
Çin düşen otomobil fiyatlarından şikayetçi
Çinli otomobil üreticilerinin kıyasıya rekabeti, fiyatları düşürerek tüm ülke ekonomisi için ciddi bir tehdit haline geldi. Bu durumdan endişe duyan Çin yönetimi, otomobil şirketlerini “kendilerini dizginlemeleri” konusunda uyarıyor.
Çinliler otomobil fiyatlarını dibe çekti
Dünya genelinde pazar payını artıran Çinli otomobil markaları, kendi iç pazarlarında da büyük bir rekabetle karşı karşıya. Ancak bu rekabet artık kontrol dışı bir boyuta ulaşıyor. Volkswagen’in Çin sorumlusu Ralf Brandstätter’in “Çin otomobil pazarında mantık kalmadı” sözü, durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Çin hükûmeti de bu sağlıksız durumdan rahatsız.

The New York Times’ın haberine göre, Çin yönetimi, kâr marjlarını tehlikeli seviyelere düşüren otomobil üreticilerinin yöneticileriyle bir araya geldi. Hükümet, şirketleri rekabet ederken daha dikkatli olmaya çağırdı. Çünkü bu fiyat düşüşleri sadece bireysel şirketleri değil, tüm sektörün kâr potansiyelini aşağı çekiyor. Uzmanlar, bu gidişatın birçok şirketin beş yıl içinde iflas etmesine ve tüm Çin ekonomisinin yara almasına neden olacağını söylüyor.
Bu durumdan duyulan kaygı en üst düzeyde dile getirildi. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 30 Temmuz’daki Politbüro toplantısında “Sanayi içinde öz disiplini güçlendirmek ve yıkıcı bir iç rekabeti engellemek şarttır” ifadesini kullandı. Bu doğrudan müdahale, hükûmetin konuya ne kadar önem verdiğini gösteriyor.
Günümüzde Çin elektrikli otomobil pazarında 50’den fazla şirket yarışıyor ve bu sayı her geçen gün artıyor. Bu rekabet fiyatların hızla düşmesine yol açıyor. Pazarın en büyük oyuncularından BYD bile düşen fiyatlar nedeniyle bir önceki yıla göre gelirinde neredeyse %30 kayıp yaşadığını açıkladı.
Analistlere göre, Çinli otomobil şirketleri artık kâr etmek için değil, bu acımasız yarışta hayatta kalmak için mücadele ediyor. Automobility analisti Bill Russo, “Bu bir kâr yarışı değil, üstünlük kurma yarışı” diyerek durumu özetliyor. Pek çok şirket zarar etmeyi göze alarak fiyatlandırma yapıyor. Onları ayakta tutan ise devlet destekli bankalardan aldıkları krediler. Bu nedenle devletin uyarıları ciddi sonuçlar doğurabilir.
Ancak Çin bu kontrolsüz rekabeti durduramazsa ciddi bir krizle karşı karşıya kalabilir. İflas eden şirketler, devlet bankalarına olan borçları ve işsiz kalan on binlerce mühendis, Çin ekonomisi için yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Xi Jinping’in konuya doğrudan müdahil olması da bu kaygıların en büyük kanıtı olarak görülüyor.