Gelisiyorum.com | Blog

Beyaz eşyada ihracattan sonra iç satışlar da düşüşte

29.07.2025
28
Beyaz eşyada ihracattan sonra iç satışlar da düşüşte

TÜRKBESD’in verilerine göre, 6 ana ürün grubunda iç satışlar geçen yılın aynı dönemine kıyasla %8 oranında azalırken, ihracat da %5 oranında geriledi. Toplam satışlarda %6’lık düşüş yaşanırken, üretim ise %8 oranında azaldı. TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, ihracatta süregelen azalış trendine ek olarak iç satışlardaki düşüşün de belirginleştiğine dikkat çekerek, sektörün mevcut zorluklarla başa çıkabilmesi için rekabet gücünü geliştirecek politika ve uygulamalara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. 

Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), sektörün 2025 yılı ilk yarı sonuçlarına dair değerlendirmelerini paylaştı. TÜRKBESD’in paylaştığı bilgilere göre 6 ana ürün grubunda geçen yıla kıyasla ilk 6 ayda iç satışlarda %8 oranında düşüş gerçekleşti. Aynı dönemde ihracat %5 oranında azalırken toplam satışlar %6 düşüş, üretim ise %8 oranında azalma kaydetti.

Türkiye, %7’lik üretim hacmiyle Avrupa’nın birinci, dünyanın ise en büyük ikinci beyaz eşya üretim merkezi konumunda yer alıyor. 32 milyon adetlik üretim ve 22,5 milyon adetlik ihracat kapasitesiyle faaliyet gösteren beyaz eşya sektörü, 60 bin doğrudan, 600 bin dolaylı istihdam alanı sağlıyor. TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, Ar-Ge, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarıyla dünya çapında rekabet ettiklerini vurgularken, 2025 yılının ilk yarısına dair değerlendirmelerde bulundu.

İhracat pazarlarındaki kazanımların korunması ana öncelik 

Son üç yıldır ihracatta sürekli bir gerileme yaşandığına dikkat çeken Sığın, “Sanayimizin ihracat pazarlarında bugüne kadar büyük emeklerle elde ettiği konumunu korumayı, hatta ileri taşımayı arzu ediyoruz.  Üretiminin %70’ini ihraç eden bir sektör olarak dış pazarlarda elde ettiğimiz başarı bizi bugün dünyanın en büyük 2. üreticisi haline getirdi. İhracat pazarlarındaki daralma ve yüksek maliyet baskılarına karşılık; sektörün üretim kapasitesinin, rekabetçilik ve istihdam gücünün korunması için ihracatta rekabet gücünü geliştirecek politika ve uygulamalara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor” diye konuştu.

Sığın, Dahilde İşleme Rejimi’nin (DİR) etkinliğinin korunmasının ihracat rekabetçiliğinde büyük rol oynadığına işaret ederken, devam eden ticaret politikası soruşturmalarının ise sanayiyi aksi yönde etkilediğini belirtti. Bu başlıkların, Türkiye’nin önemli sanayicilerini doğrudan etkilediğini belirten Sığın, “Burada atılacak doğru adımlar ilgili özellikle kullanıcı ve ihracatçı sektörlerin rekabetçiliğine direkt bir katkı sunacaktır” dedi.

Reklam

Enerji verimli ürünlerin teşviki ile milli servete katkı

2025 yılında yavaşlayan iç piyasa koşullarına da dikkat çeken Sığın, satış kanallarının canlılığı ve tüketicilerin alım gücünün desteklenmesine değindi. Sığın, yüksek kredi kartı komisyon oranlarının da satış kanallarına ve dolaylı olarak tüketiciye olumsuz yansıdığını; diğer tarafta tüketiciler üzerinde faizin getirdiği yükün azalması ve taksitlendirme imkanlarının artırılmasının iç talebin sürekliliği için önem taşıdığını vurguladı.

Sığın, iç satışların devamlılığı için enerji verimli ürünlerin üretiminin ve tüketiminin desteklenmesinin, sanayinin rekabetçiliğini artıracak önemli bir unsur olduğuna dikkat çekti. Bu ürünlerin kullanımının bireysel enerji tasarrufunun yanında ülke genelinde enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve çevresel etkilerin en aza indirilmesi açısından da kritik bir rol üstlendiğini belirten Sığın, “Enerji verimli ürünlerin piyasada yaygınlaşması sadece ülkemizin yıllık enerji tasarrufu miktarını artırarak kaynakların verimli kullanımını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda sektörümüzde de üretime güç katarak ihracat için kaldıraç rolüne işaret ediyor.  Bu bağlamda tüketicilerin enerji verimli ürünlere ulaşmasını kolaylaştıracak her türlü teşvikin milli servete katkı sağlayacağına eminiz” dedi.

