Gelisiyorum.com | Blog

Demoscene: Kullanıcı Arayüzünden Doğan Bilgisayar Sanatları Altkültürü

05.05.2023
404
Demoscene: Kullanıcı Arayüzünden Doğan Bilgisayar Sanatları Altkültürü

Barış Kayalar, bilgisayar oyunları deyince akla gelen önemli grafik ifade biçimlerinden birini ele aldı: Demoscene.

Tevellüt nedeniyle Commodore 64 dönemlerini yakalayamamış olsam da erken dönem bilgisayar kültürü ve bu dönemin içinde bulunan kişilerin deneyimleri hep ilgimi çekmiştir. 

Bahsettiğim dönemde, yani 1980’lerin ortasında, illegal oyun kopyalama/dağıtma işi bugünkü WAN’ların yokluğu nedeniyle hayli zor. Aslında hikaye, arkadaşını oynarken beğendiği bir oyunu evinde oynamak isteyen cimri dostumuzun “Bana da bir kopyasını versene” talebiyle başlıyor. Oyun üreticileri, oyunların kopyalanması engellemek için Copy Protection adı verilen bazı yazılımsal ve donanımsal teknikler kullanıyor. İşi bilen yazılımcı dostumuz, bu korumayı kırabilme ve oyunu crackleyebilme (kırma) becerisine sahip. Kopyalanmış oyununa kavuşan cimri dostumuz, bu kopyayı başkalarına da ulaştırabileceğini fark ediyor ve ortaya 3 kavram çıkıyor: oyunu kırabilen cracker, kıran kişiye oyunun orijinalini getiren supplier ve dağıtım işlemini üstlenen swapper (trader). Bu 3 karakter, bu işin ekip olarak yapılması gerektiğine karar verip bir takım oluyorlar. 

Aslında, işin bir gösteriş tarafı da var. Oyunu kıran ekip, bir süre sonra “Bir imzamız olmalı!” diyerek başarıyla kırdıkları her oyunun başına “X ekibi gururla sunar…” gibi yazılar yazmaya başlıyor. Başta sadece düz yazı ile başlayan bu imzalar, “Bizim imzamız daha fiyakalı olmalı!” diyen diğer ekiplerin çabaları ile intro devrinin başlamasını sağlıyor.

Kimi, o zamanlarda pek de kolay bir teknik olmayan kayan yazı kullanıyor, kimi müzik ekliyor. Alternatiflerle beraber, intro kısmı giderek karmaşıklaşmaya ve gelişmeye başlıyor. Ortaya döneminin oldukça ötesinde işler çıkmasıyla, introlar oyunun kendisinin önüne geçmeye başlıyor. Bakın burası çok önemli: kullanıcılar oyunu introyu izlemek için satın almaya başlıyor.

Daha fazla bilgi vermeden önce neden söz ettiğimize bir bakalım. Aşağıdaki video, “Demoscene nedir?” sorusunun yanıtı adeta.

Reklam
https://youtube.com/watch?v=rFv7mHTf0nA%3Ffeature%3Doembed

Ekipler bir yandan artistik yönlerini gösterirken, bir yandan da kodlama becerilerini kanıtlama hırsıyla dönemin bilgisayarlarının (Commodore 64AmigaAtari) teknik kısıtların üzerine çıkmaya başlıyorlar. Bilgisayarları tasarlayan mühendislerin sınırladığı veya devre dışı bıraktığı özelliklerin üzerine gidiyorlar. Donanım da günümüzdeki gibi inanılmaz bir hızla gelişmediği için yazılıma, dolayısıyla fikre fırsat kalıyor. Commodore 64’ün sadece rengi değiştirilebilen ekran sınırlarını kaldırarak, oralarda sprite  gösterebiliyorlar örneğin. Veya bir alanda, tanımlananın üzerinde renk gösterebilmek için dithering ve flickering gibi yöntemler keşfediyorlar.

Tamamen kodlama ile tasarlanan bir demo animasyonu

İşler ciddileşince crack grupları toplanıp birbirlerine yaptıkları introları göstermeye başlıyorlar. Birbiri ardına gelen introlar devri geride kalıyor ve birkaç dakika boyunca değişen grafikler, efektler, müzikler eşliğinde bir şova dönüşüyor. Ekip büyüyor; ekipteki herkes sadece kendi alanında uzmanlaşmaya başlıyor. Yazılımla coder, müzikle musician, görsel kısımla graphician ilgileniyor. Intro yapımı geliştikçe oyun kırmaktan ayrılarak bir altkültür haline geliyor ve 1986 yılında demoscene hareketi doğmuş oluyor. 

Demoscene zamanla kendi jargonunu da yaratıyor. Introlara demo, demo ile ilgilenenlere scener, mükemmelliğe ulaşanlara elite, demoscene kurallarına uymayanlara lamer adı veriliyor. Demoscene esasında rekabet ve atışmadan doğan bir altkültür olduğu için demo party etkinliklerinde yapılan yarışmalara da büyük ilgi ve katılım oluyor. Intel ve AMD gibi dev şirketlerin sponsorluğunda, günler süren organizasyonlar yapılıyor.

Demoscene sahnesinin önemli demo gruplarından biri olan Phenomena‘nın demolarından bir görüntü

Tek tip bilgisayarların azalması, donanım teknolojisinin büyük bir ivmeyle gelişmesi, sistemlerin multimedya gücü açısından kullanıcıyı doyuruyor olması gibi nedenlerle demoscene’e olan ilgi 90’lı yılların sonlarından itibaren azaldı. Yine de demoscene’in oyun endüstrisi ve yeni medya sanatları üzerindeki etkisi oldukça güçlü. O dönemde scener’lık yapan kişilerin çoğu bugün profesyonel olarak yazılımla uğraşıyor, oyun sektöründe çalışıyor. Max Payne oyunlarıyla tanınan Finlandiyalı Remedy Entertainment firması Future Crew isimli demoscene grubu tarafından kurulmuştur mesela. Sınırlı özelliklere sahip donanımda inanılmaz şeyler yaratma ruhu günümüzde hala yaşıyor, eskisi kadar olmasa da demolar ve demopartyler yapılmaya devam ediyor.

Kaynak: sherpa.blog (Barış Kayalar)

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Gelisiyorum.com | Görsel Eğitim Akademisi!