Farro ile beslenmenizi ve sağlığınızı destekleyin

Beslenme uzmanlarının ve sağlığına özen gösterenlerin son zamanlardaki gözde besinlerinden biri olan ‘farro’, yaban buğdayı türlerinden biri. Kökeni en az 10000 yıl öncesine, Mezopotamya’daki Bereketli Hilal’e kadar uzanan farro, tam anlamıyla antik bir lezzet. Köklü geçmişinin yanı sıra onu bu kadar özel kılan bir diğer özelliği ise sağlığa olan faydaları…

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Pişmeden önce buğday tanesine benzeyen farro, piştikten sonra arpayı andırıyor. Açık kahverengi renge ve yumuşak, çiğnenebilir bir dokuya sahip. Hafif fındıksı aroması sayesinde birçok yemeğe güzel bir lezzet katıyor. Hem lezzetli hem de sağlıklı bu besin, popülerliği arttıkça daha fazla markette yerini almaya başladı. Artık hemen hemen pek çok yerde rastlamak mümkün.

Görür görmez almanız ve yemeklerinize katmanız için geçerli pek çok sebep var. İşte farronun faydaları.

Farronun sağlığa faydaları nelerdir?

İçerdiği yüksek protein, lif, çinko, selenyum, demir, magnezyum, niasin ve bitkisel bileşenlerden dolayı sağlığa oldukça faydalı olan farroyu gelin yakından keşfedelim:

Bağışıklık sistemini güçlendirir

Farro, lutein, polifenoller, karotenoidler ve fitoesterler gibi birçok bitkisel bileşik açısından zengindir. Ve bu bileşikler çinko ve selenyumla birleştiğinde vücutta antioksidan görevi gördüğ için zararlı serbest radikallerle savaşır. Araştırmalar, farro dahil tam tahıl tüketiminin kanser ve diğer hastalıklara bağlı ölümlerde azalma ile ilişkili olduğunu gözler önüne seriyor. Ayrıca, farrodaki dirençli nişasta ve çözünür lif, bağırsaklardaki sağlıklı bakterileri besleyen prebiyotiklerdir. Bu da bağışıklık sistemiyle doğrudan bağlantılıdır.

Bağırsak sağlığını destekler

Lif açısından zengin olan farro, bağırsak ve sindirim sağlığını da destekliyor. İçerdiği çözünür ve çözünmeyen lifler ile dirençli nişasta, sindirim sistemine çok yönlü katkı sağlıyor. Çözünmeyen lif sindirim sisteminde hacim oluşturarak kabızlığı önlüyor, çözünür lif ise bağırsaklarda jel benzeri bir yapı oluşturarak ishal sorununa iyi geliyor. Bağırsak dostu bir besin olduğunu söylemek mümkün.

Kalp sağlığını korur

Farro’daki çözünür lif, kolesterolü düşürmede yardımcıdır. Bu lif, ince bağırsakta kolesterolle bağlanarak onun kana karışmasını engeller. Bu da damar tıkanıklığı (ateroskleroz) riskini azaltır. Ayrıca magnezyum kalp ritmini düzenlemeye yardımcı olurken, farro’daki B vitamini niasin de kolesterol seviyelerini dengelemeye katkıda bulunabilir.

Metabolik sağlığı destekler

Farro’nun içerdiği lif ve protein sindirimi yavaşlatır, bu da kan şekerinin ani yükselip düşmesini önler. Bu etki, diyabet gibi metabolik sorunları olanlar için faydalı olduğu kadar, genel olarak herkes için de daha stabil enerji seviyeleri sağlar. Araştırmalar, düzenli tam tahıl tüketiminin tip 2 diyabet riskini azalttığını göstermektedir.

Farroyu evde nasıl kullanabilirsiniz?

Kuru farroyu, eğer tam tahıl ve kabuksuz olanını aldıysanız, bir gece önceden bol suyla suda bekletin. Ertesi gün suyunu süzüp, yeni suyla haşlayarak pişirin. Pişirme süresi çeşidine göre değişse de genellikle 30-40 dakika arasıdır. Semi-pearled ya da pearled çeşitler daha kısa sürede hazır olur. Haşlandıktan sonra süzüp istediğiniz tarifte kullanabilirsiniz. Örneğin:

• Salatalarda bulgur ya da kinoa yerine kullanabilir,
• Çorbalara ekstra doyuruculuk ve lif eklemek için katabilir,
• Zeytinyağlı dolma veya sebze yemeklerinde pirinç yerine tercih edebilirsiniz.
• Kahvaltılarda lapasını yapabilir, üzerine meyve, ceviz ve biraz bal ekleyerek yulaf alternatifi olarak servis edebilirsiniz.

Ancak unutmayın: Farro bir buğday çeşididir ve gluten içerir. Bu nedenle çölyak hastaları veya gluten hassasiyeti olan bireyler için uygun değildir.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Kaynak: wellandgood

İlginizi çekebilir: Hazmı kolaylaştıran besinler: Sindirim sağlığına dost 14 yiyecek