
Siber Zorbalık Nedir?
Günümüzde internet, bize pek çok alanda avantajlar sunmaya ve hayatımızdaki önemini her geçen gün arttırmaya devam ediyor. İnternet kullanımının özellikle çocuklarda ve gençlerde yoğun olduğu da bilinen bir diğer gerçek. Pandemi koşullarında eğitimin online olarak devam etmesi ve kalabalık ortamlarda bulunmanın sağlık açısından olumsuz etkileri ile birlikte düşünüldüğünde söz konusu kullanımın arttığını da söyleyebiliriz. Sağladığı çeşitli olanakların yanında internet, siber zorbalık gibi birtakım riskleri de içinde barındırıyor.
Siber zorbalık davranışı, dijital mecralar vasıtasıyla kasıtlı olarak birine zarar vermek anlamına gelmektedir. Fiziksel ve sözel zorbalık gibi siber zorbalık da özellikle çocuklara duygusal, zihinsel ve fiziksel açıdan pek çok zarar verebiliyor. Siber zorbalık mağdurları, taciz, aşağılama, küçük düşürme, utandırma, dışlama, korkutma ve şantaj gibi olumsuz davranışlara maruz kalabiliyor. Söz konusu davranışlar kısa mesaj, mail, sosyal medya, online oyun ve çeşitli online uygulamalar aracılığıyla gerçekleştirilebiliyor.
Yüz yüze yapılan zorbalıklardan farklı olarak siber zorbalık, günün her saati ve internetin olduğu herhangi bir yerde geçekleşebilir. Anonim bir şekilde yapılabilir ve bir sonraki zorbalık davranışının ne zaman yapılacağını tahmin etmek zorlaşabilir. Dolayısıyla buna maruz kalan kişi kendini sürekli bir baskı altında ve kendi evinde dahi olsa daima güvensiz hissedebilir. Bunun yanı sıra internet ortamındaki zarar verici yorumların, mesajların ve gönderilerin kaldırılması zaman alabilir ve bu süre zarfında bahsi geçen zorba davranış yüz yüze iletişimde olduğundan daha hızlı yayılabilir. Siber zorbalık ile ilgili bir diğer faktör de bu davranışları uygulayan kişinin online bir mecrada olması ve anonim bir kimlik kullanabileceğinden dolayı oldukça zarar verici olabilir. Kişi mağdurun nasıl zarar aldığını canlı olarak görmeden uzaktan ve anonim bir kimlikle zorbalık davranışını gerçekleştirir.
Siber Zorbalık Örnekleri ve Bunların Çocuklar Üzerindeki Etkileri
Kendini farklı biçimlerde gösterebilecek siber zorbalık davranışlarından birkaçını şu şekilde örnekleyebiliriz:
- Birinin kişisel bilgilerini, fotoğraflarını, videolarını yayma,
- Biri hakkında küçümseyici, korkutucu çirkin paylaşımlarda bulunma veya çirkin söylentiler yayma,
- Online oyundan veya sosyal medya gruplarından, tartışmalarından dışlama,
- Sahte hesaplarda birilerinin fotoğraflarını, bilgilerini vs. kullanma,
- Birini bıktırıcı düzeyde takip ederek taciz etme
Siber zorbalığın her an ve internet olan her yerde gerçekleşebilmesinden dolayı bu davranışla karşılaşan çocuklar kendini her yerden saldırıya uğruyormuş ve kaçacak bir yeri kalmamış gibi hissedebilir. Kimsenin kendisine yardım edemeyeceğini düşünebilir. Bu olumsuzluklar ve arkadaş gruplarından dışlanma korkusu yalnızlık duymasına neden olabilir. Bu duruma mutsuzluk, utanç ve öfke gibi duyguların eşlik etmesinin yanı sıra normalde olanın dışında bir fiziksel yorgunluk, uyku bozukluğu, karın veya baş ağrısı gibi problemlerle baş etmek durumunda kalabilir. Okula gitmekte isteksizlik ve akademik performansta azalma, yapmaktan hoşlandığı şeylere karşı genel bir isteksizlik görülebilir.
