Gelisiyorum.com | Blog

Girişimcilik Dünyayı Nasıl İyileştirir?

31.05.2023
597
Girişimcilik Dünyayı Nasıl İyileştirir?

8. Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi’nin son paneli “Girişimcilik dünyayı nasıl iyileştirir?” başlığında gerçekleşti. Sosyal girişimciler KODA (Köy Okulları Değişim Ağı) Kurucusu Mine Ekinci, Tabit Ar-Ge Müdürü Orhan Kurt ve Otsimo Kurucusu Zafer Elcik, Türkiye ve dünyadaki çalışmalarını anlattı.

8. Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi’nin son paneli, “Girişimcilik dünyayı nasıl iyileştirir?” başlığında gerçekleşti. Sosyal girişimcilerin bir araya geldiği panelde, tarımsal kalkınma, köy okulları ve özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklara odaklanan girişimciler, neler yaptıklarını anlattı. Moderatörlüğünü Para Dergisi Bilişim Editörü Ürün Dirier’in yaptığı panelde, konuşmacılar KODA (Köy Okulları Değişim Ağı) Kurucusu Mine Ekinci, Tabit Ar-Ge Müdürü Orhan Kurt ve Otsimo Kurucusu Zafer Elcik, Türkiye ve dünyadaki çalışmalarını anlattı.

13-14 yaşından beri sivil toplum çalışmaları içinde olduğunu ifade eden KODA Kurucusu Mine Ekinci, kendisinin de köyde büyüdüğünü ve bu nedenle köy okullarının her zaman ana odağı olduğunu belirtti. Mine Ekinci, “Ailem hala Yalova’nın Soğucak köyünde yaşıyor. Yüksek lisansımı da Harvard’da Uluslararası Eğitim Politikaları alanında yaptım. Köy okullarına hem fırsatlar hem de eğitim politikaları geliştirmek odağından bakıyoruz. KODA’yı 2016 yılından kurduk. Köy öğretmenleri ve aileler üzerinden 30 binin üzerinde çocuğa ulaştık. Türkiye’de köy okulu denince aklımıza sadece koliyle giden yardımlar geliyor, fakat eğitim aracılığıyla kırsal kalkınmanın gerçekleşmesi için önceliğimiz köy öğretmenleri. Bu anlamda milli eğitim müdürlükleri, eğitim fakülteleri ve STK’lar ile birlikte, eğitim politikalarını güçlendirmek üzere köy öğretmenlerini güçlendirmeye odaklanıyoruz” dedi.

Öğretmenlere eğitimler verip onlara yönelik programlar geliştirdikleri bilgisini aktaran Ekinci, “Aile eğitimleri yapıyoruz. Şu anda Bursa Orhaneli’ndeyiz. Burada Ar-Ge çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Eğitimde fırsat eşitliği birkaç yerden müdahaleyi gerektiriyor. En önemli faktör ise erken yaşlardaki öğretmenler. Çocuklara rol model olan öğretmenler ve çocukların aileleri çok önemli. Aileler müdahale etmesi daha zor bir grup. Değişim öğretmenler üzerinden başlayacak diye düşünüyorum” diye konuştu. Öğretmenleri güçlendirmek için mesleki eğitimler verdiklerini aktaran Ekinci, şunları paylaştı:

“Fakat güçlendirme sadece bununla olmaz. Kişisel gelişim, motivasyon, bir topluluğa ait hissetmek, sorunlarını ve deneyimlerini paylaşabileceği bir ağa sahip olmak gibi konular da çok önemli. Biz konuya bu şekilde bütünsel olarak bakılması gerektiğini düşünüyoruz. Kırsalın gerçeğiyle şehirlerin gerçeği çok farklı, hatta bölgesel olarak da farklılıklar var. Biz bu farklılıklara odaklı çözümler üretiyoruz. Şimdi açıkçası odağımız deprem bölgesinde. Bölgedeki öğretmen ağlarımızla beraber bölgedeki 2 bin köyde depremden nasıl etkilendiklerine yönelik Ar-Ge yapıyoruz. İki üniversitenin ortaklığında bir araştırma projesi yazıyoruz. Ardından bu birikimi rehber haline getireceğiz, çünkü başka bir afette de ihtiyacımız olacaktır. Deprem döneminde de öğretmenleri desteklemek üzere eğitimler verdik, psikolojik destek sunduk.”

