
Otizm, kız çocuklarında neden daha geç teşhis ediliyor?
Otizm spektrum bozukluğu (OSB), erken çocukluk döneminde başlayan ve bireyin sosyal etkileşim, iletişim ve tekrarlayıcı davranışlarını etkileyen nörogelişimsel bir durum. Ancak, erken çocukluk döneminde teşhis edilmesine rağmen kız ve erkek çocuklarındaki teşhisi arasında oldukça ciddi farklar var. Çalışmalar gösteriyor ki otizm, kız çocuklarında erkek çocuklarına göre daha geç teşhis ediliyor, bunun da temel nedeni ne yazık ki sosyal normlar.
Kız çocukları, sosyal uyum yetenekleri ve daha az belirgin semptomlar göstermeleri nedeniyle genellikle gözden kaçarken, erkek çocukları klasik belirtilerle daha erken tanı alabiliyor. Bu da otizmin erkek çocuklarında daha yüksek oranda teşhis edilmesine rağmen, kız çocuklarında belirtilerin daha az fark edilmesi veya farklı şekilde ortaya çıkmasıyla teşhis oranlarında dengesizlik yaratıyor.
Kız çocuklarında otizmin teşhis edilmesi, erkek çocuklarına kıyasla daha geç ve daha zor. Bunun altında yatan en büyük nedenlerden biri, kızların sosyal normlara uyum sağlama eğilimleri ve bu uyum sürecinde otizm belirtilerini maskeleme yetenekleri.
Life on the Spectrum’un yayınladığı bir deneyde kız ve erkek çocuklarına ayrı ayrı ‘tuzlu jelibon’ veriliyor ve çocuklardan tadını nasıl bulduklarını değerlendirmeleri isteniyor. Deneyde kız çocukları, yedikleri şeyin tadını gerçekte beğenmemiş olsalar bile olumsuz tepkilerini maskeleyerek ‘beğenmiş gibi’ davranıyorlar. Tiksinme gibi duyguları gizleyerek empati gösteriyorlar ve onlara tuzlu jelibon veren kadını incitmek istemiyorlar.
Erkek çocukları ise tuzlu jelibonun tadına bakar bakmaz beğenmediklerini belli ediyor ve ‘neden içinde tuz var’ gibi sorular yöneltiyorlar. Bir yandan oldukça eğlenceli bir yandan da arka planda üzücü olan bir video çıkıyor böylelikle karşımıza. İzlemek isterseniz linki aşağıda:
Bu deneyde de görüldüğü üzere kız çocukları başkalarının duygularını incitmemek için küçük yalanlar söylüyor, karşısındakine nezaket gösteriyor ve sosyal normların farkında hareket ediyor. Erkek çocukları ise tepkilerini gizlemiyor ve karşı tarafın incinip incinmeyeceği üzerine düşünmeyerek ne hissettiklerini dile getiriyor. Araştırmacıların da belirttiği gibi kız çocukları, erkek çocuklarına kıyasla uyum sağlama konusunda güçlü bir arzuya sahip, dolayısıyla maskeleme yetenekleri fazlaca gelişmiş durumda ve bu nedenle de otizm gibi nörogelişimsel durumların teşhisi kız çocuklarında daha zor.
Erkek çocukları otizm belirtilerini dışa vururken, kız çocukları sosyal ipuçlarını gözlemleyerek bu belirtileri baskılama eğiliminde olabilirler. Peki neler yapılabilir?
- Dolayısıyla mevcut otizm teşhis yöntemleri, kız çocuklarındaki belirtileri daha iyi tanıyacak şekilde revize edilmeli, cinsiyet farkı değişkeni hesaba katılmalı.
- Aileler ve öğretmenler, kız çocuklarında otizmin farklı belirtiler gösterebileceği konusunda bilinçlendirilmeli.
- Otistik kız çocukları, sosyal beklentiler nedeniyle kendilerini bastırmamaları için cesaretlendirilmeli.
- Toplumda farkındalığın artması ve teşhis yöntemlerinin güncellenmesiyle, otizmli kız çocuklarına daha erken ve etkili destek sağlanabilir.
Aksi halde kız çocuklarında otizmin geç teşhis edilmesi, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önemli sonuçlar doğurabilir. Geç teşhis, gerekli desteğin gecikmesine yol açarak sosyal ve akademik zorlukları artırabilir. Kız çocukları genellikle anksiyete, depresyon veya yeme bozuklukları gibi farklı psikiyatrik teşhisler alabilirler. Oysa bu semptomlar, aslında otizmin bir sonucu olabilir. Maskeleme süreci kız çocuklarında uzun vadede tükenmişlik, sosyal izolasyon ve düşük benlik algısına neden olabilir. Tüm bunları gözeterek hem ebeveynlerin hem eğitimcilerin hem de toplumun bilinçlenmesi büyük öneme sahip.
İlginizi çekebilir: Eyvah! Çocuğum DEHB’li ne yapmalıyım?