
“Bir Günümüz Efsanesi / Ferhat ile Şirin”
ORÇUN: Ustam “kendi üslubu olmayan tiyatro yok olmaya mahkumdur” derdi. Bizim de kalıcı olmak için kendi üslubumuzu oturtmamız gerekiyor. Amacımız bir repertuar tiyatrosuna evrilmek. İçinde yine üslubumuza uygun dram oyunu da çocuk oyunu da ekleyebiliriz. İllaki bir kabare ekleyeceğiz. Tarzımızı geleneksel Türk tiyatrosu alt yapılı, epik, absürt olarak özetleyebilirim.
DAMLA: Beş yıl sonra kendini nerede görüyorsun?
ORÇUN: Daha çok yazmış, üretmiş, kabare formatını oturtmuş, öğrenci yetiştirmiş, sahneye taşımış olarak görmek istiyorum..
DAMLA: İlk oyun “Bir Günümüz Efsanesi”. Neden bu oyun? Sen yazmışsın. Nasıl bir süreçti?
ORÇUN: Geçtiğimiz yaz kendi oyunumuzu yapmaya karar verince araştırmaya, okumaya başladım. Başlangıç olarak iki veya üç kişilik bir oyun yapmaya karar verdik. Belki onlarca iki yüze yakın oyunu okudum, inceledim. Genelde ilişki komedileri vardı ama harika fikirmiş diyebileceğim bir oyun bulamadım. Derdi olan, bir şeyler de anlatan, gündeme de atıfta bulunan bir oyun olsun istiyordum. Tanıdığım, beni de iyi tanıyan dostlarımla, abilerimle bu derdimi paylaşınca “senin kalemin var, yazdığın oyunlar da var, neden kendin yazmıyorsun?” fikirlerini duydukça oturup yazmaya karar verdim. Zaten kafamda kabare için bir eski aşıklar Eşinle beraber ın skeci vardı. İçlerinden Ferhat ile Şirin’i seçerek oyunlaştırdım. Ferhat ile Şirin 1538’den günümüze ışınlansa ne olur fikriyle yola çıktım.