TABİT TARIMI VE ÇİFTÇİYİ DİJİTALLEŞTİRİYOR

Reklam

Tarımın dijitalleşmesi üzerine 20 yıldır çalışan Tabit’in Ar-Ge Müdürü Orhan Kurt, şu an çalışmalarının ülke sınırlarını aştığını ve dokuz ülkede faaliyette olduklarını aktardı. Girişimin akıllı köy projesiyle ivmelendiği bilgisini aktaran Kurt, “Tabit olarak şimdiye dek 12 bin köy dolaştık. Çiftçilerin yeni nesil teknolojilerle buluşmasına aracılık ettik. Teknoloji kullanımını yerinde uygulamalı gösterebilmek ve var olan teknolojileri tarıma adapte etme testleri yapabilmek üzere Aydın Koçarlı’da 300 dönüm üzerine bir Ar-Ge inovasyon kampüsü kurduk” dedi. Burada bir çiftçinin bir teknolojiyi neden ve nasıl kullanabileceği üzerine araştırma ve testler yaptıklarını aktaran Kurt, “Çiftçi gelenekselin dışına çok çıkmak istemiyor, ama iklim krizi nedeniyle üretimdeki verimi artırmak ve bunu çiftçinin kârı üzerinden yapmak zorundayız. Erken uyarı sistemleri, nem ve iklimlendirme sistemleri, dron kullanımı, otomasyon sistemleri, manyetik sulama teknolojileri gibi birçok teknoloji mevcut. Henüz olmayan ama ihtiyaç duyulan teknolojiler için de donanım ve yazılım üzerine çalışıyoruz. Tarıma uyarlanabilecek çok teknoloji var. Bunları araştırıp test ediyoruz” diye konuştu.

“YENİ NESİL KIRSALDA KALMAK İSTEMİYOR”

Türkiye’deki çiftçi yaş ortalamasının 57-60 olduğunu, sayısı gittikçe azalan ve yaşlanan bir çiftçi profiline karşılık nüfusun da gittikçe arttığını ifade eden Kurt, şunları aktardı:

“Yeni nesil kırsalda kalmak istemiyor. Öte yandan pandemide tarımın önemini ciddi bir şekilde gördük. Bu durumda yeni nesil üretim teknikleriyle gıda üretimini artırmak zorunda olduğumuz ortada. Küçük aile çiftlikleri ile büyük şirketleri bir araya getirerek üretimi maksimize etmeye çalışıyor, kırsaldaki yaşam kalitesini artırarak kırsaldaki nüfusun orada kalmasını sağlayacak projeler üretiyor ve hayata geçiriyoruz. Çiftçilere teknoloji ile daha çok kâr elde edilebileceğini göstererek onlara yaklaşıyoruz. En önemlisi de kolayca ulaşıp kullanabilecekleri teknolojilerle tanıştırıyoruz onları.”

Tabit’in deprem bölgesindeki çalışmaları konusunda da bilgi aktaran Kurt, şunları belirtti: “2020’de Hatay’da büyük bir kırsal kalkınma projesine başlamıştık. Bu projedeki ağımızın yardımıyla depremin ilk haftasında bölgeye giderek yardımlar organize ettik. Depremden köyler de çok etkilendi. Olgunlaşmış ürünler bile toplanamadı. Hayvan damları çöktü, birileri köyleri dolaşıp hayvanları ucuza aldı bu süreçte. Şimdi büyük şirketlerden bölgede bir şeyler yapalım talepleri geliyor bize. Hasat ve sonrasında tedarik zinciri için birçok proje başlattık yaraları sarmak üzere.”

“Tüm dünyada 1 milyondan fazla çocuğa ulaştık”

Zafer ELCİK/ Otsimo Kurucusu

Otsimo’da otizmli çocuklar başta olmak üzere özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar için mobil eğitim oyunları yapıyoruz. Benim kardeşim otizmli. ODTÜ’de bilgisayar mühendisliği okurken bir arkadaşımla beraber kardeşime özel tablet oyunları yapmaya başladık. Çünkü kardeşime doğum gününde tablet alınmış ama oynayabileceği bir oyun bulamıyordu. Kardeşimin bizim yaptığımız oyunlarla çok eğlendiğini ve gittiği özel eğitim kurumundaki öğretmenlerin de oyunları çok beğendiğini görünce bu oyunları diğer çocuklar için de yapma kararı aldık. Geldiğimiz noktada, nöroçeşitlilik kapsamında otizmli, down sendromlu, öğrenme-konuşma bozukluğu olan ve kekemelik sorunu yaşayan çocuklar başta olmak üzere özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar için mobil oyunlar geliştiriyoruz. Tüm dünyada 1 milyondan fazla çocuk, bu oyunları oynuyor. Beş dilde yayınlıyoruz oyunları. 3-10 yaş arası çocukları hedefliyoruz. Oyunlar Türkiye’de ya ücretsiz ya da 1 lira gibi cüzi rakamlarda. Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde aylık üyelik bedeliyle sunuyoruz, ama yine cüzi fiyatlara. Eğitimciler, psikologlar, yazılımcılar, tasarımcılar olmak üzere 30 kişilik ekibimizle Ankara’dan tüm dünyaya ulaşıyoruz. Hedefimiz nöroçeşitlilik ile daha kapsayıcı toplumlara ulaşmak. Tektip eğitimden ziyade, bu çocukların avantajlı yönlerini ve yeteneklerini ön plana çıkarmaya odaklanıyoruz. Deprem bölgesi çalışmalarımıza gelecek olursak bu çocuklara şu an mobil üzerinden ulaşamayacağımız için fiziksel eğitim materyalleri gönderdik. Bastırılabilir eğitim materyallerini yerel yönetimlerle paylaştık. Şu anda da Kanadalı partnerimizle beraber 40 bin oyuncak bağışı kampanyasını yürütüyoruz.

Kaynak: paradergi.com.tr

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Gelisiyorum.com | Görsel Eğitim Akademisi!