Gelisiyorum.com | Blog

“Hiç”in gözü daha mı pektir hep’ten?

05.03.2025
60
“Hiç”in gözü daha mı pektir hep’ten?

‘’Ya hep ya hiç, ya gel ya git
Ya az ya çok, ya var ya yok
Bugün beni ya sev ya terk et

Yakın uzak, iyi kötü
Yaşa ya da unut dünü
Bugün beni ya sev ya terk et’’

Hayat, birçok kez bize iki seçenek sunar: Ya hep ya hiç. 

“Hep” derken, sürekli bir şeyin arzusuyla tutkulu bir şekilde ileriye doğru ilerlerken; “hiç” de, ya bir şeyin tamamen kaybedilmesi ya da hiç var olmamış gibi kabul edilmesi hali söz konusudur. Bu iki kutup arasında yaşadığımız psikolojik gerilim, yaşamlarımızı derinden etkileyebilir. Peki, gerçekten “hiç”in gözü daha mı pektir “hep”ten? İşte bu soru, insan doğası, arzular ve kayıplar üzerine derin bir psikolojik keşfe çıkarıyor bizi.

Hep ve hiç arasında psikolojik denge

Yaşamda her şeyi siyah beyaz gördüğünüz ve grinin tüm tonlarını kaçırdığınızı fark ettiğiniz oldu mu? İnsan psikolojisinde “hepsizlik” ve “hiçlik” arasındaki dengeyi korumak çok da kolay değildir. “Hep”; sürekli bir başarıya, ideal bir duruma, mükemmel bir ilişkiye, ya da bitmeyen bir mutluluğa ulaşma arzusuyla ilgilidir. İnsan bu arzuya kapıldığında, mükemmellik idealiyle yaşayan biri haline dönüşür. Sürekli bir hedefe doğru koşar kaşar koşar, geri adım atmaz. Amaç her ne olursa olsun, “hepsi” olmalıdır; hayat, eksikliği kabul edilemez bir şekilde yaşanmalıdır.

Reklam

Bunun zıttı olarak “hiç” kavramıysa, kayıpların ve başarısızlıkların izlendiği bir yolculuktur. Hiçlik, bazen bir şeyin hiç başlayamayacağını ya da bittiğini kabul etmekten doğmuş olmalıdır. Bu da bir çeşit terk edilmişlik hissine sebep olur. 

İnsan, “hiç”in tarafında, ya da “hiç”i görecek kadar ona yaklaşmışsa, kendini kaybolmuş ve yalnız hissedebilir.

Peki “hiç”in gözü niye daha “pek’’ gibi gelir insana? 

Çünkü çoğu zaman, hiçlik derinlik arayışını da temsil eder. Beraberinde insanı daha büyük farkındalıklara ve içsel bir kabule yönlendirir. Hiçlik, insanın kayıpları ve olamayışları kabul etmesiyle bir tür teslimiyet duygusu yaratır. Dolayısıyla kişi, hayatındaki eksikliklerle yüzleşmeye cesaret eder ve bu da bir nevi güçlü bir özgürlük duygusu yaratır. Bu kabullenme, insanı daha dayanıklı kılabilir.

Hiçlikteki güç: Bir tür kabullenme

Kayıplarla ve başarısızlıklarla yüzleşmek, insanın olgunlaşmasının bir adımıdır. Bu, en zor dönemlerin bile insanı şekillendirdiği bir gerçektir. Eğer bir insan, “hiç”i kabul etmekte başarılı olursa, hayata dair çok önemli bir öğreti de ediniyor olacak demektir. Çünkü hiçbir şeyin sonsuza kadar devam etmeyeceğini anlamak, insanı bağlı olduğu zincirlerden özgürleştirir. Hiçlik, çoğu zaman yenilgi gibi görünüyor olsa da bu aynı zamanda bir dönüşüm noktasıdır. Hiçlikte, insan yıkılıyor olmayı deneyimleyebilir, ama aynı zamanda her şeyi yeniden inşa edilebilir.

Heplikteki sıkışmışlık: Mükemmeliyet arayışı

Öte yandan, “hep” duygusu, sıkça içine düşülen bir tuzaktır. İdealize ediyor olmaktan türeyen mükemmeliyetçi düşünme tarzı, insana her zaman “daha fazlasını” isteme duygusu aşılar. Hep daha iyi, hep daha güzel, hep daha güçlü… Bu sonsuz bir döngü haline gelir ve bu kısır döngü içinde hapsolan insan hiçbir zaman tam anlamıyla tatmin olamaz. Her an her şeyin “en iyi” versiyonunu hedeflemek, insanı psikolojik olarak tükenmişliğe ve tatminsizliğe götürür.

“Hep” fikri, sürekli bir devinim halinde olma hali, bir koşuşturmacayı temsil eder. Tüm bunların ışığında insan hiçbir zaman “tam” olmaz, olamaz.

Günümüzde “Ya hep ya hiç” gözlüğüyle dünyaya bakıyor olmak, yaşamlarımıza derinlemesine nüfuz eden bir düşünce şeklidir.

Hem “hep”i arzularız, hem de “hiç”i kabul edebilmeliyiz. Bu iki zıt arasında bir yol bulabilmek, bize daha anlamlı bir psikolojik yaşam sunar.

Çünkü hayat ne hep ne de hiçtir. Gerçek hayat, her iki durumun karmaşasında bir yerde var olabilme halidir: Bazı şeyleri sürekli istemek, bazı şeyleri ise kaybetmeye razı olmak gerekir. 

Dengeyi bulduğumuzda, ne kaybın ne de kazancın bizde yarattığı aşırı duygusal etkiyi hissetmeyiz. O zaman, hiçlik de heplik de bizi teslim almaz.

İletişim; Instagram: psikologhazalaslan

İlginizi çekebilir: Terk edilme şeması: Ben imkansız aşklar için yaratılmışım, ne kavuşmayı bilirim ne unutmayı

Kaynak

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Gelisiyorum.com | Görsel Eğitim Akademisi!