Gelisiyorum.com | Blog

Bedende saklı olan hikayelerden özgürleşelim

24.01.2025
37
Bedende saklı olan hikayelerden özgürleşelim

Kadınların hiçbir zaman akıtmadıkları okyanuslar dolusu gözyaşı vardır, çünkü annelerinin sırlarını, babalarının sırlarını, erkeklerin sırlarını, toplumun sırlarını ve kendi sırlarını mezara götürmek üzere eğitilmişlerdir. -Clarissa P. Estes

Kadınlar için jinekolojik muayene zordur. Bu zorluğun en büyük nedeni, doktorun ahlaki yargılarıyla muhatap olma ve iyileşmek için gittiğin o odadan, kendini “yanlış ve suçlu” hissederek ayrılma ihtimalidir. Hastanın bekar ve bakire olması sorun yaratmazken, bekar ve aktif bir cinsel hayat sürdürüyor olması, tek eşli olmaması, dünyaya bir bebek getirmek istemiyor olması, doktorun hastaya yaklaşımında açık bir düşmanlık olarak kendini gösterebilir. Elbette hastasına kendi ahlaki doğruları perspektifinde yaklaşmayan doktorlar da varlar ve iyi ki varlar. İşte “Koltuğumdaki Kadınlar” kitabının yazarı Dr. Ayşe Duman da iyi ki var olan doktorlardan biri.

Dr. Ayşe Duman’ı ilk olarak, “Dolunayın Özgür Kadınları” kitabıyla tanımıştım. Bir jinekoloğun rahmin döngüleriyle, ay ve rahim bağlantısıyla ilgilenebileceğine pek ihtimal vermiyordum doğrusu; daha önce böyle bir tıp doktoruyla tanışmamıştım. Bu kitapta Duman, kadının rahminin döngüsünü derinlemesine incelemiş ve kadınların kendi döngülerinin farkında olarak yaşamaları, döngülerine göre seçimler yapmalarını kolaylaştıracak bilgiler sunmuş. “Koltuğumdaki Kadınlar” isimli son kitabı ise, farklı meseleler ile kendisini ziyaret eden hastalarıyla sohbetlerini ve onların şifalanma yolculuklarını paylaşıyor. Ben bu gerçek hikayeleri çok önemsiyorum çünkü hayatımızın zor bir döneminde olabilir, kendimizi çaresiz ve umutsuz hissedebiliriz. Böyle dönemlerde birilerinin dönüşebildiğini, şifalandığını, iyileştiğini okumak ve dinlemek, bizim için de bir umut doğurabilir ve o umudun verdiği kuvvetle bir de harekete geçebilir, kendimiz için daha önce denemediğimiz bir çözüm yolu arayışına girebiliriz.

“Of, bu kadınlık ne zor! cümlesiyle başlayan hikayelere bir yanım hep itiraz etmiştir. Farkında olarak veya olmayacak acıdan beslenen, acıyla var olmaya, acısıyla gündemde kalmaya çalışan kadınlar, problemi çözmek yerine acıya yapışmayı seçiyor ellerinin acıdan kavrulması pahasına.” diyor Dr. Ayşe Duman. O kadar doğru ki… Ekonomik bağımsızlığımızı kazansak da hem çocuk hem kariyer yapsak da çocuksuz ve partnersiz olsak da kadınlar olarak çoğumuz bir kurban hikayesinin içine fark etmeden hapsoluyoruz ve kendi gücümüze uyanmak, bizim için gittikçe daha imkansız bir hale geliyor. Biz, kurban olduğumuz bilincini besledikçe hayatımızdaki tüm hikâyelerde ve ilişkilerde kendimizi kurban rolünde bulmaya devam ediyoruz. Ta ki kapımızı büyük bir kayıp, bir hastalık çalana kadar…

“Koltuğumdaki Kadınlar” hayatlarındaki o büyük mesele ile yüzleşme cesareti gösteren kadınların hikâyelerini anlatıyor. Hikayeler farklı olsa da tohumlar bir aslında: Değersizlik korkusu, yetersizlik, suçluluk, bedeninden kopuk yaşamak, özgüvensizlik… Bunlar öyle konular ki, kendimizi biraz daha değerli hissetmek için bize zarar veren havuçları dahi kemirmeye razı oluyoruz. Dünyadaki en büyük sektörlere bakalım, hepsi kadınların değersizlik, yetersizlik yarasından beslenen ve onları bir yıldıza dönüştüreceğini iddia eden markalardan oluşuyor. Güçlü kadınlardan bahseden bu markaların çoğu aslında bizim kendimizi güçsüz hissetmemize muhtaç çünkü bir kadın kendi gücünün farkına varırsa, buna bir kez uyanırsa, onu kozmetikle, modayla kandırmak çok daha zor olur. Bu yüzden, uyanık olalım sevgili arkadaşlarım, bizi kurban olduğumuz, değersiz, yetersiz ve suçlu olduğumuz hikâyesinde tutmaya çalışan tüm kişilere, ilişkilere, markalara ve bizim üzerimizden yaratılan kültüre karşı dikkatli olalım ve birbirimizin uyanık kalmasına da hizmet edelim.

Reklam

“Hikayeyi değiştirecek kahramanlara ihtiyaç var. Önce kendi hikayeni değiştirmekle başlamalısın. Herkes kendi hikayesini değiştirdiğinde tüm kadınlık değişmiş oluyor. Biyolojiye, varoluşa, varoluş kodlamalarına uygun bir değişim. Güçten kastım, eril dildeki güç algısı değil elbet. Yaşam yolculuğunda ihtiyacın olan bilgelik.” Bilgisine, deneyimine ihtiyaç duyduğumuz her uzman, bizi kendi gücümüze uyandırmak için böyle doğru yönlendirmeler yapsa, dünya nasıl bir yer olurdu, düşünün. Cenneti aramaya ihtiyaç kalmazdı, kendi cennetimizde yaşadığımızı fark eder ve bu ortak düşü birlikte büyütürdük. Dilerim her kadın, Dr. Ayşe Duman gibi bilgili ve bilge doktorlarla buluşabilsin.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?

Kaynak

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Gelisiyorum.com | Görsel Eğitim Akademisi!