Hyundai dijital ekranlardan fiziksel tuşlara geri dönüyor

Hyundai, modern araçlarda yaygınlaşan dokunmatik ekranların sürüş güvenliği açısından ciddi kaza riski taşıdığını belirterek fiziksel tuşlara geri dönüleceğini duyurdu. Hyundai Kıdemli Başkan Yardımcısı Simon Loasby, bu yaklaşımla sürücülerin gözünü yolda tutmayı hedeflediklerini, otomotiv sektöründeki dijitalleşmenin hızına rağmen güvenlik odaklı hareket etmeye karar verdiklerini dile getirdi.

Cnbc-e’de yer alan habere göre, Güney Kore merkezli otomotiv üreticisi Hyundai, yeni nesil araç tasarımlarında dokunmatik ekranlara temkinli yaklaşma kararı aldı. Şirketin tasarımdan sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Simon Loasby, sürüş sırasında bu ekranların sürücünün dikkatini dağıttığını ve ciddi kazalara yol açabileceğini ifade etti. Yeni araçlarda temel ilkenin ‘sürücünün gözünü yoldan ayırmaması’ olduğunu vurgulayan Loasby, kullanıcı deneyimini yeniden şekillendirmek istediklerini söyledi.

Bu konudaki yaklaşımını bilimsel verilerle destekleyen Hyundai, yaptığı araştırmalarda birçok sürücünün fiziksel tuşları tercih ettiğini tespit etti. Bu bulgular doğrultusunda şirket, yeni modellerinde dokunmatik ekranların yanı sıra fiziksel tuşlara da yer vereceğini açıkladı. Milyonlarca sürücü, fiziksel kontrol sistemlerinin daha güvenli olduğunu uzun süredir savunuyordu. Özellikle Tesla’nın öncülüğünde dokunmatik tasarıma geçiş yapan otomotiv sektöründe Hyundai’nin bu kararı, sürücü güvenliği odaklı bir adım olarak dikkat çekiyor.

Dijital ekran ve gösterge panelleri tamamen kaldırma hedefi

Hyundai’nin parçası Hyundai Mobis, 2027 sonrası araçlarda dijital ekran ve gösterge panellerini tamamen kaldırmayı hedefliyor.

Bu vizyon kapsamında dünya çapında optik teknolojiler geliştiren ZEISS ile işbirliği yapan Hyundai Mobis, tüm sürüş bilgilerini doğrudan ön camın altına yansıtacak yeni bir sistem üzerinde çalışıyor. Böylece sürücüler gözlerini yoldan ayırmadan hız, yön ve diğer kritik verilere ulaşabilecek.

Şirketin açıklamasına göre bu sistem, ön cama uygulanan şeffaf bir film ve yüksek teknolojili bir projektörden oluşuyor. Film, insan saç telinden biraz daha kalın ve cama entegre edilebiliyor. Projeksiyon sistemiyle birlikte çalışarak, renkli ve dinamik verileri cam yüzeyine yansıtıyor. Her şey planlandığı gibi giderse, bu teknoloji 2027 yılında seri üretime geçecek.