
Boston Dynamics: Google neden başaramadı, Hyundai sonrasında neler değişti?
Robot kelimesi, ilk kez Çek yazar Karel Čapek‘in 1920 tarihli R.U.R. (Rossum’s Universal Robots) adlı oyununda kullanıldı. Günümüzde bu kelime, insan müdahalesi gerektirmeden belirli görevleri yerine getirebilen makineleri tanımlıyor. Robot teknolojisinin sınırlarını zorlayan en önemli şirketlerden biri de Boston Dynamics.
1992 yılında Marc Raibert tarafından kurulan Boston Dynamics, başlangıçta Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) yapılan araştırmaların ticarileştirilmesi amacıyla yola çıktı. Şirket, özellikle dinamik hareket kabiliyeti yüksek robotlar geliştirmesiyle dikkat çekti. Ancak Boston Dynamics‘in asıl büyük çıkışı 2013’te tanıtılan insansı robot Atlas ile oldu. Laboratuvar ortamında gelişmiş hareket yetenekleri sergileyen Atlas, ticari olarak satılmasa da şirketin mühendislik kapasitesini dünyaya kanıtladı.
Google dönemi
30 yıldan fazla bir süredir faaliyet gösteren Boston Dynamics, 2013 yılında Google tarafından satın alındığında büyük umutlar doğdu. Ancak bu satın alma, şirketin uzun vadeli gelişimine katkı sağlamak yerine, Google’ın kendi stratejik yönelimi nedeniyle bir çıkmaz sokağa dönüştü.
Aslında herkesin bildiği gibi Google kurulduğundan beri asıl gücünü yazılım ve yapay zeka alanından alıyor. Ancak Boston Dynamics gibi robotik donanım geliştiren bir şirketi yönetmek, farklı bir uzmanlık gerektiriyordu. Google, yazılım temelli bir yaklaşımla robotik projeleri hızlandırmayı hedeflese de, fiziksel robotlar için gereken yüksek Ar-Ge yatırımları ve üretim süreci, bu stratejiyi desteklemedi.
Atlas gibi robotlar, mühendislik açısından etkileyici olsa da üretim maliyetleri ve enerji verimliliği gibi faktörler ticari olarak ölçeklenmelerini zorlaştırdı. Google, bu problemleri çözmek için gerekli yatırımları yapmadı ve şirketi uzun vadeli bir inovasyon laboratuvarı olarak değerlendirmekten kaçındı.
Google’ın ana şirketi Alphabet, 2015’te yapılan yeniden yapılandırmanın ardından robotik alanındaki yatırımları ikinci plana attı. Şirketin odak noktası yapay zeka, bulut bilişim ve veri analitiği gibi alanlara kayınca Boston Dynamics’in geleceği belirsizleşti.
Sonuç olarak Google Boston Dynamics’i 2017 yılında Japon teknoloji devi SoftBank’e sattı. Bu da şirketin robotik alanındaki hedeflerinden uzaklaştığının ve robot teknolojisinin ticarileştirilmesi konusunda uzun vadeli bir plan oluşturamadığının açık bir göstergesiydi.
Hyundai sonrasında neler değişti?
Boston Dynamics, 2020’de Hyundai Motor Group tarafından yaklaşık 1 milyar dolara satın alındığında şirketin geleceği farklı bir rotaya girdi. Hyundai, robot teknolojisini doğrudan endüstriyel uygulamalara entegre etmeyi amaçlayan net bir stratejiyle hareket etti.
Hyundai, Atlas’ın laboratuvar odaklı bir prototip olmaktan çıkıp üretim süreçlerinde aktif rol oynayan bir sistem haline gelmesi için çalışmalara başladı. Önceki hidrolik tabanlı tasarım yerine, tamamen elektrikli ve daha stabil bir altyapı geliştirildi. Bu sayede robot, daha enerji verimli ve dayanıklı hale getirildi.
Şirket, Boston Dynamics’in teknolojisini kendi üretim hatlarına ve lojistik süreçlerine dahil ederek robotları sahada test etmeye başladı. Bu değişim, Atlas’ın ve diğer robotların yalnızca gösteri amaçlı değil gerçek dünyada kullanılabilir olmasını sağlayacak bir adım olarak değerlendiriliyor. Hyundai, 34 milyar dolar değerlemeye sahip. Öte yandan son 5 yılda ise yerinde saydığını söyleyebiliriz.
Hyundai ile yapılan iş birliği, Atlas’ın yanı sıra Spot ve Stretch gibi robotların da daha geniş çapta benimsenmesine yol açtı. Özellikle lojistik ve depo otomasyonu için geliştirilen Stretch, ticari kullanıma uygun hale getirilerek pazara sürüldü.
Özellikle önceki hidrolik temelli robot tasarımlarından vazgeçilerek daha sürdürülebilir ve düşük bakım gerektiren elektrikli sistemlere geçiş yapıldı. Bu değişim, Boston Dynamics’in robotlarını ticari olarak daha uygulanabilir hale getirdi.
Bir taraftan robotların sensör sistemleri, çevresel algı yetenekleri ve yapay zeka destekli karar alma mekanizmaları geliştirildi. Hyundai, bu sistemleri otonom araçlar ve akıllı üretim hatlarıyla entegre etmeyi planlıyor.
Hyundai, robotları tamamen bağımsız sistemler yerine, insanlarla etkileşim halinde çalışan destek sistemleri olarak konumlandırıyor. Bu da robotların fabrika ve lojistik süreçlerinde işçilere yardımcı olmasını, insan gücünü tamamlayıcı bir rol üstlenmesini sağlıyor.
Boston Dynamics’in yaşadığı dönüşüm, teknoloji dünyasında stratejik kararların kritik rol oynadığını bir kez daha gösterdi. Google, donanıma yatırım yapmaktan kaçındığı için Boston Dynamics’i geliştirme fırsatını kaçırdı. Hyundai ise robot teknolojisini kendi üretim süreçlerine entegre ederek şirketi daha sürdürülebilir ve ticari olarak anlamlı bir noktaya taşıdı.
Bugün Boston Dynamics, laboratuvar odaklı bir inovasyon merkezi olmaktan çıkıp endüstriyel çözümler sunan bir şirket haline geliyor. Başarılı bir robotik şirket olmak için yalnızca gelişmiş mühendislik yeterli değil; aynı zamanda, doğru stratejik yönelim ve ticari uygulamaya yönelik net bir plan da gerekiyor.