Gelisiyorum.com | Blog

Tarih ve Gelecek Arasında Eğitim

28.04.2025
26
Tarih ve Gelecek Arasında Eğitim

Atatürk’ün eğitime yaklaşımı, yalnızca bireysel gelişimi hedeflememiş, aynı zamanda toplum mühendisliği perspektifi taşımıştır. O, eğitimi ulusal kimliğin, toplumsal barışın ve medeniyet yarışındaki rekabet gücünün anahtarı olarak görmüştür. Bugün, dünyanın büyük dönüşümler yaşadığı bir çağda, bu vizyonun güncellenerek sürdürülmesi zorunluluktur.

Eğitim sistemlerimizde bireylerin yalnızca akademik performansları ölçülmekte; onların kültürel aidiyetleri, etik duyarlılıkları ve toplumsal sorumlulukları büyük ölçüde ihmal edilmektedir. Bu durum, bireyleri köksüz ve yönsüz bırakmakta, sonunda ise toplumsal bütünlüğü zayıflatmaktadır. Oysa ki Atatürk, eğitimi ulusal karakterin taşıyıcısı olarak konumlandırmış, her bireyin bir anlamda ulusun yaşayan hafızası olmasını hedeflemiştir.

Bu bağlamda, geleceğin eğitim modelleri, bireyin bilgiye erişimini kolaylaştırırken, aynı zamanda ona kim olduğunu, nereden geldiğini ve nereye yönelmesi gerektiğini öğreten bir anlayışla şekillendirilmelidir. Müfredatlar, tarih, kültür ve edebiyat gibi alanları yalnızca bilgi nesneleri olarak sunmaktan vazgeçmeli; bu alanları bireyin kimlik inşasında aktif birer kaynak olarak kullanmalıdır.

Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözü, bilimin rehberliğini öne çıkarırken, aynı zamanda bilimin etik ve kültürel bir bağlam içinde işlenmesi gerektiğine de işaret eder. Bugün eğitimde salt bilgi aktarımına indirgenen süreçler, bireyde düşünsel derinlik ve kültürel köklenme yaratamamaktadır. Bu nedenle, eğitim felsefemizi yeniden Atatürk’ün vizyonu çerçevesinde ele almak, hem bireysel hem de toplumsal direncimizi güçlendirecektir.

Eğitim, bir ulusun hem geçmişinin taşıyıcısı hem de geleceğinin kurucusudur. Atatürk’ün öngördüğü eğitim modeli, yalnızca kendi çağının değil, geleceğin de ihtiyaçlarına yanıt verebilecek bir derinliğe ve kapsayıcılığa sahiptir. Bugün, bilgi çağında teknolojinin sunduğu imkânlarla donanırken, özümüzü ve kimliğimizi unutmamak için eğitim sistemlerimizi bu vizyon doğrultusunda yeniden şekillendirmek zorundayız.

Reklam

Atatürk’ten aldığımız eğitim mirası, bizlere sadece bilgi birikimi değil; aynı zamanda bir sorumluluk yüklemektedir. Bu sorumluluk, bireyi yalnızca teknik bir varlık olarak değil; düşünen, hisseden, aidiyet duyan ve geleceği inşa eden bir özne olarak yetiştirmeyi gerektirir. Tarihten aldığımız ilhamla, geleceğe yalnızca bilgiyle değil; kimlik, vizyon ve değerle yürümek zorundayız. Çünkü güçlü bir eğitim sistemi, güçlü bireyler; güçlü bireyler ise güçlü bir gelecek demektir.

Instagram

X

LinkedIn

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Kaynak

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Gelisiyorum.com | Görsel Eğitim Akademisi!