Gelisiyorum.com | Blog

LEFKOŞA’DA GEZİLECEK YERLER

31.05.2025
25
LEFKOŞA’DA GEZİLECEK YERLER

Girne’nin hareketli sosyal hayatının, Karpaz’ın uçsuz bucaksız sahilinin övgüsünü duymuştuk da kimse bize Lefkoşa’nın Kıbrıs‘ın en beğenilesi yeri olabileceğine dair sufle vermemişti. Biz size verelim de, ola ki; güneşin kavurduğu bir Ağustos gününde Kıbrıs’taysanız, bardaktan buzu eksiltmeyen bir beach’in cazibesine kapılıp dünyanın son bölünmüş başkentini tanıma fırsatını kaçırmayın. 5-6 saatinizi ayırsanız bile şehrin ana çekirdeğini gezersiniz.

Lefkoşa, ilk kez başkentlik statüsüne 12. yüzyılın sonlarında, Lüzinyanlar (Fransızlar) döneminde kavuşmuş. Üzerinden kimler gelmiş, kimler geçmişse de Lefkoşa’nın tahtı hiç sallanmamış. 1571’de Osmanlı, 1878’de İngilizler yönetimi ele geçirdiğinde başkentliğine devam etmiş. 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğunda yine başkenti Lefkoşa olmuş. 1974’te ada fiilen ikiye bölününce parçalanan şehir, bir yarısı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, diğer yarısı ile Güney Lefkoşa ise Kıbrıs Cumhuriyeti’ne başkentlik yapmaya devam ediyor. Şöyle bir baktığınızda İstanbul’dan bile daha uzun bir başkentlik geçmişi var. İşte kendine özgü sempatik oturaklılığı ve Avrupalı çehresiyle Doğu Akdeniz yaşam tarzını harmanlaran karakteri buradan geliyor. Özellikle de Suriçi Mahallesi’nde yürürken Kıbrıs’ın çok katmanlı kültürel mirasını adanın hiçbir yerinde olmadığı kadar yoğun hissediyorsunuz. Bir evin tabanı Venedik tarzı olup, üstü Osmanlı stiline dönebiliyor ve komşusu bir İngiliz yapısı olabiliyor.

Başkentliğini anlattık, şimdi de şehrin zaten sıra dışı olan mirasına bir doku daha ekleyen bölünmüşlük konusuna gelelim: 1963 yılında Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında Kanlı Noel olarak bilinen olaylar başlayınca, Birleşik Krallık ordusundan General Peter Young Türk ve Rum mahallelerinin temasını kesmeyi düşünür. Bir toplantı sırasında masadaki haritaya elindeki yeşil kalemle şehri  bölen üstünkörü bir çizgi çeker. Sırt sırta evler, parklardaki oyuncaklar, akrabalar, sevgililer farklı taraflara düşer. Geçici bir çözüm olarak kabaca çizilen bu hat yer yer 74’te gerçekleşen Barış Harekatı ile de siyasi sınıra dönüşür. Yer yer 3-5 metreye kadar daralan hattı gezerken, yanı başında çalan kilisenin çanını duyup kendisini görememek, kısa binaların içinden uzaktaki yüksek binaların silüetini izlemek, Birleşmiş Milletler tarafından korunan tampon bölgeyi seyreden kafelerinde sıradan bir manzaraya karşı yudumlar gibi kahve içenlere katılmak, şehir sakinlerinden Kuzey Kıbrıslı bir Lefkoşalı olmayı dinlemek çok ama çok enteresan bir his.

Aşağıda paylaştığımız bilgilerle kolaylıkla Lefkoşa’yı yürüyerek gezebilirsiniz. Geri döndüğünüzde bizimle yorumlarınızı paylaşmayı unutmayın.

Lefkoşa Seyahati Planlaması – Gitmeden Önce

Lefkoşa’ya Nasıl Uygun Fiyatlı Uçak Bileti Bulurum?

KKTC’ye Türkiye’den tüm havayollarının Lefkoşa Ercan Havalimanı’na direkt uçuşlar var. Her şekilde uçak biletinizi almadan önce mutlaka seçenekler arası fiyat karşılaştırmasını yapın deriz.

Reklam

Ercan Havalimanı’na uygun fiyatlı UÇAK BİLETİ bulmak için TIKLAYIN.


Lefkoşa’ya Ne Zaman Gidilir?

Kuzey Kıbrıs yaz aylarında aşırı sıcak ve nemli oluyor. Eğer deniz tatili için değil sadece Lefkoşa’yı gezmeye gelecekseniz, Haziran – Ağustos ayları arasından uzak durun deriz.

Buna karşılık sıcaklıkların makul düzeylerde seyrettiği Nisan – Mayıs ile Eylül – Ekim ayları arası bizce adanın en ideal zamanları. Kış ayları ise sadece Lefkoşa için değil tüm Kıbrıs için direkt pas geçebileceğiniz dönem diyebiliriz.


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti İçin Vize / Pasaport Gerekiyor Mu?

