
İnsanlığımızın karanlık yeri, neden en büyük gücümüz olmasın?
Geçen gün ciddi sonuçlar doğurabilecek bir trafik kazası atlattım!
Öyle ya her şey, hep bir an…
Kulağımda Sadhguru’nun mantrasını dinlerken bir baktım bir an başımı kaldırdım, içeride camlar var! Kapıyı açtım ve eşyalarımı aldım, çıktım. Olayın durumuna bakarken, yerde motosikletten fırlamış bir adam ve taksi şoförünü de koltuğunda yüzü kanarken gördüm. Ve büyük bir şey atlattığımı anladım.
Önce taksi şöfürüne baktım, sonra da kendimi bu olaydan kurtamak için araç bulmak için telefon ettim. Saçıma ya da ayakkabıma giren cam parçalarını biliyordum, başka bir yerime de saplanabilirdi.
Bu arada bu olaydan sonra geçen gün tekrar taksiye binince istemsizce bedenimin korktuğunu hissettim. Bu his çok tanıdık, korkmak çok tanıdık! Hepimiz için, değil mi?
Ama öyle ya mesele korkmamak değil, aslında korkabilmekte yatıyor.
Ve şu an hangi yola dair kalbinde bir korku duyuyorsan, korkmana izin ver!
Ve sonra da korkuna rağmen yürü…
Belki bir adam, belki bir kadın, belki benim gibi bir hikaye bilmiyorum…
Biz, korkularımıza rağmen yürüyenler…
Korkusuz olmaya çalışmıyoruz,
Korkumuza kafa tutmaya da çalışmıyoruz,
Korkumuzla birlikte yürümenin mümķün olduğu bir yaşamı seçiyoruz.
Ve arkadaşlar, bu seçimi yeniden ve yeniden yapmaktan sorumluyuz!
İnsanlığımızın karanlık yeri, neden en büyük gücümüz olmasın?
İlginizi çekebilir: Yoga eğitmeni, kim değildir?