Gelisiyorum.com | Blog

Şefkatle, yeniden

04.09.2025
20
Şefkatle, yeniden

Yetişkinliğin en büyük yolculuğu, bazen büyümek değildir. Asıl yolculuk, içimizde sakladığımız çocuğun elini yeniden tutabilmektir. Bir zamanlar oyunlarla, hayallerle, saf bir merakla dünyaya bakan o yanımıza yeniden yaklaşabilmektir. Çünkü görünmez yaraların da ilaca ihtiyacı vardır. En derin yaralar, ancak şefkatle dokunulduğunda kapanır.

Çocukluk, hayatımızın şekillendiği ilk alan olmasına rağmen çoğu zaman farkına varmadığımız izler bırakır. Her reddediliş, her anlaşılmamış duygu, her bastırılmış ihtiyaç küçük bir yara olarak kalır. Yetişkinlik geldiğinde, bu yaralar çoğu zaman gözle görülmez; ama ruhumuzun köşelerinde hala hayat bulurlar. İşte bu noktada, kendimize göstereceğimiz şefkat, en güçlü iyileştirici ilaçtır.

Kendimize o şefkati verebildiğimizde, içimizdeki çocuk yeniden gülümsemeyi öğrenir. Ve bazen, bu gülümseme çok küçük bir farkındalıkla başlar: Bir nefes alıp kendimize izin vermek, geçmişte yaşadığımız zorlukları yargılamadan kabul etmek ya da sadece olduğumuz gibi hissetmeye izin vermek. Küçük ama etkili bu adımlar, zihnimizde ve bedenimizde derin bir rahatlama yaratır. Şefkat, sadece yumuşak sözler veya düşünceler değildir; aynı zamanda kendimize verdiğimiz alan ve zamanla da ilgilidir.

Bu teması kurmak, geçmişi değiştirmez belki; ama bize bugün için güç, yarın için umut verir. O yanımızla konuşmak, onu anlamak, onunla yeniden oyunlar oynamak, hayatın karmaşası içinde kaybolan saf merakı hatırlatır bize. Bazen bir şarkı dinlemek, bazen bir oyuncağa dokunmak, bazen de hayal gücümüzü özgür bırakmak… Bu buluşmalar, ruhumuzda yeni bir enerji yaratır ve yetişkin kimliğimizin yüklediği ciddiyeti yumuşatır. Bugünle başa çıkma gücü verir. Kendimizi yargılamadan dinlemeyi, duygularımızı olduğu gibi kabul etmeyi ve hayatın getirdiği zorluklar karşısında esnek olabilmeyi öğretir. Onunla kurduğumuz sohbet, içimizde kaybolmuş merakı ve güveni yeniden canlandırır. Her yeniden buluşma, içimizde sessizce var olan gücü hissetmemizi sağlar.

Ve işte o an fark ederiz ki kendi yaralarını sarma cesaretini bulan, kendi hikayesini yeniden yazan, hem kırılganlığını hem gücünü taşıyabilen, hem geçmişi onaran hem de geleceğe umutla bakan bütün masalların en gerçek ve tek kahramanı “biziz.”

Reklam

Bu farkındalık, yalnızca kendimize verdiğimiz değerin değil, aynı zamanda yaşamı daha dolu ve bilinçli bir şekilde deneyimleme kapasitemizin de göstergesidir.

Her gün attığımız küçük adımlar, fark ettiğimiz duygular ve kendimize verdiğimiz şefkat, içimizdeki çocuğun yeniden gülümsemesine kapı aralar. Gerçek cesaret, o çocuğa yeniden dokunabilmekte yatar—işte o an, kendi hikayemizin en güçlü kahramanı oluruz.

Bu yolculuk, her zaman kolay değildir; bazen yeniden incinir, bazen eski acılar canlanır. Ama şunu bilmek gerekir ki, her şefkat dolu dokunuş, bir yara bandı değil, ilaçtır.

Unutmayalım ki, yetişkin olmak, sadece sorumluluklar ve görevlerle tanımlanmaz. Gerçek olgunluk, kendimizi tüm yönlerimizle kabul edebilmek, kırılganlıklarımızla barışmak ve içimizdeki çocuğa yeniden gülümseme fırsatı sunabilmektir. İşte o zaman, hayatın karmaşası içinde kaybolmuş masalımızı yeniden yazabilir, hem geçmişimizi onarabilir hem de geleceğe umutla bakabiliriz.

Kaynak

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Gelisiyorum.com | Görsel Eğitim Akademisi!