Gelisiyorum.com | Blog

Kemoterapi tarih mi oluyor? Kanser aşıları umut vadediyor

14.02.2025
31
Kemoterapi tarih mi oluyor? Kanser aşıları umut vadediyor

Uzun yıllardır kanser tedavisi denilince akla gelen ilk yöntem kemoterapiydi. Ancak bilim dünyası, bağışıklık sistemini güçlendirerek kanseri yenmeye odaklanan bir yenilikle karşımıza çıkıyor: Kanser aşıları. İlk bakışta bir bilim kurgu senaryosu gibi gelse de kanser aşıları klinik denemelerde umut verici sonuçlar sunmaya başladı. Peki, bu yeni tedavi yöntemi nasıl çalışıyor? Gerçekten kemoterapinin yerini alabilir mi?

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Geçmişten günümüze kanser ve bağışıklık sistemi

Kanser tedavisinde bağışıklık sisteminin rolü ilk kez 19. yüzyılın sonlarında fark edildi. New York’ta cerrah olarak çalışan William Coley, boynundaki tümörle ölümle yüzleşen bir hastasının bakteriyel cilt enfeksiyonu geçirdikten sonra iyileştiğini gözlemledi. Coley, bu durumun bağışıklık sistemiyle bağlantılı olduğunu düşündü ve hastalarına ölü bakteriler enjekte ederek kanseri tedavi etmeyi denedi. Bu yöntemi tartışmalı olsa da birçok hastada başarılı sonuçlar elde etti. Coley’nin bu fikri, 1950’lerde unutulmaya yüz tutsa da günümüzde “kanser aşıları” olarak bilinen modern tedavi yaklaşımlarına ilham kaynağı oldu. Artık kanser hücrelerini tanıyıp yok eden ve bağışıklık sistemini bu hücrelerle savaşması için eğiten yeni nesil aşılar geliştirilmekte.

Kanser aşıları nasıl çalışır?

Bağışıklık sistemi, vücudumuzdaki anormal hücreleri tespit ederek bu hücrelerin yayılmasını önlemeye çalışır. T hücreleri, kanser hücrelerinin yüzeyindeki “yabancı antijenleri” tanıyarak onları hedef alır. Ancak, kanser hücreleri zamanla bağışıklık sistemini atlatma konusunda oldukça ustalaşır. İşte tam da bu noktada devreye kanser aşıları giriyor. Bu aşılar, bağışıklık sistemine tümör hücrelerini nasıl tanıyıp yok edeceğini “öğretiyor.” Özellikle mRNA teknolojisi, bu süreçte devrim niteliğinde bir yenilik sunuyor. mRNA aşıları, bağışıklık sistemini hedefe yönelik eğiterek kanserli hücrelerin tanınmasını ve yok edilmesini sağlıyor.

Covid-19 pandemisi, mRNA teknolojisinin hızla gelişmesine ön ayak oldu. Moderna ve Merck’in geliştirdiği kişiselleştirilmiş mRNA-4157 (V940) melanom aşısı, bu teknolojinin kanser tedavisinde nasıl devrim yaratabileceğini gösteriyor. Yapılan denemelerde, ileri evre melanom hastalarında cerrahi müdahale sonrası kanserin tekrarlama veya ölüm riski %50 oranında azaldı. Bu sonuçlar, kanser aşılarının etkili bir tedavi yöntemi olabileceğini gösterir nitelikte.

Reklam

Kemoterapiye elveda demek mümkün mü?

Araştırmalar, kanser aşılarının kemoterapi ve cerrahi gibi invaziv tedavi yöntemlerine olan ihtiyacı azaltabileceğini gösteriyor. Üstelik bu aşıların gelecekte kanseri önleme amacıyla da kullanılabileceği düşünülüyor. Ancak her ne kadar umut verici olsa da kanser aşılarının yaygın kullanımı için aşılması gereken bazı engeller var:

  • Kişiselleştirilmiş üretim süreci oldukça karmaşık ve maliyetli.
  • Bağışıklık sisteminin neden aşıyla tanıtıldığında tümörleri tanıyıp tepki verdiği, ancak doğal süreçte bu tepkiden kaçındığı hala tam olarak bilinmiyor.

Gelecek umut vadediyor

1950’lerde yok sayılan Coley’nin fikirleri, modern bilimle birlikte tekrar gündeme geldi. Kanser aşılarının etkisi henüz tüm yönleriyle kanıtlanmamış olsa da 2025’in “kanser aşılarının yılı” olabileceği konuşuluyor. Geçmişte benzer tedavi yaklaşımlarında yaşanan hayal kırıklıklarına rağmen, kanserle mücadelede bu yeni teknolojinin kemoterapiye olan bağımlılığı sona erdirebileceği umut ediliyor.

Belki de bu aşılar sayesinde, gelecekte kanseri tedavi etmenin yanı sıra tamamen önlemek mümkün olacak. Kim bilir, belki bir gün “kanser” kelimesi tarihe karışır.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

İlginizi çekebilir: Dr. Gabor Mate anlatıyor: Kadınların büyük çoğunluğu, otoimmün hastalıklarla mücadele ediyor

Kaynak

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Gelisiyorum.com | Görsel Eğitim Akademisi!