Çocukları Siber Zorbalıktan Nasıl Koruyabiliriz?
1. Bir telefon veya sosyal medya hesabına sahip olmadan önce bunların nasıl kullanılması gerektiğiyle ilgili çocuklarla konuşabiliriz. Sosyal medya da dahil olmak üzere pek çok uygulamanın zarar verici davranışlara karşı bazı önlemler içerdiğini söyleyebilir, bunları nasıl kullanabileceklerini gösterebiliriz. Tanımadıkları kişilerden gelen arkadaşlık veya takip etme isteklerini kabul etmemelerini ve kendilerini rahatsız eden kişi ve paylaşımları engelleyebileceklerini, şikayet edebileceklerini belirtebiliriz. Ayrıca olumsuz bir şekilde kullanılabileceğinden ve hızla yayılabileceğinden dolayı kişisel bir paylaşımda bulunmadan önce iyice düşünmeleri için onları uyarabiliriz. Çocuğunuzun gelişim dönemini göz önünde bulundurarak paylaşım yapmadan önce size danışmasını önerebilirsiniz.
2.Çocukların yaşadığı bu problem üzerine konuşmak ise kritik bir öneme sahiptir. Her ne kadar kolay olmasa ve her şeyi çözüme kavuşturmasa da hazır olduklarını söyledikleri anda onlarla konuşmak, yaşadıkları bu zorluğu paylaşmaya ve onların taşıdığı yükü hafifletmeye yardımcı olabilir. Diğer yandan sahip oldukları güvensizlik ve çaresizlik hislerine karşın onları sevdiğimizi, onlara değer verdiğimizi söyleyebiliriz; yanlarında olduğumuzu ifade edebiliriz ve çözümün mümkün olduğunu, yardım edebileceğimizi belirtebiliriz.
3.Onlara maruz kaldığı bu davranışı kendileri de dahil olmak üzere kimsenin hak etmediğini söyleyebiliriz. Kendileri hakkında yapılan çirkin paylaşımları kanıtlamak için çaba sarf etmelerine gerek olmadığını, onların zaten bizim ve pek çok seveni için değerli olduğunu gösterebiliriz. Çoğu kez bu zorba davranışlara cevap vermeye çalışmak hem yıpratıcı olabilir hem de davranışı gösteren kişiyi teşvik edici olabilir. Bunun yerine o kişiyi engelleyebileceklerini ve şikayet edebileceklerini hatırlatabiliriz.
4.Şaka ile zorbalık arasındaki fark özellikle sanal ortamda yeterince iyi ayırt edilemeyebilir. Şakalaşmanın eşitlikçi bir şekilde ve zarar vermeden yapılmasının gayet doğal olduğunu; ama kişi eğer inciniyorsa ve söz konusu davranışın yapılmasını istememesine rağmen buna maruz kalıyorsa; bunun bir zorbalık davranışı olduğunu belirtebiliriz. Bu konu ile ilgili karşısındaki kişiyi uyarmasını, uyarılarının cevapsız kaldığı süreçte sizinle paylaşmasını önerebilirsiniz.
5.Siber zorbalığa sıklıkla geceleri maruz kalınabildiğinden dolayı geceleri hep birlikte telefonu kapatma veya ondan uzak durmayı önerebiliriz.
6.Bazen arkadaşlar arasında bir güven işareti olarak sosyal medya veya başka uygulama hesaplarının şifreleri verilebilmektedir. Eğer bunu yaparlarsa kişisel bilgilerinin ve paylaşımlarının olumsuz bir şekilde kullanılabileceği konusunda onları uyarabiliriz.
7.Siber zorbalığa maruz kaldıklarında şikayet mekanizmalarında kullanabilmek adına ekran görüntüsü almalarının öneminden bahsedebiliriz.
8.Onların da davranışlarıyla başkalarının maruz kaldığı zorbalığa destek olmaması gerektiğini hatırlatabiliriz. Güvenli bir internet ortamı oluşturabilmek için hepimizin sorumluluk taşıdığını ifade edebiliriz.
Kaynak: Yaşantı Psikoloji