Gelisiyorum.com | Blog

Telekom sektörü neden büyümüyor? – Technopat

11.10.2025
16
Telekom sektörü neden büyümüyor? – Technopat

Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) tarafından paylaşılan 2024 raporu, Türkiye telekomünikasyon sektörünün nominal olarak büyümesine rağmen reel anlamda neredeyse hiç ilerleme kaydedemediğini ortaya koydu. 407,4 milyar TL’lik bir ekonomik büyüklüğe ulaşan sektör, dolar bazında değerlendirildiğinde 2013 yılındaki gelir seviyesini aşamadı. 2013’te 18,02 milyar dolar olan gelir 2024’te 12,41 milyar dolara gerileyerek uluslararası rekabet gücünün zayıfladığını gösterdi.

Telekom sektörü 10 yıldır yerinde sayıyor

Rapora göre sektörün büyüme sorunlarının arkasında yapısal nedenler bulunuyor. En önemli göstergelerden biri, enflasyondan arındırılmış gelirlerin 21 yıl boyunca neredeyse sabit kalması. 2003 yılında 14,98 milyar TL olan reel gelir, 2020’de 15,27 milyar TL’ye, 2024’te ise 15,17 milyar TL’ye çıktı. Bu rakamlar serbestleşmenin başladığı 2002 yılından bu yana sektörde kayda değer bir genişleme yaşanmadığını net şekilde gösteriyor.

Reklam

Reel büyümenin sınırlı kalmasındaki en önemli etkenlerden biri rekabet eksikliği. Alternatif işletmecilerin toplam pazar payı %8,14 ile sınırlı kalıyor. Bu oran, rekabetçi bir piyasa yapısının oluşması için yetersiz. Ayrıca 2024 yılı içinde 115 yetkilendirme iptalinin gerçekleşmiş olması, yeni girişimciler ve mevcut oyuncular için belirsizliği artırıyor.

Rekabetin zayıf olması, hizmet çeşitliliğini azaltırken fiyatlar ve kalite üzerinde baskı unsuru oluşturabilecek yeni oyuncuların etkisini ortadan kaldırıyor. Bu tablo, Ar-Ge yatırımları, tarife politikaları ve altyapı geliştirme süreçlerini de doğrudan etkiliyor.

Sektörün altyapı tarafında da tablo benzer. Fiber abone oranı yalnızca %25,3 seviyesinde. Türk Telekom’un fiber altyapısı 2009-2024 yılları arasında %270,66 büyürken, alternatif işletmecilerin fiber altyapısı %659,66 oranında genişledi. Bu yüksek büyüme oranına rağmen altyapı paylaşım mekanizmalarının etkin çalışmaması ve yetkilendirme süreçlerindeki engeller bu potansiyelin piyasaya tam olarak yansımasını engelliyor. Avrupa Genişbant Konseyi verilerine göre Türkiye, fiberleşmede Avrupa’nın oldukça gerisinde bulunuyor.

Mobil ve sabit trafik verileri de büyüme sorununu destekliyor. 2010 yılından bu yana sabit ses trafiğinde ciddi bir düşüş yaşanırken, mobil trafikte uzun süre artış kaydedildi. Ancak 2022, 2023 ve 2024 verileri mobil trafik artış oranlarında belirgin bir yavaşlama olduğunu gösteriyor.

2024 yılı itibarıyla 14 yıl sonra sabit telefon trafiğinde ilk kez bir artış gözlemlense de bu artış sektördeki genel durgunluğu değiştirecek ölçekte değil. Rekabetin sınırlı kalması ve fiyatlandırma ile hizmet kalitesinde yeni oyuncuların baskısının olmaması, trafik dinamiklerini de doğrudan etkiliyor.

Uydu ve veri merkezi tarafında tablo daha da çarpıcı. 2024 yılında uydu haberleşme hizmetlerinden faydalanan abone sayısı sadece 15.959 olarak kaydedildi. Raporda, Türkiye uydu sektörünün dünya ortalamasına yaklaşabilmesi için en az 10 kat büyüme gerektiği belirtiliyor.

Küresel veri merkezi ve bulut pazarının 2024’te 242,72 milyar dolara ulaştığı, 2032’ye kadar 584,86 milyar dolara çıkmasının beklendiği ifade ediliyor. Bu hızla büyüyen pazarda Türkiye’nin payı oldukça sınırlı. TELKODER, veri güvenliğinin güçlendirilmesi için yerli veri merkezlerinin desteklenmesi ve ulusal ekosistemin geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Sektörün büyümesinin önündeki bir diğer temel engel ise düzenleyici belirsizlikler. Altyapı paylaşım modellerinin yetersizliği, yetkilendirme iptalleri ve şeffaf olmayan süreçler yatırım ortamını zayıflatıyor. TELKODER, fiber dönüşüm takviminin net biçimde açıklanmasını, altyapı paylaşım mekanizmalarının işler hale getirilmesini ve İnternet Değişim Noktaları’nın güçlendirilmesini öneriyor. Ayrıca veri merkezi yatırımlarının desteklenmesi ve düzenleyici çerçevenin yatırımcı dostu hale getirilmesinin kritik önemde olduğu vurgulanıyor.

Raporda, sektördeki büyümenin yeniden sağlanabilmesi için rekabetin artırılması, alternatif işletmecilerin pazar payının genişletilmesi, altyapı paylaşımının kolaylaştırılması ve düzenleyici süreçlerde öngörülebilirliğin sağlanması gerektiği belirtiliyor. Bu adımların hayata geçirilmesi, hem sektörün uluslararası rekabet gücünü artıracak hem de Türkiye’nin dijital dönüşüm hedeflerine ulaşmasında belirleyici bir rol oynayacak.

Kaynak

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Gelisiyorum.com | Görsel Eğitim Akademisi!