Gelisiyorum.com | Blog

Aşikar Olanı Görmek Çok Mu Zor?

30.04.2023
288
Aşikar Olanı Görmek Çok Mu Zor?

Meşhur soba borusu fıkrasını bilir misiniz?

Fizikçi, matematikçi, kimyacı ve jeologdan oluşan bir ekip bir araştırma için arazidedirler. Birden yağmur bastırır. Bilim adamları hemen yakındaki bir eve sığınırlar. Ev sahibi misafirlere bir şeyler ikram etmek için mutfağa gider. Bu arada hepsinin dikkati ortada duran sobaya toplanır; çünkü soba yerden bir metre kadar yukarda, üst üste dizili taşların üzerinde durmaktadır. Üstatlar sobanın neden taşların üzerinde durduğu hakkında tartışmaya başlarlar.

Kimyacı, “Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış olmalı.” der. Fizikçi, “Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiştir.” diye iddia eder. Jeolog, “Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış olması daha muhtemeldir.” diye bir açıklama getirir. Matematikçi, “Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış, bunu anlamayacak ne var.” diye herkese küçümseyerek bakar.

Bu sırada ev sahibi, elinde çaylarla içeri girer. Bilim adamları ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar. Adam hiç düşünmeden cevap verir: “Hava birden soğudu, tam sobayı kuracaktık boru yetmedi, kasabaya varamadık, oğul getir taşları bu sene de böyle oluversin dedik.” der.

asikar-1

Çoğu zaman olayların nedenleri bu kadar basittir. Hatta o kadar basittir ki, aşikâr olan gerçeği öğrendiğimiz zaman şaşırırız. Kendi hayatlarımızda karşılaştığımız pek çok sorun da böyledir; ama bizim zihnimiz bize oyun oynar, genellikle işleri biz kendimiz zorlaştırırız.

Entelektüel seviyemiz ve eğitimimiz yükseldikçe apaçık ortada duran, aşikâr olan gerçekleri görmezden geliriz. Bir problemin çözümünün basit olabileceğini kabul etmek istemeyiz. Bunun yerine işleri daha çetrefil hale getiren karmaşık yollara sapmayı tercih edip, hayatı zorlaştırırız.

Reklam

Yalın ve bariz çözümlerden insanlar pek etkilenmezler.  “Bunda ne var, bunu herkes bilir.” psikolojisine girerler.   Çözümün apaçık olması insanlara ters gelir. İnsanlar aşikâr çözümler yerine “aşırı mühendislik” sevdasına kapılırlar.

Çözümlerin karmaşık olması gerektiği yanılgısı, bence çağımızın bir hastalığı. İster küçük ister büyük olsun, günümüzün şirketlerinde bu hastalığa çok sık rastlarız. Küçük şirketler, kendilerine olan güvensizliklerinden dolayı aşikâr çözümlere itibar etmez. Büyük şirketlerde ise durum farklıdır. Sorumlulukların birçok departmana bölünmüş olması ve her birinin parasal imkanların bol olmasından dolayı son derece aşikâr çözümleri hemen hayata geçirmek yerine bu şirketler, gereksiz emek ve para harcanarak karmaşık çözümler üretilirler. Üstelik bu “aşırı mühendislik” marifetiyle bulunan çözümler çoğu zaman doğru çözüm olmazlar.

İnsanlar, çoğunlukla, en yalın konuları anlatmak için bile birçok teknik terim (jargon) kullanmayı, işi dolambaçlı hale getirmeyi, daha “havalı” bulurlar. Az kişinin anlayacağı bir dille konuşmanın daha etkileyici olacağını düşünürler.

asikar-olani-2

En sıradan konuları bile karmaşık hale getirmeyi kendisine iş edinmiş birçok insan var. Bazıları entelektüel görünmek hevesiyle incir çekirdeğini doldurmayacak konuları “hayatın sırlarından” söz ediyormuş edasıyla anlatırken bazıları da en basit bir konuyu bile “atom mühendisi” havasıyla dile getirir.

Bu eğilim iş dünyasında her günkü toplantılarda da karşımıza çıkar. Çözümün gayet aşikâr olduğu birçok durumda, yöneticinin biri kendi egosunu tatmin etmek için tartışılan konuyu içinden çıkılmaz hale getirebilir. Şirketin kolayca karar alıp uygulamaya geçeceği bir konuda boşuna emek, zaman ve para harcanabilir.

Şunu bilmeliyiz ki herkes basit olanı karmaşık hale getirebilir ama marifet, karmaşık olanı yalınlaştırmaktır.

Basitleştirmek, yalınlaşmak ve sade düşünmek hem bireysel hem de kurumsal anlamda başarıya giden gerçek bir formüldür. Karmaşık bir konuyu sokaktaki insanın anlayabileceği basitliğe indirmek göründüğünden çok daha zahmetli bir iştir. Bir konuyu sadeleştirmek için düşünmek ve emek vermek gerekir.

Çoğu durumda insanlar önemli kararlar alırken topladıkları bilgilerin pek azından yararlanırlar ama hep daha faza bilgi toplamak isterler. Genellikle bilgi toplamaktan soruna odaklanmaz ve çözüme ulaşamaz olurlar. Karar almayı ve harekete geçmeyi erteler ve sonuca gitmek yerine süreçte oyalanmayı tercih ederler.

asikar-3

Ben bunun tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu düşünüyorum. Bilmek, “bilgi hamallığı” değildir. Bilgelik, insanın hangi bilgilere ihtiyacı olmadığını fark etmesinden geçer. Bilgeliğe giden yol, “aşırı mühendislik” yapmak yerine sorunları ve çözümleri basitleştirmektir. Barry Schwartz, The Paradox of Choice

Aşikâr olanı görmenin yolu sağduyuyla düşünmektir. Sağduyu bizim farkında olmadığımız bilgidir (tacit knowledge). Bu bilgi hiç eğitim görmemiş insanlarda da vardır. Sağduyu, yaşadıklarımızı anlamaya gösterdiğimiz çabayla ulaşılan bir akıl seviyesidir. Sağduyu, kişisel deneyimlerimizle oluşturduğumuz bir birikimdir. Aslında hepimizin doğuştan sahip olduğu ama maalesef eğitimle körelen bir yetkinliktir. Çocukken kralın çıplak olduğunu gören insanlar, büyüyünce körleşirler. Bu körlük iş hayatında da peşlerini bırakmaz.

Hayattaki en zarif çözümlerin en sade, en yalın, en aşikar çözümler olduğunu hep aklımızda tutmalıyız.

Kaynak: temelaksoy.com

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Gelisiyorum.com | Görsel Eğitim Akademisi!