
Soyut Resimde Eleştirmenler Saltanatı
Sinema ve reklamcılık sektöründe uğraşan Warhol deneyimlerini Amerika’da zaten içeriği boşaltılmış olan sanat platformuna taşımıştır. Serigrafi, afiş basma tekniklerini kullanarak Marilyn Monroe, Marlon Brando, Jacqueline Kennedy gibi ünlülerin posterlerini çoğaltmış, yine Kola veya Brillo gibi çeşitli yiyecek içecek kutularını, ambalajlarını vs. sanat objesi olarak sergilemiştir.
Tabii, her zamanki gibi eleştirmenler bu tarzı ben diyeyim desteklemek, siz deyin cilalamak için sanatın özgünlüğü ve orijinalliğine sorgulama gibi tuhaf izahlarda bulunmuşlardır. Ayrıca Warhol, Marilyn gibi ünlü, idol olmuş insanların posterlerini çoğaltarak sözüm ona onların bu idol oluşunda ki biricik ve orijinal oluşlarını sorgulamıştır gibi ciddiyetsiz yorumlar yapmışlardır. Halbu ki, Marilyn Monroe zaten çeşitli imajlarıyla posterleriyle, filmleriyle ünlü olmuş biricik hale gelmiştir.
İşin gerçeği burada Warhol’un yaptığı, zaten ünlü olan imgelere, imajlara kendi adını yamamaktan başka bir şey değildir. Kısaca bu, ünlülere yaptırılan herhangi bir ürün reklamından farkı yoktur. Reklam sektörü zaten böyle işler. Tabii, bu durumda ünlü birinin imajını kullanan Warhol’un kendisi ürün olarak sunulmuş oluyor. Daha da komik olanı, bu eserlerin örneğin Marilyn’in resminin sanat olması, Warhol’un yaptığını bilenler için geçerlidir, bilmeyenler için ise sadece büyük boy Marilyn posteridir. Warhol, pop art denilen ismiyle müsemma popülist sanat akımın babalarındandır. Hâlâ çok sert tartışılan bir sanatçıdır.
Gerçekte olay basittir. Sanat, geçmişte zenginler, aristokratlar, elit kesimin ilgi alanıydı. Dolayısıyla sıradan insanlar özellikle modern, soyut sanatı anlayamadıklarını düşünerek çok ilgilenemiyorlardı. Ancak Duchamp’ın pisuvarı ile ünlenen kavramsal sanat, sıradan kitlelerin ilgisini sanata çekmişti. Warhol’da benzer yoldan giderek herkesin bildiği tanıdığı kişilerin imajlarını, kolayca anladığı görselleri sanat objesi olarak sundu. Tabii, kitleler bundan çok hoşlandı. Çünkü onlar da artık elitlerin tekelinde olan sanatı anlar olmuşlardı ve kendilerini çağdaş, elit statüye yakın hissetmelerini sağladı. Bu yüzden pop art denilen sanat çok ilgi gördü. Özetlersek Warhol, reklamcılık işinde kullandığı usulleri aynen sanat için de uyguladı. Bunu futbol terimiyle basitleştirirsek, Warhol trübüne oynadı.
Peki, bu içeriksizleşmiş sözde sanatın akımlarının yarım asırdan fazladır etkili olmasının nedeni nedir? Cevap ortadadır, nedeni eleştirmenlerdir. Şimdi bu konuda Amerikalı ünlü ekonomik stratejist ve müzik eleştirmeni yazar David P. Goldman’ın Modern sanatla ilgili bir makalesinden alıntı vereyim:
‘Modern sanat ideolojiktir, bunu ilk kabul edenler de savunucularıdır. Soyut izlenimcilerin ününü sağlayanlar ideologlar, yani eleştirmenlerdi, en ünlü örnek ise Clement Greenberg’in Pollock’a sponsor olmasıdır.’ David P. Goldman (Admit It, You Really Hate Modern Art) https://ffclassicalmusic.org/2015/admit-it-you-really-hate-modern-art/
Gerçekten de bu tüm başı bozukluk iyi veya kötü niyetli eleştirmenlerin oluşturdukları dayanaksız veya sığ sanat kriterleri yoluyla başlayıp devam etmiştir. Gelecek bölümde çok şaşırtıcı durumlarla devam edeceğim.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio