Gelisiyorum.com | Blog

Kurumsal wellness 2025’te hangi trendlerle öne çıkıyor?

26.03.2025
29
Kurumsal wellness 2025’te hangi trendlerle öne çıkıyor?

Kurumsal wellness, bu yıl çalışan bağlılığını artırmayı amaçlayan basit yan hakların ötesine geçerek iş hayatının ve organizasyon kültürünün ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Bu alan, 2025’te ofis içi meditasyon seansları ve spor üyelikleri ile sınırlı kalmıyor; bu yıl, çalışan sağlığını bütüncül bir yaklaşımla değerlendiren trendlerle karşılaşıyoruz. Bu yazımızda, 2025’te sürdürülebilir çalışan performanslarını ve memnuniyetini destekleyen kurumsal wellness trendlerini derinlemesine analiz ediyoruz.

Holistik programlar popülarite kazanıyor

Dünya çapında işverenlerin çoğu iyi oluş desteği sunmak için çabalıyor. Şirketler, 2025’te iş yerinde sağlık ve çalışanların iyi hissetme haline bütüncül bir perspektifle yaklaşıyor.

Şirketlerin benimsemeye başladığı holistik bakış açısı, çalışanları daha fazla psikolojik ve duygusal sağlık odaklı kaynaklar ve desteklerle buluşturuyor. Bu kaynak ve destekler arasında mental sağlık izinleri, stres yönetimi programları ve danışmanlık hizmetleri yer alıyor. Ayrıca, uzaktan ya da hibrit çalışan kişiler için de 7/24 erişime açık destek platformları geliştiriliyor. Bunlarla birlikte, işverenlerin bu yıl mindfulness atölyelerine, iyi oluş çalıştaylarına ve duygusal dayanıklılığı artırmaya yönelik eğitimlere de fazlasıyla yatırım yaptığını kolaylıkla fark edebiliyoruz. Bu girişimler sayesinde, her çalışanın kendisine özgü ihtiyaçlarına ve isteklerine hitap edilebiliyor.

Daha esnek çalışma ortamları/modelleri benimseniyor

Bazı şirketlerin son dönemde çalışanlarını pandemi sonrası ofise geri döndürme teşvikiyle karşılaşsak da pek çok işveren çalışanların standart bir iş modeli yerine esneklik talep ettiğini algılıyor. Bu nedenle, 2025’te daha esnek çalışma düzenlemeleri göz önünde bulunduruluyor.

Uzaktan çalışma ve hibrit çalışma modeli gibi esnek düzenlemeler, iş dünyasında kalıcı bir yer ediniyor. Bu düzenlemeler, çalışanların iş ve özel hayatları arasında daha iyi bir denge kurmalarına yardımcı olarak stres seviyesini azaltıyor. Ayrıca, esnekliği organizasyon kültürüne entegre etmiş olan şirketlerin çalışanlarının da geleneksel modeli benimseyen şirket çalışanlarına göre şirketlerine daha bağlı oldukları fark ediliyor. Bu düzenlemelere ek olarak, bazı işverenler çalışanların motivasyonunu yükseltmek adına onlara hedeflerine ulaştıkları sürece sınırsız yıllık izin gibi ek avantajlar sunuyor. Sınırsız yıllık izin, çalışanların belirli bir izin günü sayısına bağlı olmadan ihtiyaç duyduklarında izin alabilmelerine olanak tanıyor. Bu pratiğin etkili bir şekilde uygulanabilmesi için performans hedeflerinin ve iş sorumluluklarının aksatılmamasına dikkat ediliyor.

Reklam

Finansal iyi oluş üzerine girişimler başlatılıyor

Hayat pahalılığı, hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerde insanların maddi durumlarıyla birlikte genel iyi oluşlarını da negatif bir şekilde etkiliyor. Pek çok işveren, bu durumun farkına vararak maddi endişelerin iş performansı üzerinde olumsuzluk yaratmasını engellemek adına önemli adımlar atıyor.

Bu yıl, finansal stresin çalışan sağlığı ve üretkenliği üzerindeki etkisi net bir şekilde fark ediliyor. Bu farkındalık doğrultusunda, şirketler finansal iyi hissetme halini destekleyen programlar uyguluyor. Bu programlar arasında finansal okuryazarlık eğitimleri, borç yönetimi kaynakları, emeklilik planlaması desteği ve öğrenci kredisi geri ödeme programları gibi yenilikçi yan haklar bulunuyor. Bu yan haklara sahip olan çalışanlar, maddi açıdan kendilerini daha iyi hissederek iş hayatlarında daha verimli, yaratıcı ve üretken olabiliyorlar.

Sosyal bağlantılar destekleniyor

Yürütülen araştırmalara göre, on çalışandan birisi kendisini yalnız hissediyor. Bu hissiyat sonucunda da iş hayatında istenilen başarılara imza atılamıyor. Şirketler, bu gerçeğin farkına vararak 2025’te sosyalleşmeyi teşvik eden uygulamaları göz önünde bulunduruyor.

Başta uzaktan ve hibrit çalışma modellerini benimseyen şirketler olmak üzere, birçok şirket iş yerinde bir topluluk hissi oluşturmanın önemini somutlaştırıyor. İşverenler, çalışanların birbirleriyle daha güçlü bağlar kurmasını sağlamak için yüz yüze ve çevrim içi sosyal etkinlikler düzenliyorlar. Bu etkinliklere ek olarak, ekip oluşturma aktiviteleri, sosyal komüniteler ve iş birliğini destekleyen iletişim platformları da iş süreçlerine entegre ediliyor.

Wellbeing teknolojileri yükselişe geçiyor

Wellbeing teknolojileri, fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlığı desteklemek için geliştirilen dijital araçlar ve platformlar olarak karşımıza çıkıyor. Meditasyon uygulamaları, fitness aplikasyonları, biyometrik izleme cihazları ve yapay zeka destekli sağlık koçları bu teknolojilerin örnekleri arasında yer alıyor. Kurumsal wellness da bu teknolojilerin çalışanların iyi oluşundaki kritik rolünü vurguluyor.

Dijital çalışma ortamlarına geçişin hızlanmasıyla wellbeing teknolojilerine olan güven de artışa geçti. Şirketler, 2025’te bu durumu baz alarak çalışanlarını desteklemek amacıyla wellness uygulamalarını, mindfulness egzersizlerini ve sanal fitness derslerini iş süreçlerine dahil ediyor. Ayrıca, çalışanlar yapay zeka gibi ileri teknolojilerle sağlıklarını yönetmeleri için cesaretlendiriliyor. Buna ek olarak, bu teknolojilerle rutin işler otomatikleştiriliyor ve karar alma süreçleri daha verimli bir hale getiriliyor. Bu sayede de çalışanlar kişiselleştirilmiş ve erişilebilir dijital kaynaklara ulaşarak iş hayatlarında kendilerini daha iyi hissedebiliyorlar.

Kaynak: People Insight, Wellhub, Startups Magazine

İlginizi çekebilir: Kurumsal wellness: Zorlayıcı zamanlarda iş yerinde mental sağlığı korumak

Kaynak

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Gelisiyorum.com | Görsel Eğitim Akademisi!