  • Kuzey Kıbırs Türk Cumhuriyeti Türk vatandaşlarından ne vize ne de pasaport istiyor. Yeni tip çipli kimlik kartınız ile adaya geçiş yapabiliyorsunuz.
  • Elbette tercihinize göre pasaportunuzla da giriş yapabilirsiniz ANCAK ileride bir gün Yunanistan’a giriş yapmak istiyorsanız, KKTC’ye girerken ve çıkarken pasaport memurunun damga basmamasını rica etmelisiniz. Ayrıca bu damga hem Schengen başvurularınızda sıkıntı yaratabiliyor.
  • Bir önemli nokta da kimlikle giriş yapacak çocukların yaşları kaç olursa olsun, kimliklerinde fotoğraflarının bulunması zorunluluğu. Bu konu çok önemli çünkü çocukların ilk kimlikleri genellikle fotoğrafsız oluyor. Aksi halde sınırdan geçemiyorsunuz. Pasaportta ise böyle bir sorun olmuyor çünkü pasaport çıkartmak için zaten yaş kaç olursa olsun fotoğraf zorunluluğu var.

Lefkoşa’ya Ne Kadar Gün Ayırmak Lazım?

Yarım gününüz varsa şehrin şehrin tüm hikayesini anlatan çekirdeğini, müzelere girmediğiniz takdirde yürüyerek gezebilirsiniz. Yani aşağıdaki gezilecek yerler haritasına baktığınızda Yeşil Hat boyunca öbeklenen yerler.

Tam gününüz varsa, meşhur fırınından pilavuna yemek, Zahra Sokak’taki mekanlarda şehrin genç yönünü yaklamak gibi ritüellere de fırsatınız olur.


Lefkoşa’da Seçtiğimiz Oteller

KKTC’de deniz sezonu dışında bir zamanda, kültür tatili modunda bir gezi planladıysanız Lefkoşa merkezde konaklayıp adanın her yerini gezebilirsiniz. Ancak halihazırda tüm Kuzey Kıbrıs konaklama konusunda çok da farklı seçenekler sunan bir yer değilken Lefkoşa da bu konuda adanı bizce en zayıf noktası. Buradaki oteller oldukça mutevazı olan konukevleri veya orta bütçeli şehir otelleri minvalinde. Pek de öyle hoş butik oteller, konsept oteller bulmayı beklemeyin deriz. Biz yine de bu bölgeden birkaç seçeneği aşağıda sizlerle paylaşıyoruz.

Güneş Rezidans $$

Sivrihisar mevkiinde, fitness merkezi, havuzu, havaalanı servisi ve ücretsiz otoparkı olan üç yıldızlı bir konaklama seçeneği. Odalarında özel banyo, klima, kahve makinesi, minibar, düz ekran tv bulunuyor. Açık büfe kahvaltısı mevcut. İncelemek için TIKLAYIN.

Nicosia Eagle Eye $

Lefkoşa merkezde bir butik otel seçeneği. Açık büfe kahvaltısı var. Oda ve dairelerinde wifi, tv, klima, özel banyo, kettle, minibar ve kahve makinesi gibi donanımlar mevcut. İncelemek için TIKLAYIN.

TasEV Guesthouse $

Venedik Sütunu’na üç dakika yürüme mesafede bulunan bir konukevi. Otantik bir dekorasyonu var. Tüm birimlerinde ücretsiz wifi, klima, buzdolabı, özel banyo, çamaşır ve kahve makinesi bulunuyor. İncelemek için TIKLAYIN.

Pedieos Guest House $

Lefkoşa’da, iyi bir kahvaltısı olan konukevi seçeneği. Birimlerinde özel banyo, klima, düz ekran tv, buzdolabı, kettle gibi donanımlar mevcut. İncelemek için TIKLAYIN.

Aşağıdaki bağlantıdan Kuzey Kıbrıs’taki tüm otelleri ve daireleri inceleyebilirsiniz.

– Kuzey Kıbrıs’taki tüm OTELLER ve EVLER için TIKLAYIN.

Kıbrıs’tan daha fazla konaklama önerilerimizi içeren bir KUZEY KIBIRS’TA NEREDE KALINIR? – EN GÜZEL KIBRIS OTELLERİ yazımız da var.


Araba Kiralamak Gerekir Mi?

Kıbrıs’ı gezmek için ilk şart Ercan Havalimanı’ndan araç kiralamak. İlk şart diyoruz çünkü araçsız bu adayı keşfetmeniz oldukça zor. Adada toplu taşıma ağı çok sınırlı ve sadece ana merkezler arasında işleyen minibüsler gibi seçeneklerden ibaret. O nedenle de altınızda bir araç olması biraz şart gibi. Kıbırs’ta uygun fiyatlı araç kiralamak için TIKLAYIN.

Lefkoşa’da Gezilecek Yerler

Haritayı zoom yaparak detaylı görüntüleyebilirsiniz.

