Gelisiyorum.com | Blog

Yeme davranışlarımızın görünmeyen sahipleri: Tabağımda kim var?

17.07.2025
27
Yeme davranışlarımızın görünmeyen sahipleri: Tabağımda kim var?

Her lokmada sadece tat değil, bir hikaye de yutuyoruz. Çocukluk sofraları, anne sesiyle gelen uyarılar, hızlıca geçirilen öğle araları ya da yalnız yenmiş akşam yemekleri… Tüm bu anılar, bugün tabağımızda yer alanları seçerken sandığımızdan çok daha etkili. Peki, yeme davranışlarımızı belirleyen şey yalnızca açlık mı? Elbette, hayır.

Bu yazıda yeme örüntülerimizin nasıl oluştuğunu, hangi görünmeyen “karar vericilerin”in tabağımıza yön verdiğini ve bu örüntülerin duygularımızla, kimliğimizle ve geçmişimizle olan bağlarını derinlemesine inceleyeceğiz.

Yeme örüntüsü nedir, neden önemlidir?

Yeme örüntüsü, sadece ne yediğimizle tanımlanmaz; ne zaman, nasıl, kiminle ve hangi duyguyla yediğimizdir. Güne kahveyle mi başlıyoruz, stresli zamanlarda tatlı mı istiyoruz, sosyal ortamlarda mı yeme ihtiyacımız artıyor, yoksa yalnızken mi? Tüm bu düzen, aslında psikolojik, sosyal ve biyolojik katmanların bir araya geldiği karmaşık bir ağdır ve her ağın bir başlangıcı vardır.

Yeme davranışları nerede başlar? Beyinde mi, kalpte mi?

Yeme davranışları genellikle erken çocuklukta şekillenmeye başlar. Fakat, sadece evde pişen yemekler değil; ebeveyn tutumları, kültürel normlar, ekonomik şartlar, hatta o sırada yaşanmış bir duygusal deneyim bile bu örüntünün temellerini oluşturur. Örneğin:

  • “Tabağındakini bitirmezsen, arkandan ağlar!” gibi kalıplar, doyma sinyallerini görmezden gelmeyi öğretir.
  • “Tatlı yemezsen mutlu olamazsın.” gibi sembolik aktarımlar, duygusal açlıkla fiziksel açlığı birbirine karıştırmamıza neden olabilir.
  • Kıtlık bilinciyle büyüyen bireylerde ise stoklama ve aşırı yeme davranışları sık görülebilir.

Yani yeme davranışı, sadece fizyolojik bir ihtiyaç değil; duygusal bir düzenleme, bir bağ kurma biçimi ve hatta bir kimlik göstergesidir.

Reklam

Çocukluk sofraları: Tabağın ilk sahipleri

Araştırmalar, yeme davranışlarının temelinin yaşamın ilk yıllarında atıldığını göstermektedir. Güvenli bağlanma geliştirmiş bir çocuk, açlık ve tokluk sinyallerini daha sağlıklı tanıyabilir. Ancak, duygusal ihmal ya da aşırı kontrolcü ebeveyn tutumları, çocuğun bu sinyalleri bastırmasına ya da yanlış yorumlamasına neden olabilir. Örneğin, duygusal ihtiyaçları fark edilmeyen bir çocuk, açlığını da doğru tanıyamayabilir. “Yaramazlık yaptın, tatlı yok!” mesajı, yemeği bir ödül/ceza sistemine dönüştürür. Bu durum ilerleyen yaşlarda yeme davranışının, beden ihtiyacından çok duygusal regülasyon için kullanılmasıyla sonuçlanabilir.

Yetişkin hayatında tabağın yeni sahipleri: Stres, yalnızlık ve kontrol

Yetişkinlikte ise yeme davranışlarımız iş yaşamı, ilişkiler, toplumsal roller ve beden algısıyla yeniden şekillenir. Genellikle aşağıda ki örüntüler yaygındır:

  • Stres: Kortizon hormonu artışıyla birlikte özellikle karbonhidrat ve yağlı yiyeceklere yönelme.
  • Yalnızlık: Yemeğin bir arkadaş gibi işlev görmesi.
  • Diyet döngüsü: Suçluluk hissi – kısıtlama – aşırı yeme – yeniden suçluluk sarmalı.

Örüntüleri yeniden yazmak mümkün mü?

Beslenme örüntülerimiz değiştirilebilir. Ancak bu değişim sadece “diyet” yaparak değil; kendilikle temasa geçerek, duygusal ihtiyaçları tanıyarak ve bedenin sinyallerini tekrar öğrenerek mümkündür. Yardımcı olabilecek bazı adımlar:

  • Yeme günlüğü tutmak: Ne yedim, ne hissettim?
  • Farkındalık temelli yeme pratikleri yapmak.
  • Yargısız bir dil geliştirmek: Örneğin: “kötü yedim” yerine “ihtiyacımı tanıyamadım” demek.
  • Bir uzmandan destek almak: Özellikle yeme bozuklukları, duygusal yeme ve beden algısı sorunlarınız varsa.

Tabağın dili vardır, dinlemeyi öğrenebiliriz

Beslenme örüntülerimiz sadece mideyi değil, geçmişe, duygulara ve kimliğe dair çok şey söyler. Bu yüzden değişim, bir diyetten ibaret olamaz. Değişim; farkındalık, şefkat ve sabırla gelen bir içsel dönüşümdür. Unutma, tabağında yalnızca yemek yok. Tabağında seni şekillendiren hayatın izleri var. Bu izler, dönüştürülmek için görülmeyi bekliyor.

Kaynak

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Gelisiyorum.com | Görsel Eğitim Akademisi!