İhracat rekabetçiliğini destekleyecek uygulamalara ihtiyaç duyuluyor 

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı iseTemmuz ayında yürürlüğe giren İklim Kanunu’nun, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda atılmış çok önemli bir adım olduğuna değindi. Beyaz eşya sektörünün, enerji verimliliği yüksek ürünleriyle bu hedeflere katkı sunduğuna işaret eden Özkadı, “Sektör olarak gelişen teknolojiler ve inovasyonlarla her geçen gün daha fazla enerji tasarrufu sağlayan ürünler üretiyor ve piyasaya sunuyoruz. İklim Kanunu’nun çizdiği yeni çerçeve doğrultusunda, sürdürülebilir üretim ve tüketim anlayışının yaygınlaştırılmasında sektör olarak sorumluluk almaya devam edeceğiz” dedi.

Özkadı ayrıca yakın dönemde yayımlanan analizlerde sanayinin girdi ve ara malı maliyetlerinin, gümrük vergileri, İGV, Anti Damping önlemleri sebebiyle sürekli arttığını aynı zamanda finansal maliyetlerin yükselmesi dolayısıyla sanayinin rekabetçiliğinin zayıfladığını vurguladı. Bu maliyet baskısının önemli unsurlarından biri olan Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP) uygulamasının da özellikle iç satışlarda daralma yaşanırken, firmalar üzerinde ilave bir yük oluşturduğuna dikkat çekti. GEKAP birim bedellerinde son yıllarda yaşanan orantısız artışların, sektörün finansal sürdürülebilirliğini zorlaştırdığını ve nakit akışı üzerinde ciddi etkiler yarattığını belirten Özkadı, sistemin gözden geçirilmesi ve geçici de olsa maliyet baskısını azaltacak adımların atılmasının önem taşıdığını ifade etti. Özkadı şöyle devam etti: “Türkiye’nin ihracatçı imalat sanayi sektörlerinde maliyet bazlı rekabet gücünün son yılların en düşük seviyelerine gerilediğini görüyoruz. Özellikle ara malı maliyetlerinin bu gerilemede temel belirleyici olduğu görülüyor. Bu nedenle, sanayi üzerinde baskı oluşturarak üretim maliyetlerini artırabilecek ve enflasyonist etkilere yol açabilecek ticaret politikası önlemlerinden kaçınılması gerektiğini değerlendiriyoruz. Sektör olarak, kamu yararının gözetildiği, sanayi üretimini ve ihracat rekabetçiliğini destekleyecek uygulamaların önceliklendirilmesini bekliyoruz.”

Ticaret politikası soruşturmaları beyaz eşya sektörünü zorluyor 

Beyaz eşya gibi kritik imalat sanayi sektörlerinde çeşitli çelik ürünlerinin temel girdi olarak kullanıldığını hatırlatan TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, farklı tipteki yassı çelik ürünlerinin toplam ürün maliyetlerinin yaklaşık %17’sini oluşturduğunu aktardı. Yavuz, son dönemde bu alanda artan ticaret politikası soruşturmalarının beyaz eşya sektörü açısından zorlayıcı hale geldiğini ifade ederken “İlk olarak sıcak haddelenmiş yassı çelikle başlayan anti-damping soruşturmaları, zamanla paslanmaz çelik, galvanizli ve boyalı sac gibi diğer ürünleri de kapsayacak şekilde genişledi. Söz konusu soruşturmalar, sektörün girdi maliyetlerini artırmakta ve uluslararası pazarlardaki rekabetçiliğini de olumsuz etkilemektedir. Mevcut gümrük vergileri üzerine anti-damping soruşturmaları sonucu gelebilecek ek vergiler hem ihracat hem de iç satışlardaki daralmayı daha da derinleştirecek ve artan maliyetler nedeniyle enflasyonu tetikleyecektir. Ayrıca, bu ürünlerin bir bölümü, yerli üretimle karşılanamayacak teknik özellikler taşımakta ve sadece belirli kalite ve ölçülerde ithalat yoluyla temin edilebilmektedir. Bu nedenle, ticaret politikası uygulamalarının sektörün yapısal ihtiyaçları gözetilerek ve ülke ekonomisinin genel çıkarları doğrultusunda kurgulanması büyük önem arz etmektedir” dedi.

 

Kaynak

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Gelisiyorum.com | Görsel Eğitim Akademisi!