Gezilecek Yerler

  1. Büyük Han
  2. Arasta
  3. Lokmacı Sınır Kapısı
  4. Kumarcılar Hanı
  5. İngiliz Koloni Mahkemesi
  6. Lefkoşa Merkez Postanesi
  7. Venedik Sütunu
  8. Selimiye Camii
  9. Bedesten Hagia Nikola Kilisesi
  10. Bandabuliya
  11. Lüzinyan Evi
  12. Haydarpaşa Cami
  13. Rüstem Kitabevi
  14. Arabahmet Mahallesi
  15. Bizim Leydi Tire Ermeni Kilisesi
  16. Derviş Paşa Etnoğrafya Müzesi
  17. Zahra Sokak
  18. Yiğitler Burcu Parkı
  19. Mevlevi Müzesi
  20. Girne Kapısı
  21. Barbarlık Müzesi
  22. Kıbrıs Araba Müzesi

Yeme-İçme

  1. The Walls Inn
  2. Cafe No.3
  3. El Sabor Latino
  4. Budak Pastanesi
  5. Saraba Ev Yemekleri
  6. Aysu’s Cakes and Bakery
  7. Bildiğin Meyhane
  8. Çember Restaurant
  9. Mamülcüoğlu
  10. Eskikonak Meyhanesi
  11. Asmaalatı Bereket Fırını

Büyükhan


Vaktizamanında “Yeni Han” ve “Han-ı Cedîd” diye de bilinen Büyükhan, Kıbrıs’ın en büyük hanı ve Lefkoşa’da Osmanlı’dan bize ulaşan iki handan biri. Zaten diğer han da Kumarcılar Hanı ve hemen yanında yer alıyor. 16. yüzyılda Osmanlı Kıbrıs’ı ele geçirince yapılan ve Osmanlı mimarisini yansıtan ilk eserlerden biri. Günümüze de gayet iyi korunarak gelebilmiş. İki katlı bir yapısı var ve katlar orta avluya bakıyor. Avluda Osmanlı mimarisinde görülen altıgen ve mermerden yapılmış köşk mescit yer alıyor. Bunun dışında geneline taş ve kemer detaylar hâkim. İki katında toplam 68 oda bulunuyormuş. Osmanlı döneminde alt kattaki odalar depo alanı, at ahırı ve ticari dükkanlar olarak kullanılmış. Üst katları ise konaklama için ayrılmış. Fakat 1878’e geldiğimizde ve Kıbrıs İngiltere’nin kontrolüne girdiğinde bu hanın hapishane olarak kullanıldığını da görüyoruz. Sonra tabii yeniden han olarak restore edilmiş ve günümüzde sanat etkinliklerinin düzenlendiği tarihi ve kültürel bir alana dönüşmüş. Günümüzde el emeği ürünlerin olduğu tezgahlar, bir restoran, Karagöz Hacivat sahnesi ve çayhane bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.

Arasta Çarşısı & Lokmacı Sınır Kapısı


Arasta Çarşısı, tarihi surların biraz daha aşağısında kalan Eminönü’ne benzetebileceğimiz tarihi bir açık hava çarşısı. Giyimden süs eşyalarına çeşit çeşit şey satan esnafların dükkanları yer alıyor. Bir sürü tentenin altında, zaman zaman kalabalıklaşan dar sokaklarında yürütüyor sizi. Bölgedeki pek çok insan için de aslında çocukluktan beri alışveriş yaptıkları, nostaljik ve bir anlamda da kültürel bir alan. Tatlıdan tuzluya yemek yiyebileceğiniz dükkanlar da var. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.

Gördüğünüz göreceğiniz en enteresan sınır kapılarından biri olan Lokmacı Sınır Kapısı, çarşının devamıymışcasına bir çardağın içinden geçerek Güney Kıbrıs’a açılıyor. Sosyal hayatın tam ortasında, kendini belli etmemeye çalışan bir hali var; sanki birinin alnındaki yarabanı gibi. Birleşmiş Milletler’in kontrolüyle yönetiliyor. 1963-1964 yıllarında çıkan çatışmalar sonucu bir dönem kapalı kalsa da 2005’te KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın uğraşlarıyla barikatlar açılmış. Resmi olarak KKTC halkına açılması ise 2008’i bulmuş. KKTC vatandaşları kimlik kartı veya pasaportlarıyla Lokmacı Sınır Kapısı’ndan çıkış yapıp Yeşil Hat üzerinde yaklaşık 100 metre ilerleyip karşı tarafın kontrol noktasından giriş yapabiliyor. Ayrıca yol araç geçişlerine de kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.

Kumarcılar Hanı

Kumarcılar Hanı 1600’lerin sonuna denk gelen zaman diliminde Osmanlı tarafından Kıbırs’ta yapılan on sekiz handan biri. Büyük Han’ın peşine kıvrılan tarihi ve popüler bir durak. Temelinde daha eski bir yapının olduğunu biliyoruz ama ne zaman inşa edildiğine dair kesin bir bilgi yok, Orta Çağ yapılarından diyebiliyoruz. Osmanlı’nın üstüne inşa ettiği han ise iki katlı ve günümüzde 44 odası bulunuyor. Alt odaları daha çok ahır gibi kullanılırken üst odalar yatakhane olarak kullanılırmış.  İsmiyle ilgili pek çok tartışma var ama kesin bir bilgi yok. “Kemancılar Hanı” diyenler de var bunun sebebiyse buraya konaklamaya gelen gezgin çalgıcı müzisyenler olsa gerek. İçinde pek çok restoran yer alıyor ve genelinde yerel Kıbrıs lezzetlerini tadıyorsunuz. İster revakları ve sütunlarıyla tarihi atmosferde yemek molası için uğrayabilir isterseniz de yürürken şöyle bir girip çıkabilirsiniz. Restoranların doluluğu dışında sakin ve bakımlı bir yer. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.

İngiliz Koloni Mahkemesi


Atatürk Meydanı’nda yer alan ve güncel olarak Kuzey Kıbrıs Yüksek Mahkemesi olarak kullanılan İngiliz Koloni Mahkemesi, mimarisiyle hemen dikkatinizi çekecek güzellikte. Görkemli bir giriş kapısı, sıralı kemerleri, beyaz ahşap balkonları ve birbirine bağlanan binaları ile çoklu yapısı ilk göze çarpan detaylardan. Binanın temeli 15. yüzyıla, Lüzinyanların yaptırdığı bir saraya dayanıyor. Dük veya valilerin ikametgahı olarak kullanılan saray Osmanlı döneminde de ufak tefek eklemelerle aynı amaçta kullanılmaya devam ediyor. Ardından İngilizler geliyor ve tipik İngiliz koloni mimarisini yansıtacak şekilde binayı yeniden tasarlıyorlar. Zaman içinde tapu idaresi, komiserlik, posta dairesi gibi kullanım alanları olmuşsa da dediğimiz gibi günümüzde Kuzey Kıbrıs Yüksek Mahkemesi olarak kullanılmaya devam ediyor. Güzel yeşillendirilmiş bir bahçesi de var. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.

İngiliz Sömürge İdaresi Postanesi

Taş detayları ve balkonuyla dikkatinizi büyük ihtimalle çekecek bu yapı, 1925’de İngiliz sömürge idaresi tarafından adanın posta hizmetlerinin merkezi olsun diye yaptırılmış bir postane. 1960’a kadar da Rumların ve Türklerin bir arada çalıştığı bir yermiş. Mimari olarak İngiliz sömürge döneminin izlerini taşıyan binanın ahşap pencere detayları ve kemerli yapısı tarihi yapıyı güzelleştiriyor. Günümüzde aktif şekilde Lefkoşa Merkez Postanesi olarak kullanılıyor, yani iç kısmı hala hizmet veren klasik bir postane. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.

Venedik Sütunu


Atatürk Meydanı’ndaki Venedik Sütunu, 1550’de Venedikliler tarafından buradaki egemenliklerini göstermek amacıyla dikilen ve Kıbrıs’a Salamis Antik Kenti’nden getirildiği düşünülen bir hediye. Eskiden en tepesinde Venedik’in sembolü olan St. Mark Aslanı bulunuyormuş fakat Osmanlı burayı fethedince aslanı da 6 metre yüksekliğindeki sütunu da alıp Sarayönü Camii’nin avlusuna taşımışlar. Sütunu incelediğimizde altıgen bir kaidesi var ve üzerinde Venedik hanedanına mensup ailelerin armaları bulunuyor. Tepesindeki tunç küre sonrasında eklenmiş. Şehrin simgesel yapılarından biri. Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.

Selimiye Cami

Selimiye Camii için bırakın Lefkoşa’yı Kuzey Kıbrıs’ın en önemli tarihi yapılarından biri diyebiliriz. 1209 yılında Lüzinyanlar tarafından Gotik mimariyle inşa edilmeye başlanan yapı ilk zamanlarda St. Sophia Katedrali olarak kullanılmış. Katedralliği süresince Lüzinyan kralların taç giyme törenlerine ev sahipliği yapıp adanın en büyük ibadethanesi olmuş. Derken Cenevizlilerin ve Memlüklerin yağmalarıyla karşı karşıya kalmış. Üstüne de 1400’lerde, Venedik döneminde büyük bir depremde ağır hasar görmüş ve onarılmış. Sonraki yüzyılda adadaki diğer pek çok yapı gibi bu katedral de Osmanlı’nın fethiyle minare, minber, mihrap gibi bölümler eklenerek “Ayasofya Camii” adıyla dönüştürülmüş. Birkaç yüzyılın ardından adanın müftüsü tarafından II. Selim’i onurlandırmak amacıyla adı Selimiye Cami’ne çevrilmiş. Hem Gotik hem de Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan bu katedralden dönüşme etkileyici cami normal koşullarda haftanın her günü ziyarete açık ancak şu anda restorasyon çalışmaları nedeniyle geçici olarak kapalı. (2025) Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.

