Bazı kentlerin başlı başına bir karakteri vardır. New York da bunlardan biri. Bu nedenle tüm zamanların en iyi filmlerinden bazılarının bu büyüleyici kentte çekilmesinde şaşılacak bir şey yok. Söz konusu romantik komedi, dram, aksiyon, gerilim veya müzikal olduğunda mutlaka göz atılacak bir New York filmi var. Her sokağında farklı bir hikayenin yazıldığı, bu kaotik fakat baş döndürücü kentte yolculuğa çıkmak isterseniz, galerimizdeki filmlere şans verebilirsiniz. Belki Central Park’ta romantik bir yürüyüş, belki East River üzerinde adrenalin dolu bir kovalama, belki de Fifth Avenue’da leziz bir kahve sizi bekliyor…
Goodfellas (1990) – IMDB: 8,7
(Görsel: rottentomatoes.com)Ünlü yönetmen Martin Scorsese imzalı bu başyapıt, her şeyden önce başrollerindeki Robert De Niro ve Joe Pesci sebebiyle izlenmesi gereken bir film. Gangster Henry Hill’in gerçek yaşam öyküsüne dayanan biyografik yapım, New York’un suç ve karmaşa dolu arka sokaklarında geçiyor. De Niro’nun karizmasını ve Pesci’nin harika oyunculuğunu birleştirerek Bronx’tan Queens’e uzanan mafya dünyasının gerçekliğini gözler önüne seriyor.
Taxi Driver (1976) – IMDB: 8,2
(Görsel: variety.com)Söz konusu New York ve aksiyon olduğunda bunu Martin Scorsese kadar iyi yapan başka bir yönetmen daha olmayabilir. Yine Robert De Niro’nun başrolü kaptığı bu yapım da New York’un kirli suç dünyasına odaklanıyor. Sarı taksiler ve neon ışıklarla karakterize kenti, gece vardiyasındaki bir taksici gözünden anlatırken kentin sert yönünü ve kirli sokaklarını gözler önüne seriyor.
Ghostbusters (1984) – IMDB: 7,8
(Görsel: brittanica.com)Gelmiş geçmiş en iyi New York komedilerinden olan Ghostbusters; trafik, karmaşa ve yüksek kiralara ek olarak bir de kenti basan hayaletler üzerinden fantastik bir konu ediniyor. Bill Murray başrollüğündeki ekibin, bilim insanından hayalet avcısına dönüşerek kenti içinde bulunduğu kaostan çıkarma sürecini işliyor. Kaotik New York manzaraları, heyecanlı kovalamacalar ve komik replikler üzerinden ilerleyerek izleyiciyi keyifli bir serüvene dahil ediyor.
When Harry Met Sally (1989) – IMDB: 7,7
(Görsel: mubi.com)Efsanevi romantik komedilerden olan bu ikonik yapım, konuya akıllardaki o soruyu sorarak başlıyor: “Kadınlarla erkekler sadece arkadaş olabilir mi? Meg Ryan ve Billy Crystal’ın başrolleri paylaştığı hikaye, kadın ve erkek ilişkilerindeki zamansızlığı ele alıyor. Bunu da kentin mevsime göre değişen harika manzaraları üzerinden işleyerek günümüz modern yaşamına bile referans olacak bir aşk tanımı yapıyor.
American Psycho (2000) – IMDB: 7,6
(Görsel: denofgeek.com)New York denilince akla gelen bir film teması varsa bu en başta psikoloji ve gerilim oluyor. Kült yapımlardan olan bu suç filmi de izleyiciyi önce Christian Bale ve Jared Leto başrollüğünde, Manhattan’ın minimal ofislerine ve şık restoranlarına ışınlıyor. Ardından gün batımından sonra gelen karanlıkla yaşamın da ne kadar değiştiğini vurguluyor. Karakterlerin ikili yaşamlarına odaklanarak elit tabakanın narsizm dolu çürümesine mercek tutuyor.
Breakfast at Tiffany’s (1961) – IMDB: 7,5
(Görsel: indiependent.co.uk)Audrey Hepburn’ün unutulmaz performansıyla ikonik yapımlar arasındaki yerini alan bu harika film, romantik komediyi ve dramı aynı anda sunuyor. New York’un herkesin hayallerini süsleyen kent olmasına rağmen insanı yalnızlaştırmasını konu ediniyor. 5th Avenue’deki pahalı ve renkli vitrinlerle başlayan hikaye, tüm parıltının altındaki içsel boşluğa odaklanıyor. Zarif elbiseler, inci takılar, içsel buhranlar ve elbette kahvaltı temasıyla ünlü bir yapım.
Uptown Girls (2003) – IMDB: 6,3
(Görsel: netflix.com)New York’un telaşsız ve kaygısız yönüne odaklanan Uptown Girls, çocuk gibi kalan bir bakıcının, yetişkin gibi davranan küçük bir kızla tanışmasıyla başlıyor. Dakota Fanning ve Brittany Murphy arasındaki dinamik oyunculukla tam bir popcorn sineması tadı veriyor. Çünkü hayatında tek bir gün bile çalışmamış, hiçbir derdi olmayan bir genç kızın, küçük bir çocuk öncülüğünde olgunlaşmasını konu ediniyor. Bu sırada Central Park, Metropolitan Museum gibi harika manzaralara ve romantik detaylara yer veriyor.
Ocean’s Eight (2018) – IMDB: 6,3
(Görsel: max.com)Zeki dolandırıcılık ve hırsızlık temasıyla tanınan Ocean’s serisinin son halkası, tamamı kadınlardan oluşan bir soyguncu grubunu ele alıyor. Metropolitan Museum ve Met Gala’da başlayan karmaşık plan aralarında Cate Blanchett, Sandra Bullock, Anne Hathaway ve Rihanna bulunan bol yıldızlı kadrosuyla seyirciyi etkilemeyi başarıyor.
New York, I Love You (2008) – IMDB: 6,2
(Görsel: nytimes.com)Komedi ve romantizm arayanlara farklı bir bakış açısı sunan bu keyifli yapım, her biri 10 dakika süren on bir kısa filmden oluşuyor. Dünyanın en kalabalık metropollerinden New York’taki insanların birbirinden farklı, fakat bir o kadar benzer sorunları etrafında dönen hikayelerini ele alıyor. Sayısız ünlü isim ve herkesin kendinden bir parça bulacağı aşk hikayeleriyle oldukça sürükleyici bir anlatı çiziyor.
Sex and The City (2008) – IMDB: 5,7
(Görsel: medium.com)New York, aşk ve ilişkiler denilince akla gelen tek bir ikonik yapım var: O da elbette Sex and The City. 6 sezonluk dizinin devamı niteliğinde çekilen film, ana karakterlerin 4 yıl sonraki hayatına odaklanıyor ve izleyiciyi aynı şekilde karmaşık, ışıltılı, renkli bir hikayeye çekiyor. Yan karakterler ve olay sarmallarıyla birleşen hikaye, New York’un sakin sabah yürüyüşlerinden parti gecelerine kadar her masalsı yönünü gösteriyor.