![Galaxy S25 serisi Qualcomm ile daha akıcı oyun deneyimi sunabilir](https://blog.gelisiyorum.com/wp-content/uploads/2024/11/samsung-galaxy-s25-ultra-110924-1-1024x576.jpg)
İçe dönük insanlar daha az mı eğleniyorlar?
Size en çok stres veren deneyim ve olayları düşündüğünüz zaman, muhtemelen listenin en tepesinde yaşadığınız günlük problemler olacaktır. Çünkü hayattaki sizi sınırlarınıza kadar zorlayan olaylar büyük olsalar da muhtemelen az sayıdadırlar ve aralarında da uzun bir zaman vardır. Bununla birlikte büyük olayların stres araştırmacılarının “huzursuzluk” olarak tanımladıkları kendine has bir bileşeni vardır. Geçirdiğiniz bir kazada yaşadığınız yaralanma stres yaratır ancak bu sadece fiziksel sonuçlardan kaynaklanmaz. Bunun yanında yasal, tıbbi ve bunlarla gelen diğer sonuçlar da vardır. Yakın zamanda yapılan bir araştırmada Kaliforniya yangınları ve Kuzey Karolina sellerindeki insanlar örnek alınmışlar ve sel geçirilen yerlerdeki insanların “yavaş bir kriz” yaşadıkları tanımlanmış.
Diğer yandan ruh halinizin çok iyi olduğu tüm diğer zamanları da bir düşünün. Bu deneyimlerin kaç tanesini “büyük” olarak tanımlardınız? Bu deneyim bir arkadaşınızdan gelmiş olan ve size kendinizi değerli hissettiren bir mesaj dahi olabilir. Stres literatüründe bu tür anlık keyiflerin, romantik, ailevi ve iş hayatındaki büyük olaylar kadar önemli olabildikleri belirtiliyor.
Kişilik neden fark yaratır?
Bunların hepsi muhtemelen sizin için bir anlam ifade ediyordur ve özellikle de hayatınızdaki huzursuzluklar ve iyi olayları düşününce kafanızda bir şeyler uyanıyordur. Ancak 2023 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre içe dönüklüğün yani introvertliğin stres ve olumsuz uyaranlara karşı verilen maladaptif tepkilerle bağlantılı olduğu belirtiliyor. Günlük huzursuzluklara maruz kalan insanlar söz konusu olduğunda, yaşama karşı içe dönük bakışı olanların işleri dışa dönük olanlardan çok daha fazla ciddiye aldıkları belirtiliyor.
Geçmişte yapılmış çalışmalarda uzmanlar bu tür huzursuzluk olaylarının ve huzur veren olaylara maruz kalmanın sağlıkla bağlantılı sonuçlarının da olduğundan bahsediliyor. Hem daha sık hem de daha yüksek güçte huzursuzluklara maruz kalan insanlar sağlıkları konusunda daha fazla problem yaşıyorlar ve ölüm oranları da daha yüksek. Benzer şekilde gününü güzelleştiren daha çok şey yaşayan insanlar daha mutlu ve sağlıklı oluyorlar.
Bu noktada “mutlu” insanların dünyayı daha pembe gözlüklerle gördüklerini söyleyebilir ve bunun huzursuz olayları günü güzelleştiren şeylere dönüştürebileceğini düşünebilirsiniz. Ancak bu bakış açısı yoksa, iyi olan şeyler bile bir huzursuzluk kaynağı gibi görünebilirler. Ancak son araştırmaya göre bu bakış açısı sadece optimizm ile değil, aynı zamanda içe dönüklük ve dışa dönüklükle de bağlantılı. Geçmiş araştırmalara göre içe dönük insanlar bu huzursuzluk verici olaylardan daha çok etkilenirken, iyi olaylardan ise daha az etkileniyorlar. Ancak araştırma tam olarak yüksek geçerliliğe de sahip değil çünkü çoğunlukla laboratuvar çalışmalarına dayanıyor ve ayrıca huzursuzluk veren veya iyi olayların seçimlerinde tam olarak hassas davranılmamış. Bu sınırlamaları aşmak için çalışmanın yazarları ekolojik anlık değerlendirme anketi kullanmışlar. Yani insanlara kötü ve iyi olayların sıklığı ve yoğunluğuna dair gerçek zamanlı rapor verme imkanı sunulmuş.