Bedesten Aziz Nikolas Kilisesi

Bedesten Aziz Nikolas Kilisesi, Selimiye Camisi’nin hemen yanında yer alan taş tarihi bir yapı. 12-16. yüzyıllar arasında inşa edilmiş fakat bedestenden önce de burada bir kilise varmış. 14-15. yüzyıllarda birkaç kez genişletilmiş ve değiştirilmiş. Lüzinyan ve Venedik dönemlerinde kullanım amacı dini ibadetler olsa da Osmanlı Dönemi’nde kullanımı ismindeki gibi bedesten, yani pazar yeri olarak devam etmiş. Genelde gıda ürünlerinin olduğu pazarları Türk, Yunan ve Ermeni tüccarlar için ticaret merkezi halini almış. Bizans döneminden kaldığı için mimari olarak Osmanlı bedestenlerine göre gotik ve oldukça farklı bir tarzı var tabii ki. Şimdilerdeyse kültür merkezi olarak kullanılıyor. Her hafta semazen gösterileri yapılıyor, farklı konser etkinlikleri ve sergiler bulabiliyorsunuz; Lefkoşa Surlariçi Caz Festivali’ne de ev sahipliği yapıyor ama genelde çok yoğun bir programı olmuyormuş. Çokkültürlü yapısıyla kültür merkezi olarak kullanılması bizce çok uygun olmuş. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.

Bandabulya


Bandabuliya kavramı, Britanya İdaresinin 1930’lu yıllarda, biraz da 1931 Kıbrıs Ayaklanmasının etkisinde kalan Kıbrıs ekonomisini canlandırmak için açmaya başladığı bir çarşı mantığı. İsmi Rumca “devamlı+satış”tan geliyor. 1932’de eski Arasta’nın ucuna kurulan Bandabuliya’ya ‘Belediye Pazarı’ yazan kabartmalı kocaman bir taş kapıdan giriyorsunuz. Girdikten sonra da sizi yüksek ahşap tavanları ve sıralı pencerelerle uzunca devam eden bir plan karşılıyor. Geniş pazarda yöresel ürünlerin satıldığı tezgahların yanında sanatsal tezgahlara da rastlayabiliyorsunuz. Hediyelik eşya ve el emeği ürünlerin satıldığından da bahsedelim tabii. Kıbrıs’ın yerel ürünlerini almak ve yerli, turist demeden her yerden insanın olduğu canlı bir pazar ortamında olmak çekiyorsa canınız, burası planınıza dahil olsun deriz. Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.

Luzinyan Evi

Luzinyan Evi, Gotik ve Osmanlı mimarisini yansıtan, yüksek kapılı taş bir yapı. Ahşap pencereleri ve cumbası mutlaka dikkatinizi çekecektir. Hatta cumbası ilk bakışta size biraz “oraya ait durmuyor gibi sanki?” diye düşündürtebilir. Tahmin edebileceğiniz gibi sonradan Osmanlı döneminde eklenmiş. Tarihine baktığımızda Lüzinyan dönemi Latin askerleri için 15. yüzyılda inşa edilmiş. O döneme ait armalara da yapıda rastlıyorsunuz. Ardından 1958’e dek Classen ailesi tarafından hem ev hem dokuma atölyesi olarak kullanılmış. 1997’den beri de müze olarak kullanılıyor. Müzede geleneksel dokuma yöntemlerine dair eserler görüyorsunuz; bir yandan da bir kültür merkezi olarak dokumacılıkla ilgileniyor. Ayrıca belirtelim içinde geleneksel yemekleri tadabileceğiniz küçük bir kafesi var. Pazartesi günleri kapalı, diğer günlerde 08-17.00 arası açık ama tam öğle vakti bir saat ziyaret kabul etmiyorlar. Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.

Haydarpaşa Cami

Haydarpaşa Cami, tek minaresi ve uzun cam detaylarıyla dikkatinizi kesinlikle çekecek taş bir yapı. İnşa edilmesi 14. yüzyıla dayanan yapının mimarisi Gotik tarzda. Ayasofya’dan, yani Selimiye Camii, sonra şehirdeki en önemli Lüzinyan eserlerinden. Yapılma amacı bir kilise aslında, o dönemki adı da Azize Katerina Kilisesi. Osmanlı’nın gelişiyle camiye dönüştürülüyor. Minaresi ilk eklendiği dönemden farklı, daha uzun ince bir yapıdayken sonradan yıldırım çarpmasıyla yenilenmek durumunda kalmış. Yapıya hakim olan taş işçilikli mimarinin genelinde gotik detaylar epey hoş diyebiliriz. İç kısımdaki kubbe detaylara ek olarak oyulmuş insan başlarının olduğu giyinme odası, mahzen bölümü, çatı odası gibi kısımları da var. Konum için tıklayın. Haritada 12 numara.

Rüstem Kitabevi


Girne Caddesi üzerinde bulunan Rüstem Kitabevi, Lefkoşa’nın en eski kitabevlerinden biri. 1937’den 1970’lere dek bu bölgede İngilizce kitap satan en büyük kitabeviymiş. Bulunduğu binanın kökeni 1908’e dayanıyor. Aslında bu yapı da Osmanlı’dan izlere sahip, kemer ve taş detaylarıyla hoş bir görüntüsü var. Uzun yıllar boyunca yabancı diplomatlara, kitaplarla haşır neşir olmayı sevenlere, entelektüel gruplara ev sahipliğini yapmış. Hala tarihi dokusunu koruyor. Hangi rafta hangi kitaba rastlayacağınızın belli olmadığı gerçek bir edebiyat mabedi. Üst katındaki restoranda da ziyaretçilerine geleneksel Kıbrıs yemeklerini tatma imkanı sunuyor. Bazen süreli sergiler de olabiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.

