Araştırmacılar, sülfür dioksit, alüminyum ve kalsit gibi yedi farklı maddeyi inceledikten sonra, en iyi sonuçların elmas tozunda olduğunu belirtti. Bu toz, güneş ışığını diğer maddelerden daha iyi yansıtıyor ve atmosferde daha uzun süre asılı kalıyor, yani daha uzun süre soğutma etkisi gösteriyor.
Üstelik bu toz, kimyasal olarak etkisiz bir madde olduğundan asit yağmuruna neden olmuyor. Yani, sülfür gibi maddelere kıyasla çevre için daha güvenli. Ancak, her güzel şeyin bir bedeli var. Bu parlak tozun maliyeti gerçekten dudak uçuklatıcı.
Bir ton elmas tozunun maliyeti 500 bin dolar, yani, sülfür gibi alternatiflerden yaklaşık 2 bin 400 kat daha pahalı. Bu maliyetin toplamda 200 trilyon dolara ulaşması bekleniyor, ki bu rakam birçok ülkenin gayri safi milli hasılasından bile fazla.
Bazı uzmanlar, bu yüksek maliyetin yanı sıra, çevresel etkiler konusundaki belirsizliklerden de endişe ediyor. Örneğin, sülfür gibi maddelerin bazı ışık türlerini emdiği ve bunun iklim döngülerini, özellikle El Niño gibi hava olaylarını olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor.
Projenin, birçok bilim insanına göre küresel ısınmaya karşı geçici bir çözüm sunsa da, uzun vadeli etkileri tam olarak bilinmiyor. Kısacası, elmas ile Dünya’yı soğutma fikri, bilim dünyasında heyecan yaratsa da, 200 trilyon dolarlık maliyet ve çevresel riskler, bu yöntemi hayata geçirmeyi bir hayli zorlaştırıyor.