha fazla pencereyi kontrol etmenize imkan tanıyor.
Uygulama Ekosistemi ve Desteği
Donanımlar ve sürücü desteğinden söz etmiştik. Yazılım söz konusu olduğunda, Windows’u çoğu insan için birincil tercih yapan çok daha fazla neden var. Yeni keşfettiğiniz, duyduğunuz herhangi bir yazılımı düşünün. Bu yazılımın Windows’ta bulunmama ihtimali çok ama çok düşük. Hatta çoğu uygulama sadece Windows için geliştirilmiştir.
Misal olarak, herhangi bir aksesuar üreticisinin ürünlerini ve RGB aydınlatmasını seviyorsunuz. Yapılandırma ve RGB kontrolü için sunulan uygulamaların hepsi ya Windows desteği sunuyordur, ya da sadece Windows üzerinde çalışır.
Photoshop ile fotoğraf düzenlemek istiyorsunuz diyelim, uygulama Windows ve macOS’ta var ama Linux’ta yok. Oyun performansınızı izlemek için MSI Afterburner’ı mı kullanmak istiyorsunuz? Sadece Windows’ta var. Dahası, PCMark 10 ve 3DMark gibi birçok popüler performans testi de yalnızca Windows’ta bulunuyor. Popüler video düzenleme yazılımı DaVinci Resolve, Windows ve macOS’ta olsa da Linux’ta kullanamazsınız. Microsoft’un Office paketi de Linux’ta yok ve çoğu Mac’te olsa da Access, Publisher ve Visio gibi uygulamalar mevcut değil. Bunun yanında, uygulamaların çoğu diğer platformlarda alternatiflerini bulabileceğiniz yazılımlar, ancak size gerçekten aynı deneyimi sunacak mı? O da ayrı bir mesele.
Oyuncular İçin Tek Seçenek
Uygulama desteği bir yana, oyunlar için ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Az ya da çok, oyun oynuyorsanız Windows’tan başka seçeneğiniz yok gibi. Windows, basitçe söylemek gerekirse PC oyunları için tek platform niteliğinde. Rakibi yok.
Steam Deck ve Proton gibi teknolojilerin birçok oyunu Linux’ta oynanabilir hale getirmesi sayesinde dengeler biraz değişse de, halen kat edilmesi gereken çok yol var. Ayrıca oyunları başka sistemlerinde çalıştırmak için genellikle Proton gibi ara yazılım katmanları gerekiyor. Ancak oyun doğrudan çalışmadığından, yani arada aracı olduğundan dolayı düşük performans ve uyumluluk sorunları yaşanabiliyor.
Birçok oyun Linux üzerinde çalışmıyor. EA kısa süre önce Apex Legends için desteğini kesti ve Rockstar artık Grand Theft Auto V’i desteklemiyor. Dahası, bazı oyunlar çalışsa da Linux’ta yüksek ihtimalle daha kötü performans gösterecektir. Epic Games Store veya EA uygulaması gibi platformlar kullanmanız gerekiyorsa, istediğiniz oyunları oynayamayabilirsiniz.
macOS ise daha da kötü. Apple bazı geliştiricileri macOS için oyun yapmaya ikna etmiş olsa da, platformda çalışmayan çok fazla oyun var ya da çoğu durumda bu oyunlar yalnızca özel sürümlerde mevcut. Örneğin Death Stranding ve Resident Evil Village, Apple’ın macOS uyumluluğu için reklamını yaptığı iki oyun. Ancak bu oyunlara Steam’de sahipseniz, macOS’ta oynayamazsınız. Çalışan sürümler App Store’da bulunuyor.
Windows, tüm büyük oyun dağıtım platformlarına ve oyunlara doğrudan destek sağlıyor. Üstelik bu tür bir platformda bile olmayabilecek yılların eski oyunlarına sahip. Nitekim sözü fazla uzatmaya gerek yok, Windows’un oyun konusunda rakibi yok.
OEM’ler
Orijinal ekipman üreticisi (OEM), bilgisayarınızda yer alan farklı bileşenlerin donanım üreticisidir. OEM’ler farklı markalardan aldıkları hizmetlerle birlikte zamandan ve paradan tasarruf edebilir. Üçüncü taraf bileşenler, bir işletmenin her parçayı veya sistemi geliştirmek zorunda kalmak yerine ana işine odaklanmasını sağlar.
İşletim sistemleri en başından beri donanımla iletişim kurma sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. Bir işletim sistemi, her türlü tutarsızlığa rağmen farklı üreticilerin farklı donanımlarını tanımlamalı ve bunlarla iletişim kurabilmeli.
Windows ve daha sonra Linux tarafından benimsenen felsefe, işletim sisteminin herhangi bir donanım üzerinde çalışmaya hazır olması gerektiğiydi. Bu elbette daha fazla geliştirme yükü ve makineler arasında davranış farklılıklarına daha fazla duyarlılık gerektiriyordu. Öte yandan Apple, işletim sisteminin sadece kendi kısıtlı donanımında desteklemeyi seçti. Yani diğer her şeyi görmezden geldiler. Yani evet, Macintosh sistemi stabil çalışır lakin yalnızca sterilize edilmiş donanım ortamında. Her şey Apple’a özel.
Sonuç olarak, Windows’un kullanılabilirliği konusundaki en büyük kazancı, neredeyse tüm ticari donanımlara/makinelere yükleme imkanı diyebiliriz. Apple’ın yüksek fiyatlı donanımlarını satın almak zorunda olmadığınız ve dilediğiniz gibi özelleştirme esnekliğine sahip olduğunuz için bu büyük bir avantaj.