Arabahmet Mahallesi


Arabahmet Mahallesi ve mahallede bulunan aynı isimdeki cami, ismini Osmanlı’nın Lefkoşa’yı ele geçirişinde komutanlık yapan Arap Ahmet Paşa’dan alıyor. Hem Osmanlı hem de İngiliz Sömürge mimarisine rastlayabileceğiniz mahallenin büyük kısmı Kuzey Kıbrıs yönetiminde ama minik bir bölümü de Kıbrıs Cumhuriyeti himayesinde yer alıyor. Her döneminde farklı isimlerle anılmış bir mahalle. Baf Sokağı da denmiş Viktorya Sokağı da. 19. yüzyılların sonlarında mahallede çoğunluğu oluşturdukları için “Ermeni Mahallesi” de olmuş. Dar dolambaçlı sokakları, birkaç katlı cumbalı-cumbasız eski taş evleri, ahşap saçakları ve renkli detaylarıyla burada bir yürüyüş sonrası kahve molası verilebilir. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.

Bizim Leydi Tire Ermeni Kilisesi

Bizim Leydi Tire Ermeni Kilisesi 1116 yılında Kudüs Kralı Baldwin tarafından yaptırılan ve Hazreti Meryem’e adanan Gotik bir yapı. Kudüs’in işgalinden sonra pek çok tarikata ev sahipliği yapmış, ardından Lüzinyanlar döneminde manastıra dönüştürülmüş. Depremde harap görmüş yeniden Ermenilerin boyunduruğuna girmiş. Osmanlı dönemindeki kullanımı için farklı kaynaklardan farklı söylentiler var. İlki burayı fetheden II. Selim’in Ermenilere bir teşekkür hediyesi olarak vermesi çünkü Ermeniler Kıbrıs’ın fethi sırasında Osmanlı’ya yardım etmişler. İkincisi ise kilisenin Osmanlı’nın kontrolüne geçince tuz ambarı olarak kullanılmış olması. Ermeniler de bakmışlar böyle olmayacak II.Selim’le konuşup anlaşıp kiliseyi geri kazanmışlar. Dışardan avlulu, hoş, taş bir görünümü var. İç mimarisinde yüksek kubbe detayı oldukça güzel. 1960’ların karışık atmosferi sebebiyle Ermenilerin de terk ettiği kilise bir süre harap halde kalmış fakat 2009’da tekrar restore edilmiş. Günümüzde aktif bir kilise değil. Ancak turistik amaçla görmek isterseniz haftanın her günü 09-17.00 saatlerinde uğrayabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 15 numara.

Derviş Paşa Konağı

Derviş Paşa Konağı, Arabahmet Mahallesi’nde bulunan tarihi bir konak ve etnografya müzesi. İsmini anlaşılacağı üzere Derviş Paşa’dan, Kıbrıs’ın ilk Türkçe gazetelerinden Zaman‘ı yayımlayan kişiden alıyor. Alt katı taştan, üst katı kerpiçten yapılan çift katlı konağın minik, hoş bir avlusu var. Bu iç avlu aslında burada yaşayanların için yalıtık bir dış alan olarak kullanılıyormuş. Konak 1802’de Dervis Paşa tarafından yapılmış. 1979’da ise restore edilip “Folklor ve Etnofgrafya Müzesi” halini almış. Konağın odalarına göre günlük hayattan kültürel eşyalar buluyorsunuz. Baş Oda, Yatak Odası, Tezgah Odası, Mutfak gibi bölümlerin içinde farklı canlandırma ve dönem eşyaları var. Cumartesi ve pazar günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.

Zehra Sokak, Yiğitler Burcu Parkı ve Yeşil Hat

Kıbrıs’ın Güney kısmını görebildiğiniz Zehra Sokak, Lefkoşa’nın tarihi sokaklarından biri olmasının yanında eğlencenin de yeni merkezlerinden biri. Sokak boyunca tarihi evler görüyorsunuz ve bir yandan da dizi dizi kahve dükkanı ve kafeler var. Dinamik ve yaşayan atmosferi hoş. Yeni yıl gibi zamanlarda da bazen burada sokak partileri organize edilebiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 17 numara.

Kıbrıs Sorunu yazmızdan da detaylı okuyabileceğiniz gibi Lefkoşa Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında ikiye bölünüyor ve ortaya BM askerlerince korunan ve tüm adayı bölen bir Yeşil Hat çıkıyor. Kıbrıs’ta Yeşil Hat’ı kullanarak iki taraf arasında geçiş yapabileceğiniz toplam dokuz kontrol noktası var ama bunlardan Lokmacı Sınır Kapısı Lefkoşa’nın tam içinden geçiyor. Geçiş için en çok kullanılan kapı da zaten burası.

