Şirketlerin Amacı Kâr Etmek Midir?
Şirketlerin tek amacı kar etmek midir?
Kâr bir sonuçtur. Bir şirketin kâr etmesi, o şirketin doğru bir alanda faaliyet gösterdiğinin, doğru insanlarla iş birliği yaptığının, verimli çalıştığının, doğru fiyatla sattığının, müşterisini memnun ettiğinin kanıtıdır. Bunların bir tanesi bile doğru olmasa şirketin hayatta kalması mümkün olmaz. Kâr işin doğru yapıldığının bir kanıtıdır. Kâr eden şirketler, işlerine devam etme hakkı kazanırlar. Zarar edenler, yanlış yaptıkları için elenirler. Kar etmek bir şirketin amacı değil, varlığını sürdürmesi için bir koşuldur.
Peki, bir şirketin amacı kâr etmek değilse nedir?
İnsanların para ödeyip satın aldıkları her ürün ve hizmet onlara bir fayda ve değer sağlıyor demektir. İşte bu fayda ve değer, şirketlerin varoluş nedenidir. Şirketler bu faydayı sağlayarak insanlara yararlı olurlar, topluma katkı yaparlar. Şirketlerin amacı bu faydayı sağlamaktır.
Şirketlerin de ruhları vardır. Bir şirketin ruhunu tanımlayan şey o şirketin ne için var olduğu, neye hizmet ettiği ve amacının ne olduğudur. Bir şirketin fark yaratmasının önkoşulu “neye hizmet ettiğini” tanımlamasına bağlıdır. Şirketler de tıpkı insanlar gibi, ancak amaçlarını buldukları zaman yorulmadan çalışabilir; güçlüklerle baş edebilir ve başarıyı yakalayabilirler. Drucker’ın dediği gibi “Eğer tutkunuz ve amacınız varsa, nereden başlarsanız başlayın zirveye tırmanabilirsiniz.”
Şirketler gösterdikleri gayretin ve yaptıkları yatırımların “neye hizmet” ettiğini keşfettikleri andan itibaren bir “ruha” kavuşur ve başta çalışanlar olmak üzere etraflarındaki herkese ilham ve heyecan vermeye başlarlar. Varlık nedenini özümsemiş şirketlerin aldığı her karar, attığı her adım bir bütünlük içinde olur; her faaliyetleri tutarlılık kazanır.
Joey Reiman bu amacını bulmuş şirketleri şöyle tanımlar:
1. Neyi, neden yaptıklarını bilirler, aldıkları kararlarda, attıkları adımlarda amaçlarını gerçekleştirmeye odaklanırlar.
2. Bir duruşları, bakış açıları, hayata karşı bir tavırları vardır; her rüzgârla başka bir yöne savrulmazlar. Esnek ama tutarlıdırlar.
3. Kendilerine özgü bir karakter bütünlükleri vardır (ethos). Rekabet avantajlarını da zaten bu kendilerine özgü karakter ve kişilikle sağlarlar.
4. Misyonları, yaptıkları işin kılavuzudur. Ne iş yaparlarsa yapsınlar bu misyonu gerçekleştirmek için yaparlar. Kâr, misyonlarına giden yolda daha fazla yatırım yapmalarına imkan veren ve aynı zamanda olası hataları telafi edecek fonları yaratan bir ödüldür. Elde ettikleri kâr, işlerini doğru yaptıklarının bir kanıtıdır.
5. Müşteriler, sadece alışverişin bir tarafı değil, dava ortakları ve şirketin üstlendiği amacın savunucularıdırlar (advocates).
6. Ürünlerini, hizmetlerini ve şirketlerini tanıtırken herkesin yaptığı gibi reklam yapmak yerine, varoluş amaçları doğrultusunda kendi etraflarında topluluklar oluşturmak üzere iletişim kurarlar.
7. Sosyal sorumluluk kampanyaları yapmak yerine sosyal gelişim fırsatları yaratırlar. Bu çerçevede kendi ekosistemlerini kurup daha çok insanın refahı için çalışırlar.
8. Paydaşlarının inançlarında, algılarında, değerlerinde ve davranışlarında köklü değişimler yaratma konusunda itici bir rol oynarlar. Bu şirketler oyunun kuralını değiştiren yaratıcı şirketlerdir (Game changers). Kendi inanç ve değerlerini yayarak içinde bulundukları sektörü ve toplumu da dönüştürmek isterler.
Çoğu insan şirketlerin tek amacının kâr etmek olduğunu düşünür. Bu düşünce eksik hatta yanlış bir düşüncedir. Şirketlerin amacı, insanlara fayda sağlamaktır. Onların değer verdiği ürün ve hizmetler üretmektir.
İnsanlar için de şirketler için de varoluş amacını keşfetmek, başarılı olmanın ön koşulu ve itici gücüdür. Hayatı anlamlı kılan, onu nasıl yaşadığımızdır. Nasıl bir hayat yaşadığımız ise amaçlarımızla doğru orantılıdır.
Şirketlerin de insanlar gibi varoluş amaçlarını keşfedip, bütün ilişkilerini bu amacı gerçekleştirmek için yönetmeleri gerekir. Bunu yaptıkları zaman çalışma ortamları, insanların gönüllü olarak katılmak isteyecekleri, parçası olmak isteyecekleri bir “anlam platformuna dönüşür. Çalışanlar “dava arkadaşları”, müşteriler de “davanın savunucuları” olurlar.