
PsikoAkustik: Beyniniz Miksinizi Nasıl Etkiliyor?
Psikoakustik’ terimini duydunuz mu ama ne anlama geldiği hakkında hiçbir fikriniz yok mu? Eğer öyleyse yalnız değilsiniz çünkü bu, müzik prodüksiyon camiasında pek de iyi anlaşılmayan önemli bir kavramdır. Yine de psikoakustiğin ne olduğunu anlamak için zaman ayırmaya değer çünkü müziği her dinlediğimizde nasıl algıladığımızı etkiliyor.
Bu konu, dolayısıyla mix ve mastering gibi süreçler için temel önem taşıyor. Aşağıda, miksaj yaparken psikoakustiği dikkate almanıza yardımcı olacak şekilde kavramı açıklayacağız ve yaygın miks süreçleriyle ilişkilendireceğiz.
Psikoakustik Nedir?
Psikoakustik, insanların sesi algılama biçiminin incelenmesidir. Psikoakustik konusunu genel olarak iki ana alana ayırabiliriz; ‘algı’ ve ‘biliş’. Algı, sesi duyduğumuzda vücudumuzda meydana gelen fiziksel süreçlerle ilgilidir. Biliş, beynimizin duyduğumuz sesleri yorumlama şekliyle ilgilidir. Bu alanların her ikisini de anlamak, konu karıştırma olduğunda bize çok yardımcı olabilir.
İnsan İşitme Aralığı
İnsan işitme aralığının alt uçta 20Hz’den üst uçta maksimum 20.000Hz’e (veya 20kHz) kadar uzandığı oldukça yaygın bir bilgidir. Ancak çoğu yetişkinde işitme sistemlerimiz zamanla bozulduğundan işitme en üst seviyeye 16 veya 17 kHz’de çıkar. Daha az bilinen bir gerçek ise bu spektrumdaki tüm frekansları eşit şekilde duymamamızdır . Kulaklarımız aslında belirli frekansları diğerlerine göre ayrıcalıklı kılmak için tasarlanmıştır.
Eşit Ses Yüksekliği Konturları
Kulaklarımızın fiziksel yapısı, bazı frekansların diğerlerinden daha belirgin görünmesini sağlayacak şekildedir. Ses kulağımıza girdiğinde koklea adı verilen spiral şekilli bir boşluktan geçer. Ses dalgaları, kokleayı kaplayan stereocilia adı verilen küçük tüylü hücreleri uyarır ve bu uyarım, elektrik sinyallerinin beynimize gönderilmesine neden olur; bu sinyaller daha sonra ses olarak yorumlanır.
Bu minik tüy hücreleri koklea boyunca eşit şekilde yayılmaz. Ancak ortamımızdaki sesleri işleyerek bize en çok fayda sağlayan belirli alanlarda yoğunlaşırlar. Örneğin, konuşmanın şifresini çözerken önemli olan üst orta aralıkta bir destek alıyoruz. Bu varyasyonları, aşağıdaki resimde olduğu gibi ‘eşit ses yüksekliği konturları’ adı verilen diyagramlarda görebilirsiniz. Eğri boyunca her nokta, farklı ses basıncı seviyelerine rağmen diğer noktalarla aynı ses yüksekliğine sahipmiş gibi ses çıkaracaktır.

Yerelleştirme ve Hayalet Görüntü
İşitsel sisteminiz, çevrenizdeki sesleri uzayda nasıl konumlandıracağınızı belirler. Buna ‘yerelleştirme’ denir. Belirli bir sesin nereden geldiğini anlamamızda rol oynayan birkaç farklı faktör vardır. Öncelikle kulaklarımızın konumu var. Kulaklarımız başımızın her iki yanındadır, bu da elbette aralarında küçük bir mesafe olduğu anlamına gelir. Yani sol taraftan gelen ses önce sol kulağımıza, sağ taraftan gelen ses ise önce sağ kulağımıza ulaşacaktır.
Beynimiz, duyduğumuz ses dalgalarının nereden geldiğini çözmek için bu bilginin yanı sıra kulaklarımızın ve kafamızın şeklini dikkate alan daha karmaşık ipuçlarını kullanır.