Yiğitler Burcu Parkı da hemen Zehra Sokak’ın yanında kalan ve Yeşil Hat sınırına bakan bir park. Şehrin en hip yerlerinden. Yeşil Hat sınırı da Güney kısmının görülebileceği bir genişlikte olduğu için örgü teller ardından hem Yeşil Hat’ı hem de Güney Kıbrıs’ı izleyebiliyorsunuz. Bir kafesi, otoparkı ve futbol sahası bulunan park sadece sabah saatlerinde yaya girişine açık oluyor. Akşam 18.00’den sabah saatlerine kadar askerler tarafından nöbet tutularak korunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 18 numara.

Mevlevi Tekke Müzesi

Mevlevi Tekke Müzesi, Girne Kapısı’na birkaç adım mesafede, eskiden Mevlevi dergahı olarak kullanılan ve günümüzde müzeye dönüştürülen bir yapı. “Nedir bu Mevlevilik?” diye aklınızdan geçerse hemen açıklayalım, kendisi Mevlana Celaleddin Rumi’nin öğretilerinin baz alındığı Sufi tarikatının ismi. Etkin olduğu tarih 13.yy ve menşei Konya. Buradaki Mevlevihane de 1593’te Kıbrıs fatihi Arap Ahmet Paşa tarafından kurulmuş. Kah hacca gidenlerin uğrak yeri olmuş kah Sufi kardeşliğinin toplantı ve inziva alanı… Taş yapısı ve altı gösterişli kubbesi bulunuyor. Bazı Mevlevi dedelerinin mezarları da burada yer alıyor. Pek çok İslami eserin, Mevlevi çalgının ve kıyafetlerin arasında Mevlevi kültürüne dair minik bir gezintiye çıkabiliyorsunuz. Bazı günlerde semazen de izlenilebiliyor. Biletleri kapıda alabiliyorsunuz ve haftanın her günü açık. Konum için tıklayın. Haritada 19 numara.

Girne Kapısı

Lefkoşa surları, şehri çevreleyen taş yapılı bir savunma duvarı. İlk olarak Orta Çağ’da inşa edilse de 16. yüzyılda Venedikliler tarafından Osmanlı saldırılarına karşı yenilenmiş. Tam bir çember biçiminde olan surlar yaklaşık beş kilometre uzunluğunda. On bir burç ve üç ana kapıdan oluşuyor. Kapılarının adları sırayla Girne, Mağusa ve Baf. Bunlardan sadece Girne Kapısı KKTC sınırlarında kalıyor. Diğer iki kapı Güney Kıbrıs’ta. Yeni̇lenme hi̇kayesi i̇se şu şeki̇lde; Kıbrıs Venedik Cumhuriyeti’nin parçası olduktan sonra savunma amaçlı yapının genişletilmesi vurgulansa da başta surları geliştirmiyorlar. Ardından Osmanlı İmparatorluğu Malta Kuşatması’nı gerçekleştirince, minik bir korkuyla surları güçlendirme fikri cazip geliyor ve surlar bu şekilde son halini alıyor. Günümüze en iyi şekilde korunarak gelen ve yenilikçi teknikler içeren Rönesans dönemi surlarından. Konum için tıklayın. Haritada 20 numara.

Barbarlık Müzesi

Barbarlık Müzesi, Kıbrıs tarihinin insanlık dışı yönlerine ışık tutarken adanın karanlık geçmişine de bakabileceğiniz noktalardan biri. Kıbrıs Rumları ve Türkleri arasında çıkan çatışmalarda sergilenen vahşeti sergiliyor. 24 Aralık 1963’te Kanlı Noel eylemleri sonucunda binbaşı Nihal İlhan’ın EOKA tarafından basılan evinin, kaybettiği ailesinin hatırasını ve yaşanan vahşeti göstermek adına özellikle müze için seçildiğini görüyoruz. Girişinde Kıbrıs’ın bölünen tarihine dair bir bilgilendirme var. Sonrasında farklı odalarda farklı ifade ediliş biçimlerine rastlıyorsunuz. Bazı odalarda kullanılan silahlar sergileniyor. Kurşun izleri arasında yürüdüğünüz odaların bazılarında hayatını kaybeden insanların eşyaları da var. 1974 Kıbrıs Harekatı’nda kaybolan, henüz bulunamamış insanların kişisel eşyaları ve fotoğraflarının bulunduğu bir alan da yer alıyor. İçerdeki deneyim sanırız herkes için farklı bir kişisel yolculuk olacaktır. Ziyaret etmek isteyenler için girişler ücretsiz. Haftanın her günü açık ve açılış saati 08.30, kapanış saati de 15.00. Perşembe günleri ise 16.30’a dek açık. Konum için tıklayın. Haritada 21 numara.