İş Konusunda Windows
Microsoft Windows, kişisel kullanım yanı sıra ticari kullanım için de piyasadaki en popüler işletim sistemlerinden biri. Mayıs 2018 itibarıyla tüm bilgisayarların %81,73’ü bir Windows sürümü kullanıyordu. Günümüzde ise oran birazcık düşmüş durumda.
Söz konusu profesyonel kullanım olduğunda Apple kullanan kişilerin sayısı azımsanamaz. Ancak dünya geneline baktığımızda ve genelleme yaptığımızda yine Windows’un hakimiyeti söz konusu. Peki neden? Yukarıda ele aldığımız neredeyse tüm nedenle iş tarafında da geçerli.
Popülerlik, işlevsellik, uyumluluk ve çeşitlilik konusunda Windows uygulama desteğine bir rakip yok. Buna Microsoft Office gibi özel araçları da dahil edebiliriz. Windows ve Mac kullanıcıları için mevcut, ancak ilk olarak Microsoft tarafından oluşturulduğu ve kullanıcılarına göre uyarlandığı için çok daha sorunsuz, optimize edilmiş bir deneyim sunuluyor.
İşletmeler işbirliği yapmak istiyorsa, bunun için diğer kuruluşlarla bir uyumluluk sağlanması gerekir. Bu bağlamda işbirliği içindeki şirketler ve paydaşlar aynı tek tip sistemler kullanmak isteyebilir. Windows dünya çapında kullanılan işletim sistemi ve bu noktada avantaja sahip. İş anlaşmaları, ortaklıklar ve genel iletişim, çakışan işlevler, çakışan dosyalar ve uyumsuzluk sorunları gibi birçok konuda kolaylık sağlıyor.
Windows Daha mı Üstün? Ne Gibi Sorunları Var?
Elbette hayır. Üstünlük kişiye, kullanım şekline, ihtiyaçlara ve bakış açısına göre değişebilir. Bir grafik tasarımcı üstün bir işletim sistemini çok iyi estetiğe ve işlevselliğe bağlar. Geliştiriciler erişime ve ortamla esnekliğe ihtiyaç duyar. Bir mühendis, yüzlerce çekirdeğin hesaplama gücünden kolayca yararlanabilen bir işletim sistemi arıyor olabilir. Ancak ortalama bir bilgisayar kullanıcısı için en önemli şey aşinalık ve kullanılabilirliktir.
Güvenlik konusuna gelince, Windows’un en güvenli sistem olduğunu asla söyleyemeyiz. Örneğin macOS çok daha güvenilir diyebiliriz. Bir başka konuya gelince, kullanıcılar sürekli Linux’un daha özgür olduğundan bahsediyor ve Microsoft’un zorladığı bazı şeylerden hoşlanmıyorlar.
Kararlılık meselesine de değinelim. Windows’un sorunsuz, çok kararlı bir işletim sistemi olduğunu söylemek zor. Herhangi bir zamanda herhangi bir uygulamanın “yanıt vermediğini” görebilirsiniz. Çökmeler ve mavi ekran sorunları da var. Bu deneyimli bir geliştiricinin kabul edeceği bir şey değil, sorunsuz çalışması gereken sunucularda meydana gelmesi halinde ise daha kritik bir sorun. Ancak günlük kullanıcılar için kabul edilebilir bir durum. Windows çoğu konuda kendisine fayda sağlıyorsa ve her işini görüyorsa, bu büyük bir sorun değil.
Güncelle sorunları herkesin dilinde olan bir şey. Artık o kadar alıştık ki, her güncellemede bir problem çıkmazsa anormal gibi karşılıyoruz. Yine de bu konuda Microsoft’a fazla yüklenemiyoruz, çünkü milyarlarca Windows kullanıcısı var. Her kullanıcının sistem yapılandırması, sürücüleri, kullandığı uygulamalar ve PC’yi kullanım şekli farklı. Bu kadar çeşitlilik içinde sorunsuz bir sistem sağlamak gerçekten zor. Misal olarak, macOS’un daha sorunsuz olması gayet doğal. Çalıştırılan donanım belli, piyasada olan model sayısı belli.
Sonuç olarak Windows, esas olarak makinelerinin optimum stabilitesi ve güvenliğiyle ilgilenmeyen, ancak üretkenlik araçlarının kullanılabilirliği, kullanıcıların aşina olması, uyumluluk ve genel kullanılabilirlik gibi konulara odaklanan geniş kapsamlı bir işletim sistemi. macOS kullanılabilir, daha kararlı ve güvenli olmasına rağmen sadece Apple’ın donanımlarıyla kısıtlı. Ayrıca bu platform elit, pahalı bir seçenek olarak pazarlanıyor. Apple nedenle aşinalık savaşında kaybederken, kendine özgü bir kitle yarattı.
Linux biraz geç başlangıç yaptı, başlangıçta çok kullanılabilir değildi ve hiçbir zaman geniş kullanıcı kitlesine ulaşamadı. Ancak rekabet her zaman son kullanıcı için iyidir. Linux’un gelişmesi ve kullanıcı kazanması bizim zararımıza olmaz. Hatta iddialı yeni işletim sistemlerinin gelmesi, Windows’un tahtını sarsması Microsoft’un daha sıkı çalışmasına neden olacaktır.