Müziğimizde stereo bir görüntü oluşturmak için bu sistemleri kullanabilir ve bazı yönlerden onları kandırabiliriz. Aynı sesi iki özdeş hoparlörden aynı ses seviyesinde çalarsanız, sesin iki hoparlör arasındaki boşluğun orta noktasından geldiğini algılarız.
Buna ‘hayalet görüntü’ denir ve stereo efektinin temelini oluşturur. Her hoparlördeki ayrı miks öğelerinin ses düzeyini artırıp azalttıkça, beynimizi, sesin bir hoparlör ile diğeri arasındaki boşlukta hareket ettiğine inandırırız. Bu şekilde güzel, geniş stereo görüntüler oluşturmak için kaydırmayı kullanabiliriz.
Frekans Maskeleme
Frekans maskeleme, müziği mikslerken aşmamız gereken ana zorluklardan biridir. Bu, frekans aralıkları çok benzer olduğunda iki enstrümanın mikste birbirini gizlemesi olgusudur . Bunun nedenleri kulak fizyolojisini bir kez daha düşündüğümüzde netleşiyor.
Söz konusu iki enstrüman farklı yerlere yerleştirilmiş olsa da ses dalgaları kulağımıza ulaştığında her iki ses kaynağının sesi kokleadaki aynı bölgeleri uyarır. Eğer iki sesin uyardığı alanlar birbirine çok yakınsa, bir sesi diğerinden ayırmakta zorluk yaşayabiliriz.
Bu sorun EQing aracılığıyla çözülebilir ; sesleri, her müzik parçasının frekans spektrumunda kendi yerine oturacağı şekilde şekillendirebiliriz. Aslında müzik miksajı söz konusu olduğunda EQ’nun bu kadar önemli bir araç olmasının ana nedenlerinden biri de budur.
Eksik Temel
Bazen ‘hayalet temel’ olarak da bilinen bu, kulaklarımızı orada olmayan bir şeyi duyması için kandırmak için kullanılabilecek başka bir büyüleyici olgudur! Bu kavramı doğru bir şekilde açıklayabilmek için öncelikle harmonikleri tanımlamamız gerekmektedir. 100Hz’de bir piyano çalarsanız ortaya çıkan ses inanılmaz derecede karmaşıktır; geniş bir frekans aralığı içerir. 100Hz’lik bir sinüs dalgasını dinlemeyi deneyin; yalnızca ‘temel’ 100Hz tonunu duyduğumuz için bu nispeten çok basit bir sestir. Bir piyanoda, bu temel tonu 100 Hz’de elde ederiz, ancak aynı zamanda frekans spektrumunda orijinal 100 Hz’nin düzenli katlarında çok katmanlı ‘harmonik frekanslar’ veya ‘armoni tonları’ da elde ederiz. Ancak bunu, tek tek frekansları fark etmek yerine, tek bir tutarlı ses olarak (bir piyano notası) duyuyoruz.
Temel tonu kaldırıp armonikleri koruduğumuzda işler gerçekten ilginçleşiyor. Bunu yaparsak, orada olmasa bile temel sesi hâlâ ‘duyarız’! Beynimiz armonik tonları duyar ve eksik temelleri onlardan çıkarım yaparak orijinal perdeyi algılamaya devam ederiz. Bu, belirli senaryolarda önemli olabilir; örneğin, dizüstü bilgisayar hoparlörlerinden düşük baslı bir ses duyulabilir.
Buradaki bilgimizi bir alt bas kısmına doygunluk gibi bir efekt uygulayarak kullanabiliriz, bu efektle harmonik armonik tonlar oluşturursak, en düşük frekansları üretemeyen daha küçük sistemlerde bu kısmı duyulabilir hale getirebiliriz.
Psikoakustik büyüleyici bir konudur. Günlük olarak iş akışlarımızda kullandığımız ses süreçlerini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Artık psikoakustiğin bazı temel kavramlarını anladığınıza göre, bunları gelecekte vereceğiniz karma kararlar hakkında daha derinlemesine düşünmek için kullanmaya çalışın.
Kaynak: www.beatpazari.com