Kıbrıs Araba Müzesi

Kıbrıs Araba Müzesi, Yakın Doğu Üniversitesi kampüsünde yer alan bir müze. İçinde yüz yıl öncesinden günümüze kadar ulaşabilmiş 150’den fazla klasik otomobil sergileniyor. Sadece otomobilleri de değil tabii ki, o döneme ait benzin pompası ve araba jantı gibi aksesuarları ve reklamları da inceleyebiliyorsunuz. Müzedeki en eski araç 1901 model bir Crest Mobile ki kendisi dünyada bir tek burada varmış. 1903 Wolseley, 1918 T Forf Runabout gibi daha pek çok klasik araba da var. Bunun yanında klasik spor arabalara dair de ayrı bir bölüm bulunuyor. Haftanın her günü 09-17.00 saatlerinde gezebiliyorsunuz. Yalnızca Pazar günleri bir saat daha geç açılıyor. Konum için tıklayın. Haritada 22 numara.

Yeme-İçme

The Walls In

The Walls Inn ahşap yüksek sandalyeler, oymalı bar ve şaşalı avize detaylarıyla son derece klasik bir köşe barı ve artisan seçenekler sunan bir pub. Dış oturma alanı da bulunuyor. Haftanın her günü gece yarısına dek açıklar, hafta sonu ise bir saat daha geç kapatıyorlar. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.

No 3 Cafe Bar

No 3 Cafe Bar, ferah ve yüksek tavanlı bir kafe. Geniş cam detaylarıyla içerisi oldukça aydınlık. İç mekanı iki katlı ve dış kısımda da oturma alanı bulunuyor. Dilerseniz brunch yapabilir dilerseniz de kahve yanına tatlılarını tadabilirsiniz. Kitap okumak için de elverişli ve raflardaki pek çok kitaba göz atabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.

El Sabor Latino

Güney Lefkoşa sınırına çok yakın bir konumda bulunan İtalyan-İspanyol mutfağı odaklı bir restoran. Menüsü çoğunlukla salatalar, makarnalar, et yemekleri ve tapaslardan oluşuyor. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.

Budak Pastanesi

Kıbrıs’a özgü sütlü böreği, sütlü-şerbetli tatlılarını ve dondurmalarını deneyebileceğiniz yaklaşık yetmiş yıllık nostaljik bir pastane.  Bunların yanında tuzlu hamur işleri de var. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.

Saraba Ev Yemekleri

Elinizi uzattığınızda Selimiye Camii’nin duvarlarına dokunabileceğiniz merkezi lokasyonuyla ev yemekleri yapan bir restoran. Molehiya ve Kıbrıs Köftesi gibi geleneksel lezzetler başta olmak üzere çeşit çeşit salata, kızartma, sebze ve et yemeği servis ediyorlar. Menü halinde de sipariş verebiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.

Aysu’s Cakes and Bakery

Arnavut kaldırımlı ara sokakları geçip ulaştığınız bir köşebaşında, sevimli bir taş binada bulunan pastane. Kurabiye ve kekleri başta olmak üzere tatlılardan tuzlu hamur işlerine, limonatalardan kahvelere geniş bir menüsü var. Sokağa atılmış birkaç masası da mevcut. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.

Bildiğin Meyhane

Barbarlık Müzesi yakınlarında bulunan bir meyhane. Kıbrıs mutfağında önemli lezzetlerinden Garavolli’yi, yani bir çeşit salyangoz yemeğini, denemek istiyorsanız seçenekleriniz arasında değerlendirebilirsiniz. Bunun haricinde menüsünde klasik sıcak-soğuk mezeler, makarnalar, kebaplar ve tatlılar bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.

Çember Restaurant

Merkezin biraz dışında kalan bir Türk restoranı. Restoran diyoruz evet ama oldukça salaş görünümlü bir büfe havasında daha çok. Kıbrıs’a özgü “şeftali kebabı” menüsünde var. Ek olarak Adana’dan tavuk şiş ve şiş köfte gibi diğer pek çok kebap türünü bulabilirsiniz. Gece yarısına kadar açıklar. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.

Mamülcüoğlu

Çember Restaurant ile aynı cadde üzerinde kalan, 1919 yılından beri hizmet veren asırlık, aile işletmesi bir pastane. Hem iç hem de dış mekanında oturma alanı var. Kıbrıs’a özgü pilavunası, patatesli hellimli böreği, badem ezmeli kurabiyesi ve limonatası ünlü. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.

Eskikonak Meyhanesi

Gönyeli’de bulunan bir meyhane. Ahşabın hakim olduğu sıcak ve klasik bir meyhane bir atmosferi var. Fix menüleri bulunuyor, içinde mezeler, kebaplar, turşular, tatlılar ve meyve tabakları var. Pazar günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.

Asmaaltı Bereket Fırını


Lefkoşa’da yerlilerin sık sık yaptığı rutin bir şey var ki o da, Asmaaltı Bereket Fırını’ndan pilavuna alıp Büyük Han’da sıcacık çay eşliğinde yemek. Size tavsiyemiz sabah güne başlamadan önce Asmaaltı Bereket Fırını’na uğrayın ve lokal Kıbrıs lezzetlerinden istediğinizi alın. Sonrasında Büyük Han’da gördüğünüz bir dükkana oturup çayınızı söyleyip kahvaltınızı yapın. Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.

The post LEFKOŞA’DA GEZİLECEK YERLER appeared first on Biz Evde Yokuz.

Kaynak

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Gelisiyorum.com | Görsel Eğitim Akademisi!