EXFIL – İlk Bakış – LEVEL Online

Escape from Tarkov için bu türü birçok anlamda yarattı diyebiliriz. Her ne kadar 2017 yılında piyasaya çıktığında “Extraction Shooter” yapısının farklı başlıklarını, farklı oyunlarda deneyim etmiş olsak da, tam anlamıyla tek bir yerde toplandıkları oyun “Tarkov” diyebiliriz.

Basitçe bir bölgeye girip, etrafa ateş edip, yağma yapıp, bölgeyi terk etmek gibi kısaca açıklayabileceğimiz bu güzide oyun yapısı, takip eden yıllarda birçok kaliteli örneği de beraberinde getirdi. Bunlar arasında 2019 yılında üretilen ve post apokaliptik bir Norveç dünyasında geçen Vigor dikkat çekici ama hayal kırıklığı yaratan isimlerden birisi oldu. Hunt: Showdown 1896, Marauders, Witchfire ve Incursion Red River gibi oyunları da söylemeden geçmek olmaz. Hatta çok fazla “FPS” kamera odaklı olan bu türe izometrik kamera açısı ile renk katan Zero Sievert ve Quasimorph’u da eklemeden geçemeyeceğim. Bu iki oyun, özellikle FPS kamera açısından sıkılan oyunculara muazzam bir deneyim sunuyordu.

EXFIL ise yine FPS kamerası odaklı, taktik ile extraction mantığının tek potada eritildiği bir yapım. Fakat onu benim gibi dinozor eleştirmenler için ilginç kılan noktalardan bir diğer de 80’li yıllarla 2000’lerin başına kadar adını her oyun severin yakından bildiği MicroProse tarafından dağıtılıyor olması.

Microprose severiz

Oyun dünyasının belki de en çalkantılı geçmişine sahip firmalarından birisi olan MicroProse, 1982 yılında kurulmuş, 1993 yılındaysa Spectrum HoloByte’ın bir nevi yan kuruluşu pozisyonuna düşmüştü. Bu süre içerisinde başta Civilization olmak üzere birçok strateji ve simülasyon oyununun yapımcı ve yayınlayıcı rolünü üstlenmişti. Hatta 1987 yılında “Computer Gaming World”e göre Activision ve Electronic Arts’ın da içerisinde olduğu “Oyun dünyasının en iyi beş firması” listesinde yer almıştı. 1993 – 1998 yıllarında, Spectrum HoloByte ile çalıştığı süre esnasında da Magic the Gathering’in ilk video oyununu, Star Trek: The Next Geenration ve döneminde çok meşhur olan MechWarrior serisini üretmişti. Zaman içerisinde firma içerisinde ayrılıklardan dolayı, MicroProse’un kurucu ortaklarından Sid Meier, Jeff Briggs ve Brian Reynolds ise bugün adını sıklıkla duyduğunuz Fraxis Games’ı kurmak için yollarını ayırdılar. 1997 yılında Civilization kutu oyunu yüzünden önce Avalon Hill, akabinde de Activison tarafından dava edilse de hakları elinde tutmayı başardı.

Tam her şey yok olmuştu ki 1998 yılında Hasbro devreye girdi ve masaya 70 milyon dolar koyarak, MicroProse’u kendisine bağladı. 2001 ile 2003 arasını Infogrames ile geçen firma, 2007 ile 2019 arasında Interactive Game Group ve Cybergun Group arasında gidip geldi. Nihayet 2018 yılına gelindiğinde, David Lagettie isimli Avustralyalı simülasyon yazılımcısı, MicroProse’un haklarını satın aldı ve bugün halen devam eden, yeni bir macera başlamış oldu. Resmi olarak 2020 yılında duyurulan firma bir süredir simülasyon odaklı oyunlar üretiminde ve dağıtımında çalışıyor.

Böylesine maceralı bir serüvene sahip olan MicroProse’un, üç tane indie geliştirici tarafından üretilen EXFIL isimli bir oyunun dağıtımını üstlenmesi de pek tabii kaçınılmaz bir sonuç gibi görülebilir. Neyse efendim, bu kadar tarih bilgisinden sonra buyurun gelin, biraz da bu oyun neyin nesiymiş ona bakalım.

Taktiksellik

Konu taktik FPS olduğu zaman hemen aklıma ARMA serisi geliyor. Piyasaya çıktığı andan itibaren kendisine ait bir komünite yaratmayı başaran bu seri, bu aralar ARMA Reforged ile yoluna devam ediyor ve özellikle konsolda etkileyici satış rakamlarına imza atmış durumda. Bu ekolde, yakın zamanda piyasaya çıkmış ve üzerimde etki bırakmayı başarmış olan en net isimse geçtiğimiz günlerde Epic tarafından hediye edilen Hell Let Loose. Oynayanların bileceği üzere devasa bir haritada, derinlemesine bir discod organizasyonu ile oynanan, her adımda ölümle tanışabileceğiniz, muazzam bir yapım.