Stresteki günlük değişimleri test etmek
Ortalama yaşları 46 olan 242 katılımcı ile yapılan ve geniş bir etnik köken farklılığı barındıran veri setinden faydalanan araştırmacılar, kişilerin başlarına gelenleri günde 5 defa iki hafta boyunca analiz etmişler. Katılımcılar demografik özellikler konusunda da bilgi vermişler ve standart introvert-ekstrovert ölçeğini doldurmuşlar.
Katılımcılara günde beş defa ve her gün olmak üzere aşağıdaki soruları cevaplamaları söylenmiş:
- Huzursuzluklar: Son değerlendirmeden beri sizi negatif etkileyen en ufak şey bile oldu mu?
- İyi olaylar: Son değerlendirmeden beri sizi pozitif olarak etkileyen en ufak şey bile oldu mu?
Bu soruların her ikisine de evet cevabı verildiyse, bunları 0-100 aralığında değerlendirmeleri istenmiş. Huzursuzluklar kişilerararası çatışmalar, sağlık problemleri, trafik ve finansal problemler gibi gruplara ayrılmışlar.
Bu noktada introvert olmanın günlük problemler ve iyi olaylara karşı verilen tepkiler konusunda bir işaret sağlayıp sağlamadığı gözlenmiş ve araştırmacılar yaş, cinsiyet, nevrotizma, depresyon ve anksiyete gibi pek çok faktörü de kontrol faktörü olarak dikkate almışlar.
Genel olarak çalışmada verilen huzursuzluk raporlarının oldukça yaygın oldukları ve hiç huzursuzluk belirtmeyenlerin sadece %7 oranında oldukları görülmüş. Dolayısıyla huzursuzluklar günlük yaşamın bir parçası durumundalar. Buna karşın iyi olaylara sadece katılımcıların yarısında denk gelinmiş ve %6’sı ise hiç rapor vermemiş ama bunların bazıları hiç huzursuzluk da rapor etmemiş. Dolayısıyla iyi olaylar da oldukça yaygınlar.
İçe dönüklük düzeyi yüksek olanlarda hikaye biraz daha farklı olmuş, en azından iyi olaylar konusunda. İçe dönüklük ve huzurusuzluk sıklığı ve yoğunluğu arasında bir bağlantı görülmemiş. Ancak iyi olaylarda introvert düzeyi yüksek olanların günlük belirtme adetleri diğerlerine göre daha düşük olmuş. Ayrıca iyi olayların iyilik düzeylerini de daha düşük görmüşler.
Çalışmanın yazarları huzursuzluk konusunda herhangi bir veri gelmemesinin introvertlik ile bağlantısı konusunda şüpheci yaklaşıyorlar ve özellikle bazı kategorilerde bir bağlantı olabileceğini ancak bunun başka çalışmalarda denenmesi gerektiğini belirtiyorlar. Fakat introvert olanların dışa dönük olanlara nazaran daha az sosyal etkileşim ve pozitif deneyim aramaları bu sonuçların sebebi olabilir. Yani kendinizi dışarı atmadığınızda ve insanlarla etkileşime girmediğinizde, onların sizi neşelendirme ihtimali de oldukça düşüyor.
Moral düzelten şeyleri doğru yerlerde aramalı
Pek çok araştırmaya göre içe dönüklüğü yüksek olan insanlar sessizce refleksiyonda bulunma ve kendilerine vakit ayırma ile tatmin bulabiliyorlar. Ancak huzursuzluk ve iyi olaylardan kaçınmanın mümkün olmadığı bu dünyada, bu eğilimin bir bedeli olabilir. Ayrıca bu çalışma içe dönük olanların strese karşı rezilyans kazanmak için bir gecede dışa dönük hale dönüşmeleri de beklenmiyor. Ancak sosyal desteğe sahip olmak yaşamın küçük tatminlerini bulma konusunda önemli bir adım olabilir.
Yani özetle, büyük olaylar potansiyel bir günlük deneyim ödülüyle gelirler ve bu daha küçük duygusal maliyetler arasında yol bulabilmek için ilk adım olabilir. Kişiliğin maliyeti azaltma ve faydaları arttırma konusunda önemli bir rolü olduğunu düşünürsek, konfor alanının biraz dışına çıkmak bile anlamlı olabilir.
Kaynak: psychologytoday
İlginizi çekebilir: Algılar değişiyor: İçe dönük olmanın gizli gücünü keşfedin