EXFIL bu iki oyunun ortasında bir yerde diyebilirim. Ne ARMA kadar derinlemesine taktik var ne de Hell Let Loose kadar koşturabilmek… Efendim oyunumuz Unreal 5 grafik motoru üzerine inşa edilmiş bir yapım. Şu anda beta aşamasında ve erken erişimde olan oyun, komünite desteği ile sürekli kendisini geliştiriyor.

Halihazırda “Classic Extraction” ve “Rouge Extraction” mod’ları mevcut. İlk modda eldeki istihbaratı güvenliğe alıp, hızlıca ortamı terk etmeye çalışıyoruz ki bu mod, adından da anlaşılabileceği üzere birçok oyunda mevcut olan bir seçenek.

İkinci mod’umuzdaysa küçük bir gruba karşı daha kalabalık bir grubun mücadelesi üzerine kurulu. Tam olarak kimin daha iyi taktik yapacağına odaklanan bu mod, şimdiden bir hayli eğlenceli. Hemen belirtmekte fayda var; oyunda tek kişilik mod bulunmuyor; en azından şimdilik…

Toplamda 32 kişiye kadar desteklenen oyunda, ben bu yazıyı yazarken altı farklı devasa harita bulunuyordu. Harita sayısı az gibi gelebilir ama dinamik çevresel olaylar sayesinde sanki başka haritalardaymışçasına deneyimler yaşamak mümkün. Çöl fırtınaları, sis, yoğun yağmur gibi birçok hava olayı söz konusu… Her birinin başta görüş olmak üzere birçok iletişim yoluna engel olması, fazlasıyla gerçekçi bir deneyim yaşamamıza imkan sunuyor.

Oyunun temelinde “VOIP” yani sesle iletişim bulunuyor. Takımların ses iletişimi kesilmesi demek, kısa sürede yok olacakları anlamına geliyor. Bu sebepten zorlu hava koşullarına göre doğru taktikler geliştirmemiz gerekiyor. Hareket etmek çok kolay gibi gözükse de birkaç kurşunla anında ölebildiğimizi hatırlatmak isterim. Ayrıca kurşunlar ve objeler arasında da bir bağlantı söz konusu. Farklı kurşunlar, farklı objeleri delip geçebiliyor ya da saplanıp kalabiliyor. Neyin arkasına, ne şekilde saklandığımızın büyük ölçüde etki ettiği bir detaydan bahsediyoruz. Bu gibi özellikleri yüzünden biraz ilk ve ikinci Rainbow Six oyunlarını andırıyor diyebilirim. Ayrıca 24 saatlik sabah ve akşam döngüsünün de bulunduğu EXFIL’de, birçok teknolojik askeri cihazı kullanarak düşmana üstünlük sağlamak gerekiyor. Elimizdeki cihazda işaretli noktalar haricinde genel bir bilgimiz olmadığı haritalar üzerinde, takım olarak net kararlar vermek gerekiyor. Oturup pusu mu kuracağız, yoksa hedefe doğru “rush” mı edeceğiz? Hava durumunun değişme ihtimalini de hesaplarsak, düzenli olarak taktiksel bir deneyime bağlı kalmamız gerek.

Anlayacağınız EXFIL, öyle etrafa sıka sıka koşabileceğimiz bir oyun değil. Silahların tepmeleri ve hedefe gitmeleri de bir diğer ince detay. Silahları iyice tanımadan seri atışlar yapmak, çoğu zaman karavana sıkmamıza sebep oluyor.

EXFIL kesinlikle COD severlere hitap etmiyor diyebilirim. Bu oyunun şimdilik açık ara en önemli özelliği, tekrar edilebilir bir deneyim sunması. Sunucularında hafta içi pek insan bulunmasa da hafta sonu birkaç oyun deneyim etmek mümkün. Bu arada sunucuları oyuncular yaratabildiği için birçok farklı formatta deneyim yaşamak da işten bile değil. Oyunun üç kişi tarafından geliştirildiğini düşünürsek, P2W opsiyonu olmadığını ya da herhangi bir Microtransaction kullanmayacağını düşünürsek, gerçekten de iddialı bir yapım olma potansiyeline sahip.

Dediğim gibi, henüz erken erişimde. Taktik FPS ve “Extraction Shooter” türü için gerçekten de iddialı bir yapım gibi duruyor. Bakalım zaman ne gösterecek.

Beklenti: 3/5

KÜNYE

Yapım: Misultin Studios
Dağıtım: MicroProse Software
Tür: Extraction Shooter
Platform: PC
Web: www.misultin.com